" Hanji. "
Hanji, tahta masanın tepesine yaslayarak uyuduğu kafasını kaldırdığında, başı çatlıyordu. Belki bir, belki iki saat önce uykuya dalmıştı. Burada ona bir oda ayrılmıştı, ancak bir türlü gidip dinlenebilirmiş gibi hissetmemişti, ve anlaşılan, onun omzuna hafifçe dokunarak onu uyandıran Erwin de dinlenmemişti. Yine de, yüzünde o dünkü yenilgi ifadesi kalmamıştı.
" Bunu görmek isteyeceksin. "
Hanji, artık neyi görmek isteyebilirdi, bilmiyordu. Ancak, Erwin ile tartışacakmış gibi hissetmiyordu, çünkü artık ondan başkası kalmamıştı. Bu sebeple, ayağa kalktı, ve toplantı odasının kapısına doğru yürüyüp, dışarı çıktı.
Açıkçası, bu kapının arkasında her şeyi görmeyi bekleyebilirdi, ancak kenardaki sandalyede oturup ağaç gövdesinin kolunda açtığı yarayı saran Levi ve koltukta, yüzünün her yerine bulaşmış olan kanı silmeye çalışan Cece hariç.
Ellerini ağzına götürdü ve oracıkta ağlamaya başladı.
" Aman tanrım- inanamıyorum! " dedi, ve aniden Levi'a fırlayıp, kollarını ona sarıp sıkıca sarıldı. " Siz- öldünüz sandım! Tanrım... bu bir rüya mı?! "
" Sakin olsana, dörtgöz! Bütün vücudum acıyor... "
Hanji onu bıraktıktan sonra hızla Cece'ye sarıldı. Cece neyse ki ona geri sarılmıştı, hem de kollarını sıkıca sararak.
" Dikkatli ol, Kaptan, galiba iç organlarım falan ezik benim. "
" Sen kendin eziksin. "
" Ya- hani bugünlük iyi anlaşacaktık? "
" Tch. " dedi Levi, kolunu sarmaya devam ederek. " Doğru. "
" Siz- bu nasıl oldu?! " Hanji geriye çekildi. Uykusundan hemencecik ayılıvermiş gibi görünüyordu. " Herkese sordum, sizi kimse görmemiş! Nerelerdeydiniz?! Başınıza ne geldi?! "
" Eren'i teslim ettikten sonra bu veledi kurtarmak için geri döndüm, sonra Dişi Dev'in devirdiği ağaçların altında kaldık. "
" Sonra bir bebek dev bizi kurtardı. "
" Bizi yemek istediği için kurtardı. "
" Sonuçta bizi kurtardı, ve biz de onu öldürdük. "
" Cecilia'yı aynı yeni yıkanmış bir çamaşır gibi yere çırptı. "
" Sen ne cani adamsın ya. "
" Ah- önemli olan burada olmanız... Bu resmen bir mucize! İnanamıyorum... hala bir rüya gibi... "
" Evet, ikiniz de sağ salim burada olduğunuza göre, önümüze bakmalıyız. " dedi Erwin. Her ne kadar lafları umursamıyormuş gibi duyulsa da, rahatladığı ve mutlu olduğu görülebiliyordu. " Bugün Eren'i merkeze teslim edeceğiz, ancak Dişi Dev'i yakalamak için başka bir plan daha oluşturdum. Armin Arlert, bize Dişi Dev'in kim olabileceğini söyledi. "
" Evet, Annie Leonhart. " dedi Levi, adını resmen tükürürcesine. Ardından yarasını sarmaya devam etti.
" Sen nereden biliyorsun? "
" Cecilia söyledi. "
" Cece? " dedi ve kaşlarını çattı, Hanji.
" Dün Dişi Dev'i izledikten sonra fark ettim. " Cece, hala kan içerisindeki yüzünü temizliyordu. " Dişi Dev Annie Leonhart'tan başkası olamaz. Üstelik, acemilerin içerisinde ondan ve Eren'den başka devler de var. "
" Ne? " dedi Erwin, şaşkın bir şekilde. " Yoksa... Muazzam Dev ve Zırhlı Dev acemilerden olabilir mi? "
" Muazzam Dev ve Zırhlı Dev'in en az biri acemilerden olabilir, ya da başka bir özel dev olabilir, ama acemilerin içerisinde en az bir tane daha özel dev var. Bundan eminim. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
akume, levi ackerman
Fanfictioneğer akume olmasaydı, her şey tam da eren jaeger'ın istediği gibi biterdi. ama bu hikayenin de, devlerin davranışlarını anlayan ve hareketlerini öngörebilen, herkesin kaderini değiştirebilecek bir askere ihtiyacı vardı.