Miray Karaca Nam-ı diğer Karabatak. Karda yürür izini belli etmezdi.İsmi geçince düşmanın içine korku salan.Dağlarda herkesin korktuğu Karabatak. Ve Karabatağın hikayesi yeni time gelmesiyle başlar. Yeni kardeşler kazanır kendisine, aşkı bulur burad...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bayrakları bayrak yapan, Üstündeki kandır, Toprak, Eğer uğrunda ölen varsa VATANDIR!
Sabah:
Saat 05:00 kalktım. Akşam duş aldığım için hızlıca uniformamı giyindim ve saçlarımı sıkı bir at kuyruğu topladım. Saat 05:30 olmuşdu. Kahvaltı yapmadan kahve içtim. Telefonumuda alarak kapının önünde botlarımıda giydim. Kapıyı açtığımda karşımda Timur komutan vardı. Merdivenlere yöneliyorduki bana döndü. İlk konuşan ben oldum
"Günaydın komu- Timur"
Gülümsedi bu halime "Günaydın" tam bir şey söyleyecekdiki timdekiler kapıyı açıp pata-küte dışarı çıkdılar. Gölge timinin her zamanki neşesi yerindeydi.
"Gününüz aydın biricik komutanlarım" dedi Giray herzamanki neşesiyle.
Beraber askeriyeye girdik. Saat 05:55 içtimamızın başlamasına 5 dakika vardı. Hemen alana doğru koşduk. Minik ısınma haraketleriyle başladık önce. Sonrasında ise koşduk, mekik çektik, barfiks yaptık, parkuru tamamladık, Giray 5 dakikada bir kendi-kendine söyleniyor, içtimayı bitirmesi için yalvarıyor. Timur komutan ise onu hiç tınlamadan içtimaya devam ediyordu.
İçtima bitti. Tim dinlenme odasına gitmişdi ama ben abim aradığı için şuan onunla konuşuyordum.
"Off iyiyim abi merak etme sen beni" aradığından beri iki kelimesinden üçü dikkat etmemle alakalı verdiği talimatlardı.
"Ne merak edicem kız seni" dedi şakayla karışık bir ifadeyle.
"Anıl bey bakarmısınız lütfen" dedi başka bir ses
"Anlaşılan avukat beyimizin işleri var, ben seni tutmayayım abi, iyi günler"
"Sanada iyi günler güzelim, dikkat et kendine" ofladım
"Tamamm" kapattığımda telefonu cebime koyuyordumki ekrana düşen bildirimle öylece kaldım.
@timurbozkurtt sizi takip etmeğe başladı! Şaşırdığım şeylerden biri instagramı olması(hiç beklemiyordum bu adamdan) ikinci ve en büyüğü ise beni takip etmesi! Geri takibe aldım bende.
Timurdan:
içtimayı bitirdikden sonra dinlenme odasına geçmiş öylece oturuyorduk. Düşüncelerim azda olsa değişmişdi ama içimde bir yerlerde hala bir şüphe vardı. Bu kadar ince, naif birisinin nasıl asker olduğunu sorguluyorum. Görevde belli olacakdı zaten torpilli olup-olmadığı. Gerçi Erdem albay eğer torpilli değil diyorsa değildir, ama yinede tamamen emin olmak istiyorum. Düşüncelerim arasından Girayın konuşmasıyla kopmuştum. Yine saçma sapan ne diyecekdi acaba.
