[06: samimi]

100 19 6
                                    




"M-Mingi ah, acıyor!"

Uzun boylu çocuk Yunho'ya doğru koşarken yardım etmek için eğildi. İkili evlerinin yakınında boş bir sokakta birbirlerini kovalıyorlardı. Ebelemece en sevdikleri oyundu.

Yunho birisinin yere attığı boş bir teneke kutuya takılınca kontrolünü kaybetmişti. Dokuz yaşındaki çocuk oldukça kötü bir şekilde düşünce sağ dizinin derisi sıyrılmıştı.

Bedenini yerden kaldırmaya çalışırken hem burnunu çekiyor hem de göz yaşları ardı ardına yanaklarından süzülüyordu.

"Hayır, yapma! Daha çok acıtacaksın!" diye bağırdı Mingi kaşlarını çatarak. Yunho somurttu ve hiçbir şey demeden öylece düştüğü yerde oturdu.

"E-eğer seni kovalamasaydım bana bir şey olmayacaktı seni koca kafalı!" dedi inleyerek, kızgın gözükmeye çalışıyordu. Fakat Mingi'ye göre sadece üzgün bir marşmelov gibi gözüküyordu.

"A-ama sen..." diye başladı Mingi ve cümlesini yarıda kesip bir saniyeliğine düşündü. "Beni kovaladığın için koca kafalı olan sensin!"

Gözyaşları daha da artarken Yunho'nun alt dudağı titredi. Burnunu çekti. "Mingi, çok acımasızsın!'" Yunho acıyla inlerken elleriyle yüzünü kapattı. Evet, canı tatlı olduğu aşikardı.

Mingi paniklerken duraksadı. "Ağlama! Özür dilerim Yunho. Seni üzmek istememiştim." Dizlerinin üzerine çöküp yerden oturan arkadaşıyla aynı hizaya gelerek elleriyle nazikçe Yunho'nun ellerini kavradı.

"Lütfen ağlama! Ağlamak için çok güzelsin Yunho," dedi Mingi gözlerine bakarak ve baş parmağıyla nazikçe göz yaşlarını sildi. O güzel kahverengi gözleri yaşlarla parlıyor olsa da sanki koca evreni barındırıyor gibi gözüküyordu.

"Özür dilerim Mingi. Sulu gözlünün tekiyim."

"Evet öylesin," dedi Mingi arkadaşını başıyla onaylayarak.

"Ama sen benim koca sulu gözlümsün," dedi Mingi ve arkadaşını kucağına çekti.

Yunho kıkırdarken kulakları kızardı.

"Pekala, bende yarabandı var. Dizine yapıştırayım da eve gidip dondurma yiyelim sonra."

"Dondurma mı?" diye sordu Yunho heyecanla, gözleri kocaman olmuştu.

Başını sallayarak onayladı. "Evet, dondurma!"

Mingi ardından elini cebine attı ve küçük bir yarabandı çıkardı. Yanında bir iki tane de olsa sürekli yarabandı bulunduruyordu çünkü Yunho bir şekilde kendi canını yakmayı başarıyordu.

Bandı yaranın üzerine yerleştirmeye çalıştı ama Yunho çığlık attı.

"Ah!"

Mingi korkarak geriye çıkradı.

"Canımı bilerek yakıyorsun, hain!" dedi Yunho suçlarcasına bağırarak, yine kızgın marşmelov gibi görünüyordu.

"Ne?!" Mingi inanamıyordu. Böylesine saçma bir şeyle mi suçluyordu onu gerçekten?

"Bilerek yapmadım!" diye bağırdı Yunho'ya kollarını göğsünde bağlayarak.

"Bilerek yaptın!"

"Yapmadım!"

"Yaptın!"

"Hayır, hayır! Yunho, asla öyle bir şey yapmam!" diye bağırdı Mingi kaşlarını çatarak, Yunho ona inanmadığı için gücenmişti.

"Neyi asla yapmazsın?"

Mingi gözlerini devirirken eliyle alnına vurdu. Gerçekten mi? "Canını asla bilerek yakmam koca kafa! Ayrıca evleneceğiz biz, unuttun mu? O yüzden asla canını yakmam!"

Sincere | Yungi (Türkçe Çeviri)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin