"regret"

1.7K 206 379
                                        

Jungkook

"Ah, başım... Tanrım," gözlerimi yavaşça araladığımda derin uykum ani baş ağrısına sebep olmuştu. Ellerimle anlımı ovuşturarak yatakta oturur hale geldim.

Kararan gözlerim yavaş yavaş etrafı net görmeye başladığında güneşin batmak üzere olduğunu gördüm. Saat 7 gibiydi heralde.

Bir dakika Jimin, o markete gideceğini söylemişti. Gelmiş olmalıdır diye düşünerek ayağa kalktım. Telefonuma gelen birkaç bildirimi görmezden gelerek lavaboya girdim. Kendime gelmek için yüzümü yıkadım.

Bugün gerçekten de yorucuydu. Özellikle toplantıda olanlar, o iğrenç herif, vücudumu süzmesi... En çok da, en çok da Taehyung'ın beni dinlememesi.

Sikeyim o kadar yakınlaşmadan sonra sikik bir toplantı yüzünden bağırmıştı o kadar.

Düşüncelerimden sıyrılarak odamdan çıktım. Merdivenleri inerken aldığım mükkemmel yemek kokusu Jimin'in varlığının sembolüydü zaten

Ve işin aslı gerçekten çok acıkmıştım.

Son basamağıda indiğimde yine tek eli belinde olan yeni gelin duruşlu, yemeği karıştıran bir Jimin ile karşılaştım.

Gülümseyerek ilerlediğimde yemek kokusu bana herşeyi unutturmuştu. Erişte çorbası yapmış olmalıydı.

"Oo uyayan prensimiz de kalkmış." Gözlerimi kırpıştırdığımda bana döndü ve elindeki tencreyle tabakları koyduğu masaya ilerledi. Yavaşça yerleştirdi masaya.

"Cidden çok uymuşum Jim." Sandalyeyi çekip oturduğumda kollarım gererek kemiklerini gevşettim. Derin bir uykunun belirtisiydi bu kemik kıtlamaları.

"Güzel, iyi uyumana sevindim." O çorbayı kepçeyle tabağıma doldururken bu sefer ben sordum.

"Sen gittin mi markete? Hatta ne zaman geldin, ben baya uyumuşum da." İstifini bozmdan kendi tabağına da koydu ve oturdu.

"Aa, evet gittim geldim ben çoktan."

Çorbanın kokusu karnımı kazıtmaya devam ederken dayanamadım ve masadki kaşıkla direkt daldım yemeğe.

Tanrı aşkına, bu çocuk... İçtiğim en güzel çorba diyebilirdim kesinlikle. Yine ve yine mükkemmel yapmıştı.

"Jimin sen... Lütfen bir aşçı olarak gir herhangi bir restoranta. Parayı kırarsın yemin ederim." Jimin dediklerimle kıkırdadığında tek elim cebimdeki telefona gitti. Garip bir şekilde bildirimler susmuyordu.

"Ne bu bildirimler ya noluyo sabahtan beri?" Telefonun kilidini açtığımda mesajlara tıkladım. Kaç tane mesaj vardı da bu kadar bildirim geliyordu.

En başta gördüğüm 'ibne' ismiyle gözlerim ardına kadar açılmıştı. Ağzımda olan yemek boğazımda kalmak üzereyken şiddetle öksürdüm.

"Jungkook, iyi misin noluyor" Öksürmemi zor durdurduğumda hala ekranla bakışıyorduk. Sikeyim, ne yazmış olabilirdi ki. O kadar yaşananda sonra

"Jim, Bay İbne bana yazmış. Hem de birsürü mesaj var. Hassiktir ya." Jimin'in benim aksime hiç şaşırmamış olması tuhaftı. Ama bunu görmezden gelerek mesaj kutusuna tıkladım.

İbne
Jeon
Jeon buraya bak
Hey
Bildirimleri duyduğunu biliyorum Jeon

Sikeyim
JEON JUNGKOOK
Mesajlarımı görmezden gelme ve buraya bak!

Jungkook zaten yarın işe geleceksin
Mesajlarıma bakar mısın?

Görüldü

Siktir şimdi de görüldü mü yiyiyorum

MY SWEET CRASH/ TAEKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin