VIII. Kalenin Dışındaki Fırtına

197 22 10
                                    

 



Bu bölüm biraz gecikti, çok üzgünüm. :( İyi okumalar <3 -Sue 


Twitter: WOMAN0FVENUS


                                                                        ✧・゚: *✧・゚:*

                                                          Kalenin Dışındaki Fırtına






Hoseok, dün öğlen vakitlerinde heyecanla Namjoon'dan kopmuş ve sessizce vedalaşmışlardı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hoseok, dün öğlen vakitlerinde heyecanla Namjoon'dan kopmuş ve sessizce vedalaşmışlardı. Omega gününün geri kalanını uyuyarak ve akşam yemeğine katılmak için uyanarak geçirmişti. Belki de içindeki yıkımı boşalttığından, vücudunda büyük bir huzur hüküm sürmekteydi. Uykusuna akşam yemeğinden sonra da sessiz sedasız ve mışıl mışıl devam etmişti. Sabahın erken vakitlerinde gözünü alacakaranlığa yeniden açtığında da utançla yüzleşmek zorunda kaldı.

Birdenbire dünün esrik etkisi yitip gitmiş, yerini endişe ve kaygılara bırakmıştı.

Zihni henüz ayılmamışken bile kafasının içinde dönüp duran düşünceler salt kaygılardan ibaretti. Namjoon ile yaşadığı evlilik dışı yakınlaşma alfanın ona bakış açısını değiştirir miydi? Ya da insanlar öğrenir miydi? Zaten geçmişinde bir nişan bozması onu korkunç bir statü düşüklüğüne sürüklemişken şimdi dünü düşünüp niçin yaptığını sorgulayıp duruyordu. İçinde ona itiraz etmeye hazır olan arzunun sesini bastırıp gün doğana kadar bunları düşünmeye ve kendini incitmeye devam ediyordu. Ta ki Jimin'in patırtı sesleri gelene kadar. Jimin de sabahı sabah etmiş gecesi alt üst olmuştu.

Bu yüzden ağabeyinin uyanacağını tahmin ettiği saati bekleyip, kaygılarını dindirmek adına onun kapısını çalmıştı. Odaya girdiğinde Hoseok'un ağır yorganını burnuna kadar çekmiş ve bitik bir halde olduğunu gördü. "Ne oldu sana böyle!" dedi Jimin endişe ederek. "Gelsene." Hoseok kardeşine karşılık olarak yalnızca cılız bir sesleniş verebilmişti. Jimin yüzü uykudan şişmiş, burnu kızarmış büyüğünün yanına sokuldu ve sıcak bacakları birbirine değdi. Hissetmiş gibi "Sen de mi uyuyamadın?" diye sordu Jimin dudaklarını büzerek. Elleri yorganın içinde hareket ediyor ve tırnaklarını stresle soymaya başlıyordu.

"Başta iyi uyudum aslında ama sabah uyandığımda kendimi bir daha uyuyamaz buldum." Hoseok yana doğru dönmüş ve ellerini yanağının altına destek amacıyla koymuştu. "Sen?" diye sordu. Jimin de üzüntüyle cevapladı ağabeyini, "Bir uyku girmedi gözüme. Sürekli Jungkook'u düşünüp durdum." Hoseok dikkatle kardeşini dinliyor ve sözlerine kulak vermeye çalışıyordu. "Neden düşündün?"

Adagio | namseokHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin