Hyunjin kafasına fırlattılan ayakkabı ile yataktan zıplamıştı. Sabah sabah kim onunla uğraşabilir diye düşündü ki evde hekim ve kendisinden başka kimse yoktu. Ayakkabı yere fırlattıp uykusuna devam edeceği sırada gelen sesle yerinden tekrardan zıpladı. Chan hyung bağırıyordu ve görünüşe göre ona daha fazla uyku yoktu.
" Hyunjin işin ciddiyetinin farkında değil misin? Bugün prens minhonun uşağı olarak ilk günün,azar işitmek istemiyor isen çabuk uyan." Hyunjin'in aklına yeni gelmişti prens minhonun uşağı olduğu.Evet o artık prens minhonun yeni uşağıydı. Hızla ayağa kalkıp hazırlanma başlamıştı.
" Unutmuşum, Özür dilerim hyung." Diyerek telafi etmeye çalışıyordu.
" yemek hazır, bir şeyler atıştır öyle çık." Hyunjinin karnı gurulduyordu gerçekten açtı,hevesle masaya oturdu. Her masaya yemek için oturduğunda iştahı azalırdı,hekim pek yemek yapmayı beceremezdi.
" hyung sadece kuru ekmek mi var?" Diye üzüntüyle sordu.
" bunu bulamayanda var hyunjin, ayrıca sadece ekmek yok yemeği getiriyorum bekle."Sadece kuru ekmeğin olmadığına sevindi hyunjin ama bu sevinci Chan hyungun getirdiği tabağı görmesiyle birlikte son bulmuştu. Fazlasıyla kısa bir sevinçti...
" hyung bu tam olarak ne?"
" yedikten sonra söyleyeceğim. Tadına bak protein bakımından zengin."Hyunjin mırıldanarak" öyledir" demişti.Hyunjin istemeyerekde olsa tadına bakmıştı, umarım tahmin ettiği şey değildir diye içinden geçirdi.
" hyung,kurbağa etti mi bu?"
" evet, görüntüsüne bakma tadı güzeldir." Hekimin söylediklerine karşı zorlukla yutkundu. Midesi şimdiden bulanmıştı.
" ben en iyisi ekmek yiyim, yoksa geç kalacağım." Diyerek geçiştirdi ve hızlıca evden çıktı, ekmeğini yolda yiyerek krallığa doğru yürüyordu. Prens Minho'nun kapısına varınca ekmeği hemen yutup kapıyı çalmıştı.Hyunjin içeriye adımını atar atmaz prens Minho'nun kızgın sesiyle karşılaştı.
" Uşağım ilk iş gününde geç kalıyor! Ne güzel." Prens Minho fazla işine sadık birisiydi. Eski uşağı ise oldukça disiplinliydi tam olarak kendine göre birisiydi. Şimdi ki uşağından pek ümitli değildi fazla çocuksu geliyordu.
Hyunjin egilerek özürlerini illeti." üzgünüm efendim,bir daha olmayacak." Söyleyebileceği tek şeydi.
" Bir daha olursa zaten kapı dışarı edileceksin. Bu hafta turnuva haftası, farklı krallıktan gelen şövalyeler ile ölümüne maçlar olacak ve Camelotun prens şövalyesi olarak tüm maçlarda ben olacağım. Sende bu hafta boyunca; kılıcımı sivrileştirip, zırhımı parlatıp, botlarımı temizleyeceksin ve turnuva öncesi giydireceksin."
Hyunjin içinden" kendisi giyemiyor mu?!" diye söylendi,pek haz etmiyordu yine de buna katlanmak zorundaydı.Önünde saygı ile egilip konuştu: " peki efendim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
two sides of the came coin
FanfictionMinho & hyunjin ff. bxb Orta çağın zalim kralının halkına yasakladığı büyü.Büyünün olduğu durumlarda; idam edilip, kazıkta çakılan bi' halk. Böylesi bi' dönemde 'saf büyü' olarak doğan genç Hwang Hyunjin.Kadim din büyücülerinin efsanesine göre büyüc...