Kulağıma dolan silah sesiyle düşüncelerimden sıyrıldım. Hızlı bir refleksle bankın yanına çömeldim. Usta ajanlar hızla yanıma geldi, biri önüme biri arkama geçerek bana siper oldu. Onlar da silahını çıkartmıştır ve sesin geldiği tarafa ateş ediyorlardı. Kısa bir çatışmanın ardından ses kesildi. Tedbir amaçlı biraz daha bekledik. Sonra ajanlar kalktı ve tabii ki beni de kaldırdılar. Karşı tarafa doğru gittik. Yerde ölmüş üç tane adam vardı. Onların yanına yaklaştık. Yerde duran küçük bir MP 3 çalar gördüm. Eğilip aldım. Anlaşılan biri bize mesaj bırakmıştı.
"Merhabalar, sen oyunu kaçak oynamaya karar verdin. Ben de seninle kaçak oynayacağım o zaman. Kendine dikkat et mutlaka. Beni bulmak için de çok yorma kendini. Nasıl olsa yakında buluşacağız. Görüşürüz."
Dünkü adamın boğuk sesiydi bu. Allah'ım yarabbim psikopat mıdır nedir ya.
Otele doğru yürümeye başladık, önümde ve arkamda ajanlar vardı. Bana siper oluyorlardı. Aynı zamanda da önümdeki ajan telefonla Dohyun amca'mı aramıştı. Olanları anlattı ve şuan iyi olduğumuzu söyledi. Biraz daha konuştular ve telefonu bana uzattı. Dohyun amca iyi olup olmadığımı sordu. Çok dikkatli olmam gerektiğini söyledi. Ayrıca önemli göreve de iki gün sonra gidecekmişim. Bugün dinlenmemi söyledi. Yarın da görev hakkında gerekli bilgilerin verileceğini söyledi. Telefonu kapatıp önümdeki ajana verdim. Benim neredeyse iki katım olan kalıplı bir adamdı.
Otele geldim ve odama geçtim. Tam kapıyı kapatacaktım ki odaya uzun boylu ajan girdi. Dohyun amcanın emriyle bugün onun da içeride yatacağını ve diğer ajanın da kapının dışında olacağını söyledi. İki saatte nöbet değişimi yapacaklardı. Tamam dedim ve kıyafetlerimi alıp duşa girdim.
Duştan çıktım ve kendimi yatağa bıraktım. Bugün olan şeyler aklıma geldikçe uykum kaçıyordu. Gerçekten merak ediyordum kim olduğunu. Neden benim peşimdeydi. Düşüncelerden kurtulmaya çalışsam da beni rahat bırakmıyorlardı. Hemen yatağımın karşısındaki koltukta da uzun boylu olan ajan oturuyordu. Dohyun amcadan kesin bir talimat almış olmalı ki neredeyse gözünü bile kırpmıyordu.
İçimden kendime çok kızıyordum. Neden o gazı kullanmıştım ki? Şimdi uyku ilacımı içip ne güzel uyurdum işte. Uyuyamadığımı gören ajan yanıma gelerek bir sorun olup olmadığını sordu. Her şeyin yolunda olduğunu söyledim. Bana pek inanmamış olacak ki hemen Dohyun amca'mı aradı. Aldığı cevaptan doğru söylediğimi anlamış olacak ki geri koltuğa geçip oturdu. Telefonunu çıkarttı ve oynamaya başladı. Ben de dayanamayıp kendi telefonumu aldım ve Instagram'a girdim. İyi ki varsın Instagram kurucusu.
Saat gece üçü geçmişti ve ben hâlâ uyuyamamıştım. Her iki saate bir yanımdaki ajan değişiyordu. İyice sıkılıp bunalmaya başladım. Telefonu kenara koyup tekrar gözlerimi kapattım. Uzun bir süre uyuyamadım ama sonra uyku beni teslim aldı.
İki saat sonra birinin ismimi seslenmesiyle gözlerimi açtım. Uzun boylu olan ajan yatağımın yanında beni uyandırmaya çalışıyordu. Yataktan kalktım ve banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım. Görevlerin detaylarını öğrenecektim. Banyodan çıkıp yatağa oturdum. İki ajan da içeride beni bekliyordu. Görevin detaylarını öğrenmeye başladım. Seri katil olan bir adamdı hedefim. İsmi dae-jung. Şuanda büyük bir şirketin CEO'suydu. Onun yanına sızıp etkisiz hâle getirmem gerekiyordu. İşin zor kısmı ise onun da çok eğitimli olmasıydı. Adam resmen profesyoneldi. Benden daha eğitimli olduğu kesindi.
Veeee gelelim işin heyecanlı kısmına. Görevde yeni grubum ile tanışacaktım. Görevin son günü, adamı etkisiz hâle getireceğim zaman onları tanıyacaktım. Benim adıma zaten başvuru yapmışlardı. Yarın gelip işe başlayacaktım. İşin garip yanı ise beni direkt adamın sekreteri yapmalarıydı. Bu durum biraz beni şüpheye düşürse de çok üstünde durmadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stray Kids Mafya Günlükleri
FanfictionEğitimli bir ajan olan kızımız her zaman bireysel çalışır ama gelen bir emir üzerine yeni bir gruba katılır ve macera başlar.