özür dilerim | yoonmin

kaosun sonu/final

Son dakika haberler!!!

Genç savcı Min Yoongi bugün sabah civarlarında kendi evinde hayata veda etti. İhbarı yapan arkadaşı Park Jimin ise şüphelilerin başında yer alıyor. İşe yeni başlamış olan Min Yoongi'nin cenazesi bugün kaldırılacak. Katılmak isteyenlere duyurulur.

Ben haberciniz Han Jisung.

Nezarethanede gördüğü haberle içi burkulmuştu Jimin'in.

Atlatamamıştı Yoongi'nin ölümünü. Hâlâ aynı hissediyordu.

Korkulu, pişman ve çaresiz.

Hislerine birşey daha eklenmişti:İntikam

Ama bilmiyordu ki bunun olmayacağını.

"Bir numaralı zanlı Park Jimin! Yargıcın odasına bekleniyorsunuz!"

Sonunu bilmediği yola doğru gidiyordu. Bilseydi eğer, oradan kaçar ve intikamını alırdı. Yapamadı.

Titrek ve oldukça yavaş olan adımları ve ellerindeki kelepçeyle karşısında duruyordu yargıcın odasının.

Derin bir nefes aldı, görevli kapıyı açtı, girdi.

Yargıcın tam karşısına geçti.

"Park Jimin."

Karşılık vermedi, diyeceklerini bekledi.

"Bulduğumuz kanıtlar senin suçlu olduğunu apaçık gösteriyor. CV'ni taradık ve olmaması gereken şeyler gördük."

Sustu, gerisini az çok tahmin ediyordu.

"Çift kişilik bozukluğu."

Bundan sonrası geleceği açıklar nitelikteydi.

"Çift kişilik bozukluğu ile nasıl avukat oldun sen? Torpil falan mı vardı? Tanıdığın kişiler mi adliyede? Üstelik kabarık bir sicilin var. Birçok suç işlemişsin. Adam yaralamadan hırsızlığa kadar şey yazılı burada. Sence kurtulur musun bu durumdan? Deliller seni gösteriyor, sicilin temiz değil. Çift kişilik bozukluğu ise işi çıkmaza sokuyor. Bu davanın suçlusu sensin Park Jimin. Kendini savunacak bir kozun yok. Kanıtın yok. Hiçbirşey yapamazsın. Sen Min Yoongi'yi öldürdün Jimin. Her ne kadar ülkede yasaklanmış olsa da idam cezasına çarptırıldın. Son yemeğini görevlilere söylersin."

Duyduklarıyla şok olmuştu Jimin. İdam cezası mı? Hemde sevdiği adamın cinayet davasında suçlu olarak aldığı bir idam cezası.

Kaderine tükürmek istedi o an. Geçmişe gitmeyi, eski umursamaz Jimin'e geri dönmeyi hiç olmadığı kadar istedi.

"Peki efendim."

Diyerek çıktı odadan.

"Son yemeğininin ne olmasını istiyorsun? Bugün akşam idam edileceksin. Yani 1 saat zamanın var."

Düşündü bir süre. Yoongi ne severdi?
Buldu. Mandalina. Mandalinaya bayılırdı Yoongi. Tabii lise yıllarında öyleydi şimdi hâlâ sevip sevmediğini bilmiyordu Jimin.

"3 tane mandalina."

Yoongi'nin uğurlu sayısı üçtü. Bu yüzden bu miktarda istemişti.

"Tamam sen bekleme odasına git, otur. Yemek gelince yiyecek ve gebereceksin."

Başını salladıktan sonra gitti görevli. Jimin ise Yoongi ile alakalı başka ne yapabileceğini düşünüyordu.

Şaka gibiydi. Jimin idam edilip ölecekti ama hâlâ Yoongi'yi düşünüyordu.

İşte bu kadar seviyordu Jimin. Yoongi'yi ölümüne seviyordu.

Hani derler ya;'seni ölümüne seviyorum'

Bu söz Jimin ve Yoongi arasında gerçekleşiyordu. Jimin Yoongi'yi ölümü olacak kadar seviyordu.

Bekleme odasına girdi. Oturdu son oturacağı yere.

Harbi, sonlarını yaşıyordu.

Bekledi orada. Çok değil, yarım saat sonra görevli beraberinde 3 mandalina getirerek gelmişti. Jimin'in önüne bıraktı.
Kelepçeleri çıkardı ve çıktı odadan.

Bir süre onları izledi Jimin. Yoongi ile alakalı olan herşey güzel geliyordu ona.
Geç kavuşmuştu, kavuşmaları da uzun sürmemişti.

Saatin akşam olduğunu görünce bakmayı kesip mandalinanın birini aldı ve soymaya başladı.

Her birini o kadar yavaş soyuyor ve yiyordu ki gören motor kabiliyetleri yavaş çalışıyor sanardı. Elbette sebebi bu değildi.

Yarım saat. Tam yarım saat boyunca o turunçgilleri yedi. Kabuklarından gelen aromalı koku Yoongi'yi andırıyordu. Yoongi mandalina kokardı. Bunu bilmeyen yoktu.

Görevli tekrar içeri girdiğinde sonuna yaklaştığını hissetti. Yavaşça kalktı kendisine verilen beyaz bir kazak ile yine aynı kumaştan beyaz altı giydi.
Ölüm yerine doğru ilerledi.

İdamı dar ağacında yapılacaktı. Ağaca ilerledi, tam önüne geldiğinde durdu.

Görevlinin gelip ipi boynuna sarmasını izledi. Sonra tabureye çıktı.

Kaçınılmaz son gelmişti.

Derin bir nefes çekti ve gözlerini yumdu. Karşısında ne olduğunu dahi bilmediği bir adamın idam ile alakalı söylediği şeyleri duymuyordu bile.

Aklında dolanan tek düşünce ve ses Yoongi'nin son sözü; seni seviyorumdu.

Ayaklarının boşluğa geldiğini hissettiği an taburenin çekildiğini anladı.

Bir anda nefesi kesildi, kıpkırmızı oldu.

Yavaşça oksijen seviyesi düşerken karşısında Yoongi'nin durduğunu hayal etti.

Ve son sözlerini söyledi;

Seni seviyorum.

SON

Bir fic'in daha sonuna geldik.

Umarım beğendiğiniz bir fic olmuştur.

Bu bölüme her zamankinden çok yorum bekliyorum çünkü final yani.

Fic'in başından bu yana düşündüklerinizi yazarsanız sevinirim.

Ve ben Beyza, size mutluluklar diler...