1.5

0 0 0
                                    

İtalik yazı ile yazılan diyaloglar Türkçe harici olan diller için geçerli. Çünkü Gece ve Liya bu şekilde konuşuyor. Gece Türkçe bilmiyor.

Ey Müslümanlar! Hazır mısınız?

===============================

Gözlerimi açtığımda ne olduğunu algılamak birkaç saniyemi aldı. Vücudumdaki yaralar uyuşmuştu ve acı hissi kaybolmuştu. Buna rağmen üstümdeki tişört hala yırtıktı.

En son gecenin kucağındaydık? Nerelere geldik böyle?

Arkamda duyduğum ses yüzünden  ayaklanacakken duyduğum nefis kokuyla gözlerimi kapadım.

Her seferinde nasıl bu kadar güzel olabilir? Bunu sabaha kadar soluyabilirim.

"Komiser birkaç dakika içinde burada olacak. Ondan önce sana vermek istediğim birşey var."

Yerimde doğruldum ve oturdum. Sırtımı arkamdaki duvara yaslayıp onu izlemeye başladım.
Elinde siyah bir ipe takılmış, yıldız şeklinde şeffaf bir bileklik vardı. Ama tasarladığım takılara nazaran biraz kalındı. Bunun benim tarzım olmadığını biliyordu.

"Bunu beğenmeyeceğini biliyorum. Evet bence de senin zevkinin yanında asla güzel ve zarif değil. Ama bu bilekliğin tek ve en önemli özelliği senin parmak izin. Bilekliğe dokunduğun an,"

Göstermek ister gibi benim elimi tutup havaya kaldırdı ve işaret parmağımı yıldız motifinin üzerine bastırdı. Bileklikteki yıldız parladı ve söndü. Eş zamanlı olarak Gece'nin kolundaki bileklikte beyaz bir ışık yandı ve söndü.

"Kolyendeki ses dinleme cihazı çalışmayabilir. Ama bu bileklik hiçbir şekilde işe yaramamazlık yapmayacak. Suya dayanıklı ve aklına ne gelirse. Tek yapman gereken kaybetmemek. Çünkü içinde takip cihazı var."

Ağzım hayretle açıldığında bana baktı.

"Bunları sana daha önce vermedim çünkü başına birşey gelmesi imkansızdı o adam,"

Babama hiçbir zaman 'baban' dememişti. Onu öldürmek istemesi yüzünden olduğunu düşünüyordum çünkü onu tanıyordu. Gerçek Miran Ateşin kim olduğunu biliyordu. En az benim kadar.

"O adam seni kalenin içinde hapsetmiş kadar iyi koruyor olabilir, ama kendinden koruyamadı. Orada güvende değildin ama şimdi daha da güvende değilsin. Ve eğer böyle devam edecekse seni korumak için burada olmam gerek. Çünkü sana zarar vermek isteyen birçok kişi var."

Gece hep benim etrafımda olacak. Bu fikri sevdim.

Kafamı sallayıp gülümsedim. Bunun hoşuma gittiğini anladığından onun da gülümsediğini hissediyordum.

"Doktorunun kardeşine az önce konum attım. Yaklaşık 17 dakika önce. Şimdi komiserle birlikte buraya geliyorlar. Sana yıllar önce yardım ettiğimi ve yine burada olduğumu söyle. Özür dilerim, sana daha fazla yardım edemedim. Elimde olsa seni tüm bu insanlardan uzak tutardım. Yaralarını bile saramıyorum. Hepsi benim hatam. Çok bencil davrandım."

Ellerini yumruk yapıp sıktığında yüzünü hayal etmek ilk defa bu kadar zordu. Belki de babama olan nefretinden sonra ilk defa onu başka bir kötü duyguyla görüyor olmam yüzündendi.

Birkaç saniye derin nefesler alıp verdi ve avuçlarındaki eldiven gevşedi.

"Senden bir isteğim daha var,"

Meraklı gözlerle bakıp gözlerimi birkaç saniye yumdum. Gözlerimi merakla açtığımda tekrar konuştu;

"Sana kimin yardım ettiğini bilmemeni söylemen. Ki bu yalan değil. Değil mi?"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 27 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Bay Gizem 'Karanlık Prensin Oyunları'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin