Yazar'dan
Alparslan beyin sözlerinden sonra, Uhud sonra konuşmalarını ve kliniğine gelmesini istemişti.
Alparslan bey de Pera'yı eve bıraktıktan sonra, yanına uğramayı düşünüyordu.
Sessizce eve gidiyorlar.Pera, her zaman ki gibi arka koltuğa oturmuş etrafta birbiriyle sarmaş dolaş olan insanları izliyordu. Ve yine anlamıyordu nasıl birbirlerini dokunduklarını.
Alparslan bey ise Uhud'un Pera'yı iyileştirebileceğini düşünüyordu. Çünkü, Pera'yı ilk defa bu kadar hızlı bir şekilde krizden çıktığını görmüştü.
İçindeki umut, tüm vücudunu sarmıştı.Arabadan iner inmez Pera, hızla eve doğru girdi ve hemen kapıyı kapattı. Babasının Uhud'un yanına gideceğini biliyordu. Konuşmak istemiyordu kimseyle, kimsenin de onu iyileştirebileceğini düşünmüyordu.
Beyninin içinde yankılanan sessiz çığlıklarla odasına girdi. Bir köşede hiç bir zaman oynayamadığı tenis raketine baktı ve eline aldı.
Büyük bir heves ile aldığı tenis malzemeleri ile sadece bakışıyordu yıllarca...
Onun, böyle sporlarla ilgilenmesi imkansızdı. Babası onu hep koruyabilmek için küçüklüğünden beri kitaplar almıştı. Okuyup, şu dertlerle dolu olan dünyadan uzaklaşsın diye...
İstediği gibi Pera kitap aşığı bir insan olmuştu. Bir de babasının bile bilmediği resim yeteneği vardı. İlk defa yaptığı bir şeyi, sadece kendi ile arasında bir sır olmasını istemişti. Pera'nın hiç sırı yoktu. Bir tek resimleri vardı.
Hiç yüzünü hatırlamadığı annesini çiziyordu bazen...
Babası annesinden hiç bir zaman bahsetmiyordu. Konusu açıldığında sadece susuyordu. Zorla oyunculuk sergilediği gülümsemesini bile yüzünden siliyordu. Artık Pera da sormayı bırakmıştı.Sinirleri iyice gerilen genç kız, komidinin üstündeki sürahisini eline alarak hızla yere çarptı.
Alparslan beyde vardığı klinikte Uhud'un hastasının çıkmasını bekliyordu.
Kapının açılması ile hasta çıkmış. Danışman da içeri girmesini söylemişti.
Kapıyı tıktıklatarak içeri girdi.Uhud karşısındaki adama bakıp yerinden kalktı. Alparslan beyin elini sıktı. Karşılıklı oturdular.
"Şimdi Uhud bey, ben aslında ilk kızımı size getirecektim ama sizin sadece erkeklere baktığınızı duyunca Ubeyde hanıma aldım randevuyu. Görüyorum ki kızım sizin onunla konuşması ile kendine çabucak geldi."
"Anlıyorum Alparslan bey ancak ben kızınızla ilgilenemem. Ubeyde de çok iyidir."
Alparslan beyin içindeki umut sanki bir yerlere kaçarak, kaybolmuştu. Karşısındaki adamın neden kızıyla ilgilenmemek istediğini anlayamıyordu.
"Ancak Uhud bey kızımı buraya getirene kadar çok zorlandım. İkna etmiştim ki Ubeyde hanımla konuştuktan sonra sinirle odadan çıkıp, kaçtı."
"Neden kızınız psikiyatri tedavisi almak istemiyor ki?"
"Benim kızımın bu fobisi beş yaşında iken çıktı. O günden sonra hep psikiyatri tedavisi aldı ancak hiç bir gelişme olmadı. Çok yoruldu benim kızım."
"Ben Ubeyde ile konuşurum, neden böyle olduğunu sonra siz kızınızı buraya getirmeye devam edin. Eminim iyi olacaktır."
Uhud Pera'ya bakmama konusunda ısrarcıydı. Onunda kendince sebepleri vardı.
"Uhud bey lütfen kızımla siz ilgilenin. Pera hiç bir zaman kriz anında diğer insanların sözleri ile kendine gelmezdi. Biz hiç bir şey yapamaz o da saatler sonra kendi kendine iyi olurdu."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hıçkırık Misali
Novela JuvenilSarılmak... Belki dünyadaki en güzel şeydi. İnsanlar, üzgün olunca birinin ona sarılma isteğiyle dolup taşarlar ancak Pera bunların hiç birini hissetmemişti. O, sarılmayı sadece ona eziyet veren bir şey olarak görüyordu. Hayatı odasının dört duvarı...