ilk gün

153 22 5
                                    

Sabah

Jimin~

Uyandığımda koltuktaydım. Üzerimde de battaniye vardı. Galiba uyuya kalmışım.
Ya battaniye? Sanırım Yoongi getirmiş,ehe.

Mutfaktan birkaç ses geldiğinde refleks olarak o tarafa döndüm. Yoongi olduğunu belli eden sesi duyduğumda gülümsedim.

Koltuktan kalkıp battaniyeyi katladım ve koltuğun üzerine indirdim.

"Günaydın." Saçlarımı karıştırarak mutfağa girdiğimde tahmin ettiğim gibi Yoongi uyanıktı ve kahvaltı hazırlıyordu.

"Günaydın." sesi soğuk çıksa da cevap verdi sonuçta. Dimi?

"Nasıl yardım edebilirim?" soruma karşılık almayınca başımı salladım.

Aklıma gelen sinsi fikirle kollarımı beline sardım ve irkildi. Yüzünü göremesem bile şaşırdığını biliyordum.

"N-ne yapıyorsun?" kollarımdan kurtulmaya çalıştığında daha çok sarıldım.

"Sevgilime sarılıyorum. Yanlış mı yapıyorum?"

"Yanlış yapıyorsun çünkü parmağımı kestim senin yüzünden."

"Ha? Özür dilerim." kollarımı çektim. Yoongi'ye bana doğru çevirdim ve kestiği parmağını incelemeye başladım.

Bu sırada gözlerini bana kilitlemiş Yoongi'yi fark etmemiştim tabii.

Elini çektiğinde konuşmuştu. "Sağol ama geç kalıyorum."

Ona uydum ve arkasını dönüp devam etmesine izin verdim.

Hızlı geçiş

Kahvaltımızı hızlıca yapmış bulaşıkları halletmiştik. Saate baktığımda işe gitmek için pek bir zaman kalmadığını anladım.

"Yoongi! Ben çıkıyorum."

"Bekle,beni bir yere bırakman gerek!"

"Tamam!"

Kapının yanında her zaman yanımda bulundurduğum(?)gömleğimin düğmelerini bağlayıp ceketimi düzelttim.

Kısa bir süre sonra Yoongi de benim gibi siyah bir takımla kapıya gelmişti.

"Çıkalım." dediği şeyle kapıyı açmış ve dışarı çıkmıştı. Ben de peşinden gittim tabii.

Arabama ulaşınca önden gidip şoför koltuğuna geçtikten sonra Yoongi de ön yolcu koltuğuna oturdu.

"Nereye bırakayım seni?"

"Hanguk Adliyesi."

Duyduğum şeyle gözlerim sonuna kadar açıldı.

"Neden,mahkemen mi var?"

"Hayır,savcıyım ben."

Bu daha çok şaşırtmıştı beni.

"G-gerçekten mi? Bende orada avukatım."

Eminim,yanlış görmedim,Yoongi buna şaşırmış ve saaaanki biraz da durumdan memnun gibiydi.

"İyiymiş." gözleri neler anlatsa da ağzından bu sözler çıkmıştı.

Başımı sallayıp arabayı çalıştırıp sürmeye başladım.

Yol boyunca sesimiz çıkmamıştı. Ve sonunda da yetişmiştik.

"Geldik." sesimi duymamıştı galiba. Gözünü bir yere dikmişti.

"Hey,duyuyor musun beni?" cevap yoktu.
Ben de çareyi onu dürterek buldum.

İrkilip kapıya doğru gerilemişti bedeni.

"Daldın gittin,geldik."

Başını sallayıp arabadan indi. Ne oldu ya?

Ardından ben de indiğimde çoktan adliyeye girdiğini gördüm. Sanırım benden...kaçıyor?

Düşünceleri aklımdan def ettim ve ben de adliyeye girdim. Bugün önemli bir duruşma vardı. Hazır olmalıydım.

Çok değil 17 dakika sonra duruşma başlamıştı ve mahkeme salonunda gelecek olanları bekliyordum.

Müvekkilim büyük bir suç işlemişti ve ucundan zar zor dönmüştüm. İyi bir avukattım ve kaybettiğim çok az dava vardı. Yine de bu zorlayıcıydı çünkü müvekkilim karısına uzun süre işkence etmiş onu zorbalamış ardından bıçaklayarak öldürmüştü.

Kendince birkaç sebep uydurdum. Ne de olsa kazanmalıydım,dimi?

Ben bunları düşünürken herkes içeri girmiş sadece yardımcı savcı gelmemişti.

Kapı açıldığında gözler oraya döndü ve gördüğüm an dona kalmıştım.

Cidden mi? İlk günden mi?


___________________________________________

Biraz mantık hatası var ama görmezden gelin.
İyi günler,tabii iyi olacaksa.

özür dilerim | yoonmin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin