" Yani şimdi, nereden baksan da sen haklısın, Cece-san. " dedi Sasha, elindeki elmasından bir ısırık daha alarak. " Sen sonuçta bizden daha kıdemli bir askersin. Senin böyle ayak işlerine koşulmaman gerekiyor. "
" Ben de aynısını söylüyorum ama, işte... Zaten artık kıdem kalmadı, siz de Levi'ın takımındasınız. "
" Olsun, canım. Biz kim, sen kim... Elma vereyim mi? "
" Kız o benim neyime yeter? "
" Olsun, canın çekmiştir belki. " Sasha iç çekti ve ardından bir ısırık daha aldı. " Bana kalsa biz hiç yapmayalım bu ayak işlerini. Artık malzeme taşımak mı kaldı. İsteyen gelsin, buradan alsın. "
" Evet, ya. Hem bizim etimiz ne, budumuz ne? Ufacığız. "
Levi onların konuşmalarını dinlerken kancasını binanın çatısına takmış, aşağı kayıp bir ayağını duvara yaslamıştı. Şimdi, bu her zaman gördüğü manzaralardan biri değildi. Cece, yani, namıdiğer... Zırhlı Dev, yere oturmuş, sırtını binaya yaslamıştı, Sasha da onun omzuna oturmuş, elma yiyordu. Onlara iki saat önce getirmelerini söyledikleri malzeme kutuları da kenardaydı.
" Siz iki aptal ne yapıyorsunuz burada? " dedi, kaşlarını çatarak. Sasha ürkerek ona döndü.
" Ay- Kaptan... Ödümü kopardın. "
" Sen niye deve dönüştün yine? "
" Biz Cece-san ile malzemeleri getirmeye geldik, sonra muhabbet ederken ben Cece-san'a devinin saçlarının çok güzel olduğunu söyledim, sonra o da birden dönüşüverdi... dev haliyle karargaha da giremediği için böyle bekliyoruz işte. "
" E geri dönüşsene? "
" Denedik, sivri zeka. " dedi Zırhlı Dev, ona bakarken.
" Her bir boku biliyorsun ama şu devini kullanmayı bir bilmiyorsun. " Levi iç çekti ve ardından yeniden binanın üzerine çıktı. " İyi, bari. Hanji de seni arıyordu. "
" Neden? "
" Eren'in deviyle bir tur dövüşsünler, bakalım kim kazanacak, dedi. "
" Dur bakayım... " Zırhlı Dev, omzundaki Sasha düşmesin diye onu tutarak ayağa kalktı. " ...içinden geçeyim şu veledin. "
" Ben paramı Eren'e yatırdım, haberin olsun. "
" Ya, demek öyle? Sırf senin için bir yumruk fazla atayım bari. "
Eren ve Cece, Rose duvarının hemen dışında dövüşme kararı aldılar. Zaten onlarda bu ses olduğu sürece, diğer devlerin gelmeyi düşünmesi bile saçmalıktı. Diğer askerler duvarın üstündelerdi, sanki bir maç izler gibi heyecanlılardı. Jean, son sesiyle Cece'nin adını haykırırken, Mikasa da Eren için bağırıyordu.
" Ama ben böyle dövüşemem! " diye bağırdı Zırhlı Dev, yukarıya bakarak. " Duvarlar benim gücümü azaltıyor! "
" Bahane mi buluyorsun şimdiden?! " diye bağırdı Levi, yukarıdan.
" Hem Eren'in sertleşme gücü de var, benim yok! "
" Senin de zırhın var ya, ahmak! "
" Ağlayacaksan oynamayalım Cece-san! "
" Of... " Zırhlı Dev, karşısındakine baktı. " Bak sakın saçımı yolma ha. "
Eren'in devi hafifçe başını sallamıştı, ama ardından Zırhlı Dev güldü. " Konuşamıyor bu da, yazık ya. "
İlk yumruğunu o an yedi.
Eren'in devi, daha önce hiç olmadığı kadar güçlüydü. Eğer Cece şu an insan halinde olsaydı, epey ateşleneceğini biliyordu, ancak Zırhlı Dev iken, karşısındaki devin onun bünyesine hiçbir etkisi olmadığını fark etmişti, bu da bir avantajdı. Yumrukları sertti, dövüş hareketleri ustacaydı, ama Zırhlı Dev de fena sayılmazdı. Tek sorunu, Eren'in devi sertleşme özelliğini hem saldırı hem de savunmada kullanabilirken, Zırhlı Dev zırhını bu kadar etkili kullanamıyordu, ama Eren'in de bu sertleştirme gücünü daha o kadar da etkin kullanamadığını varsayarsak, yumruklarındaki zırhları da epey iş görüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
akume, levi ackerman
Fanfictioneğer akume olmasaydı, her şey tam da eren jaeger'ın istediği gibi biterdi. ama bu hikayenin de, devlerin davranışlarını anlayan ve hareketlerini öngörebilen, herkesin kaderini değiştirebilecek bir askere ihtiyacı vardı.