lunapark

110 19 10
                                    

Jimin'in teklifinden sonra lunaparka gelmiştik. Ve şimdi de dönme dolap için sıranın bize gelmesini bekliyorduk. Neden mi lunaparktaydık. Haha. Ben istemiştim.

"Sıramız geldi Yoon."

Dediği şeyle ona dönüp başımı salladım ve dönme dolaplardan birine karşılıklı oturduk.

Büyük makine çalıştı ve biz yükseldik. En tepeye yakın bir yerdeyken de makine durdu. İyide az önceki turda durmamıştı ki.

Kaşlarımı çatarak Jimin'e baktım.

"Neler oluyor?"

O da benim gibi kaşlarını çatmıştı. Birkaç saniye sonra bazı insanlar anlamış gibi çığlık atmaya başlamıştı.

"Yoongi galiba.......burda mahsur kaldık."

Jeton düşmüştü işte. Burda kalmıştık. Ne yapıcaz şimdi?

Aşağıya doğru baktığımda çoğu kişi ordan oraya dolaşıyor birşeyler yapmaya çalışıyordu. Makineden sorumlu görevli ise durumu düzeltmeye çalışırcasına panikle elleriyle birşeyler yapıyordu.

Jimin'e tekrardan döndüm.

"Napıcaz şimdi? İtfaiyenin gelmesini falan mı beklicez ki itfaiyenin buraya ulaşması imkansız."

"Bilmiyorum,belki de durumu düzeltirler birazdan." bunu derken sesi titriyordu. Korkuyor muydu yoksa? Korkulacak ne vardı? Ben gayet sakindim.

Ya da öyle sanıyordum.

Çünkü bunları düşündükten çok geçmeden dönme dolaptan geldiği bariz olan bir çatlama sesi duyuldu.

Yok artık,dönme dolap yıkılacak mıydı?

"Yoongi ben korkuyorum yıkılacak galiba." diyerek yanıma oturmuştu.

Güven verircesine başını omzuma yasladım ve elime omzundan tutarak kendime çektim.

"Korkma, çıkıcaz burdan." bunu derken bile korkuyordum.

Bir ihtimal....düşebilir miydik burdan?
Yok ya olmazdı hehe dimi? Ya da olur muydu?

"Ya düşersek?"

"Korurum seni."

"Ya düşünce ölürsen?"

"..."

Ah doğru bu ihtimal de vardı ki bir çatlama sesi daha geldi ve Jimin daha çok sokuldu bana.

"Ölmem ben."

"Garantisi var mı peki?"

"Yok- var yani var."

"Kendin söylüyorsun garantisi yok, ölücez burda. Daha sana doyamadan ölmek istemiyorum ben."

"Saçmalama, ölüm falan yok. Eminim ki yardım ekipleri çağırdılar."

"Umarım..."

Birden Jimin'in saçından öptüm. İçimden geldi. Bu onu rahatlatmışcasına sesli bir tebessüm etti.

"Yoongi...beni affettin mi?"

"Affettim Jimin...affettim."

Evet affettim ama şu anda bundan daha önemli birşey vardı ki bu da bir kabinin (ne denildiğini bilmiyorum) üzerimize doğru gelmesiydi.

Ehe.

Benim yazma tarzımı az çok anlamışsınızdır umarım.

Hep bir olay hep bir entrika ve de araya serpiştirilmiş romantizm.

Kitabın dili çok ciddi olmuş farkında değilim ve artık komik de yapamam galiba,bilmiyorum.

Herneyse canınızı sıkmayayım, görüşürüz! 🐱🐣

özür dilerim | yoonmin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin