0.5

9 2 0
                                    

Uzun bölüm atmak zor iş. Aslında okurken kısa geliyor ama yazarken cehennem gibi.

Ayrıca bu akşam hayatımın en iyi akşamıydı. Yanlış anlamayın ama ahahahahah. Sadece uyumadım ve güzel zaman geçirdim arkadaşlarımla. Buradan Ecrin'e selam olsun 🫡.

Are you readyy??
===============================
1 hafta sonra

Okul açılalı 1 hafta olmuştu. Ve ben sorunsuz şekilde devam ediyordum. Okuldaki eskrim ve buz pateni klubüne üyeyim. (en az faaliyeti olan gruplar bunlardı) ve dil derslerine devam ediyorum.

Aslında her alanda başarılı olan bir genç olduğum için şuan mutlu olmalıyım. Yıllardır olmak istediğim o arkadaş ortamına kavuştuğum için de. Ama ben bu hafta gittiğim sahadan da okçuluk ve diğer etkinliklerden de zevk almamıştım.

Bu Gece'nin yokluğundan kaynaklanan birşeydi belkide. Onu kısa bir süre göremesem kafayı yerim ama notunu aldığımdan beri hiç karşıma çıkmamıştı. Belkide isteğini yerine getirmediği için kırılmıştı bana.

Günlerdir bunları düşündüğüm için birkaç gecedir uyuyamıyorum. O benim iyiliğim için arabaya binmemi istemedi. Bense ona karşı geldim aptal gibi.

Elimi tekrar yumruk yapıp masaya vurmuştur. Başımı koyduğum kolum uyuştuğu için zorla da olsa kafamı kaldırdım. Masamın üzerine baktığımda saat 5.25 idi.

Çalışma odasına gitme saatime 35 dakika olduğuna göre soğuk bir duş alabilirdim. Kabuslarımın sebebi olan su her sabah tenime değerken rahatsız olmam gerekirdi belkide. Ama ben yine de her sabah o nefret ettiğim su ile duş alırdım. Zorunda olmasam içmezdim dediğim suyla.
Annemi benden alan suyla...

Düşüncelerinden sıyrılmak için masadan kalktım ve banyoya yürüdüm.

"Bugün Türkçe günü! Ah, ana dil gibisi yok! Değil mi Anastasia!"

Her seferinde olduğu gibi Anastasia'yı sinir ediyordum. Her Türkçe gününde bunu söylediğim için artık tepki göstermese de içten içe bana güldüğünü biliyordum. Ama çoğu zaman sahte kızgınlık gösterirdi bana.

"Evet Stephanie. Her hafta söylediğin için bugün söylemesen şaşırırdım. Her seferinde yapıyorsun."

"Yapacağım tabi ki. Hep diğer dillerde benden iyisin. Ama Fransızcam ve Türkçemle seni geride bırakırım matmazel."

Anastasia bana 'side eyes' bakışlarını sergiledikten sonra gülerek masaya oturdum. Her sabah olduğu gibi dersleri yapmış, üstümüzü değiştirmiş ve şimdi kahvaltı edecektik.

Sofraya oturduğum an babam ve Hülya abla tam vaktinde gelmişlerdi.

"Günlük programınız böyle efendim. Değiştirmemi istediğiniz birşey var mı?"

"Hayır Hülya. Oturabilirsin."

Hülya abla her zamanki gibi tableti arkasındaki rafa bırakıp sofraya oturmuştu.

"Stephanie."

Babamın ellerini önde birleştirerek benim adımı seslenmesi yine ve yine beni şaşırtmıştı. Bir haftadır bana ya kızım yada Stephanie derdi. Hazal ismi mi genelde kullanırdı ama bu hafta içerisinde hiç kullanmaması hepimizi şaşırtıyordu bence.

Elimdeki çatalı bıraktım ve kafamı kaldırıp gözlerimi babamın kahverengi gözlerine kilitledim.

"Sana bir eğitmen daha alma fikrime sıcak bakar mısın?"

Dediği şeyle kaşlarımı çatılmıştı.

"Neden? Anastasia bana her konuda yeterince yardımcı oluyor. Alanındaki en iyilerden biri olduğunu sen söyledin. Sana bir eğitmen daha aldırma fikrini sunan nedir?"

Bay Gizem 'Karanlık Prensin Oyunları'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin