Bir Haziran Akşamı

103 17 41
                                    

Haziran esintisiyle beraber yürüdüm sahilde . Dakikalarca . Tüm dertlerimi ayağımın altından kayıp giden kumlar olarak gördüm . Daha sert bastım yere, ölün geberin dermişcesine.

Bir adam gördüm bankların birinde. Yanında başka bir adamla oturuyordu. Metrelerce ötesinden bile etkisi altına almıştı beni. Yanındaki adamla gülüyolardı. Haziran esintisi siyah saçlarını uçuşturuyordu, bir tablo gibi izledim onu dakikalarca .

Dakikalar geçti, ben geçip gitmedim ordan, gidemedim.Gülüşü ayağımı zincirledi adeta o kumsala. Sonra bir anda döndü bana benim olduğum yere. İnsan izlendiğini anlarmış ya onun gibi. Baktı bana uzun uzun, bende baktım alamadım gözlerimi. Gülüşü yavaş yavaş soldu hayır dedim gül, gülmek dünyada en çok sana yakışıyor dedim içimden.

Zor da olsa çektim gözlerimi ondan . Ama o hâlâ bana bakıyordu hissediyordum . Yürüdüm geçtim gittim onun önünden. Hiç gitmek istemesemde. Uzaklaştım uzaklaşabileceğim kadar .

Eve vardığımda derin bir nefes aldım . Ciğerlerime ilettim tüm oksijeni. Aklım hâlâ o adamdayken, kalbim şüphesiz gülüşüne atmaktaydı.

Mutfağa girdim, beni sadece sert bir kahve toparlardı. Kafa doluluğu dedim . Kalbimden geçen bin türlü hissin adına . Göz göre göre görmezden geldim. Aklımda tek bir şarkı . Kalben- Haydi söyle.

Haydi söyle dedim kendime . Ne oldu orda ?
Hani aşk basit bir kurmacadan ibaretti . Hani biz hiç aşık olmayacaktık. İlk görüşte aşk birde, deli saçması derdin ne oldu . Ne değişti? Haydi söyle .

Kahvemi aldım geçtim balkonuma, bin bir emekle özenip süslediğim balkonuma . Oturdum orda saatlerce . Saatlerce düşündüm ne düşündüğümü bilmeden .

Kolumdaki saatime baktım saat sabah 5i gösteriyordu . Ezana çok az kalmıştı , hava aydınlansın öyle yatarım dedim. Hiç uykum olmamasına rağmen .

Gözlerimi kapattım kuşların seslerine odaklanmak için . Telefonda Kalben çalıyordu. Tüm şarkılarını dinlemiştim gece boyunca . Yaptığım kahve masada içilmemiş şekilde duruyordu. Ağzıma bile almamıştım.

...

Hava aydınlanmıştı artık. Hafif serin bir yel vuruyordu yüzüme arada . Bu güzel hissettiriyordu.

Bir adamın yolda yankılanan kahkahası çekti dikkatimi. Eğilip baktım kimmiş diye balkonumdan.
Sahildeki adamdı . Şaşırmamam gerekiyordu çünkü sahille evimin arası çok yakındı büyük ihtimalle eve gitmek için bu yolu kullanacaktı ama şaşırasım gelmişti işte.

Ağzımdan ufak bir şaşkınlık küfürü fırlamasıyla sesim yankılandı sadece iki adamın doldurduğu boş sokakta. Bana çevirdi gözlerini hemen. Yanındaki adamda çevirmişti ama benim dikkatim ondaydı. Gözleri kahverengiydi . Teni kumral , boyu uzun, hafif kaslı olduğu giydiği tişörtten bile belli oluyordu.

Daha da hayran kalmıştım ama ne yaptığımın farkına varınca hemen kaçtım korkulukların yanından koltuğa sıkıştırdım kendimi. Bir yandanda ne yaptığını görmeye çalışıyordum . Nerden tanıdık bu kız ya diye mırıldandığını duydum .

Sesi kulaklarımda dinlemeye doyamadığım bir şarkı gibi yankılandı. Hiç susmasın istedim . Ama ilerdiler gittiler . Arkasından baktım , arada arkasına bakıyordu. Görüşmek üzere dedim içimden.

Kendimi sapık gibi hissettim ister istemez . Napıyosun dedim kendi kendime . İçeri girdim. Yatağa attım kendimi . Çok geçmeden uykuya dalmıştım bile.

Uyandığımda saat çoktan öğle yarısını geçmişti. Yataktan kalkıp balkona çıktım yine. Amaçsız bir şekilde, baktım etraftaki olan herşeye . İnceledim sokaktaki her insanı . Yine ve yine amaçsızca.

Haziran EsintisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin