taşı beni

221 27 14
                                    

"Affetmezsen anlarım ama şans ver- dur ne? Şans vericek misin bana?"

"Evet."

"A-a-şey teşekkürler." garip bir sevinç vardı onda.

Ve o sevinçten kaynaklı olmalı ki aniden yanıma gelip sarıldı bana.

"B-ben gerçekten özür dilerim yaralarını kanattım ve şimdi de sarıcam tamam mı?Güven bana."

Sarılmasına karşılık vermedim.Daha değil.Şimdi değil.

Karşılık vermeyince geri çekildi yüzünde aptal bir gülümseme vardı.

Ensesini kaşıdı."E-ee şey diyorum burda kalmana gerek yokmuş yani uyanmanı bekliyorduk zaten.Diyorum ki...."

"Ne diyeceksen hemen söyle.Geveleme."

"Ah peki tamam.Diyorum ki bizim eve mi geçsek.Biraz zaman geçirelim beraber.Hm?Olmaz mı?"

"Olmaz."

Anında yüzü düşmüştü."Ugh,peki."

"Ama beni evime bırakabilirsin.İçeri girmezsin ona göre."

Eski neşesi yerine geldi."T-tamam olur o da olur yeterki beraber çıkalım burdan."

"İyi." üzerimdeki gereksiz ince hastane battaniyesini ayaklarımla itmiştim yatağın diğer ucuna.Bu hareketim Jimin'i güldürmüştü.

"Neden güldün?" bugün sesim de hep soğuk çıkıyor nedense.

"Hiç,öylesine."

Dediğine aldırmayıp ayaklarımı sarkıtmıştım ki aşağıda ayakkabı falan yoktu.

"Ayakkabılarım nerde?"

"Ayakkabı....ha şey biz aceleyle çıktık evden unuttuk onları."

Elimi alnıma vurmuştum bu aptalca davranışı duyunca.

Yok yani bu kadar panik yapmaya ne gerek var?Sanki ilk defa atak geçirmişim.

"Madem öyle eve nasıl gidicem ben?"

Sanki en başından beri bu anı bekliyormuş gibi "Taşıyayım seni." dedi heyecanla.

Onca yaşanmışlıktan sonra bunları hor görüp beni taşımasına izin mi verecektim şimdi?

Aslında bir ayakkabı bulurdum ama...

Ama bu fikir hoşuma gitmedi değil.

"Tamam.Taşı beni." diyip gözlerine bakmıştım.Niye bu kadar parlıyorlardı?

"Güzel." demiş bana yeniden yaklaşmış ve tek hamlede kucağına almıştı.Şaşıp kalmıştım.Gerçekten güçlüydü.En azından benden.

Birşey demedim.Ne denirdi ki zaten?

Beni sanki kırılacak bir eşyaymışım gibi tutuyordu kollarında.

Odadan çıktığımızda tüm gözler bize dönmüştü.Üyelerin şaşırmış halleri yüzlerinden okunuyordu.Galiba utanmıştım.

Her ne kadar bir süre sonra pişman olacağımı bilsem bile kollarımı Jimin'in boynuna dolayıp başımı boynuna gömdüm.En azından artık kimsenin yüzünü görüp daha da utanmayacaktım.

Yaptığım hareket hoşuna gitmiş olacak ki sessizce kıkırdadı.

Bir süre sonra hastaneden de çıkmıştık.
Hâlâ yürümeye devam ediyordu ki bir yerde durdu.Kafamı kaldırıp etrafıma baktığımda bir araba gördüm.Galiba onundu.

Parmağımla arabayı gösterip kaşlarımı kaldırdım."Senin mi?"

Yeniden kıkırdayıp başını salladı.

Gülünecek neyi vardı benim hareketlerimin?

Arabanın arka kapısını açıp yavaşça beni arka koltuğa yerleştirdi.Ugh,kendimi bebek gibi hissediyorum.

O da dolanıp şoför koltuğuna geçti ve arabayı çalıştırıp sürmeye başladı.

Aklıma bir soru geldi.Sormasam olmaz.

"Son mesajın ne anlama geliyordu,hm?Önce benden özür diledin sonra da o mesajı attın.Neden,sebep ne?"

Biraz duraksamıştı.

"Anlık sinirle yazmıştım onları,takma yani."

"Anlık sinirle derken?Neyin siniri oluyor bu?"

"Yoongi,fazla deşme bence.Bırak olduğu gibi kalsın.Yapman gereken tek şey eve gidip dinlenmek olsun tamam mı."

"Ve de o mesajda ciddi olmadığımı bil."

Omuz silktim.Bu konu burda bitmez.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Ugh,yoruldum.
Bugünlük bu kadar yeterli bence,dimi?
Yanlışım varsa affedin...

özür dilerim | yoonmin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin