7

254 26 0
                                    

Mete'nin ağzından..

Burak ve Arda ile yürüyen Gece'yi görünce seslendim arkasından.

"Gece!"

Sesimi duyar duymaz bana döndüğünde yanına gittim hemen. O da bana doğru geldi. Yanına varınca sarıldı birden bana.  Gülümsedim.

Ayrıldığımızda sorgu dolu gözlerle baktı bana. Sonra da tek kaşını kaldırarak "Dün aramadın?" dedi sorgu dolu sesiyle.

Resmen okul bahçesinin önünde olduğumuzu falan önemsemeden sorguya çekiyor beni hırçın cüce.

"Çok yoğundu dün eve gider gitmez uyuyakalmışım ya."

"Eğer bana hamburger ısmarlarsan affedebilirim belki." dediğinde güldüm bu haline.

"Tamam kabul, sen yeter ki trip atma. Gece tribi ağır oluyor çünkü."

Söylediklerime bozulmuş ve kızmış gibi rol yaparak bakışlarını benden çektiğinde gülümsedim ona.

Bir anda korku ve endişe ile gözleri büyüdüğünde gülümsemem soldu. Ben daha baktığı yere bakamadan "Kaan!" diye seslendi baktığı tarafa doğru. Bende o tarafa baktığımda Kaan'ın hızla gelen arabayı kulaklıkların dolayı fark etmeden geldiğini gördüğümde benim de gözlerim büyüdü.

Ben daha olayın şokunu atlatamadan Gece hızla Kaan'a doğru koşmaya başladı. Kaan'ı hızla ittirdiğinde olucakları anlamış gibi gözlerim doldu bir anda. Sonra tok bir ses geldi ardından da bir fren sesi. Yerde ellerindeki kanlarla yatan Gece'yi gördüğüm anda gözlerimden yaşlar akmaya başladı.

"Gece!" diye haykırdım. Onun o hali canımı o kadar çok yaktı ki, yaşamak zor geldi o an.

"Sende bırakma beni Gece!" diye haykırdım. Sanki biri kalbimi avuçları içine almış sımsıkı sıkıyordu.

"Ablam bıraktı, babam bıraktı, annem bıraktı. Bir tek sen varsın Gece! Sende bırakma beni Gece!"

Tekrar haykırdığımda yaşlar gözlerimden daha hızlı akmaya başladı. Ablam, babam ve annem de sonra o da beni bırakırsa yaşayamam.

Art arda "Sen de bırakma beni Gece!" diye haykırıyordum. Hiç durmadım, aynı cümleyi tekrar etmeye devam ettim.

Gece'den başka kimseyi görmüyordu gözlerim. Gece yavaş yavaş gözlerini kapattığında hâlâ aynı cümleyi tekrar ediyordum.

"Sen de bırakma beni Gece!"

Başka hiçbir şey yapmıyordum. Olduğum yere oturdum ve aynı cümleyi tekrar tekrar haykırmaya devam ettim.

Omzuma bir elin dokunduğunu hissettim ama durmadım. Haykırmaya devam ettim.

Siren sesleri duydum ama durmadım. Haykırmaya devam ettim.

Gece'nin bir sedyeye yatırıldığını gördüm ama durmadım. Haykırmaya devam ettim.

Gece götürüldü ama ben yerdeki kana baktım ve durmadım. Haykırmaya devam ettim.

"Mete! Kalk artık, Gece uyandığında ilk seni istiyecek! Şuan en çok sana ihtiyacı var!"

Kimin söylediğini bile anlayamadığım ses ile haykırmayı bıraktım. Gece'nin bana ihtiyacı varken böylece duracak mıydım? Asla!

Kalktım ve ne zaman geldiğini bilmediğim taksiye bindim. Kafamı cama yasladım ve gözlerimden akan yaşlarla boş boş izledim geçtiğimiz sokakları.

Bir süre sonra hastaneye geldiğimizi fark ettiğimde içeri koşarak girdim. İleride duran Kaan ve Arda'yı görünce onlara doğru koştum. Ameliyathanenin önünde duruyorlardı. Kapıya baktım. Gözümden akan yaşlarla güçsüzce tekrar aynı cümleyi fısıldadım.

Yeni Bir BaşlangıçHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin