" ufak öpücük, büyük sorunlar."

211 23 53
                                    

Belki de bu ufak öpücükten hoşnutu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Belki de bu ufak öpücükten hoşnutu...

-

Hyunjin hissettiği dudakla şaşkınlık içerisindeydi. İlk kez biri onu öpmüştü  hem de dudaktan! Üstelik öpen kişi prens minhoydu ve erkek olması ayrı bir şaşkınlık yaratmıştı. Her detayla bir şok geçiriyordu. Korku,telaş ve heyecanla gözlerini kocaman açmıştı. Ne yapmalıydı? O hiç böyle bir durumla karşı karşıya gelmemişti ve şimdi böylesi durum onda korkuya yol açmıştı. Biri görürse ne olacaktı? Prensi ile arasındaki bu öpücük dedikoduya yol açabilirdi. Prens minhonun gözleri kapalıyken hyunjin gözleri sonuna kadar açıktı . İstemeden dudaklarını aralamış ve gözlerini kapamıştı.minho alt dudağını yavaşça etmeye başlamıştı. Daha fazla dayanamamış olacaktı ki  prens minhoyu hızlıca itmişti. Kalbi ağzında atıyordu bir anlık kafasına dank etmişti olanlar. Anlık duygularıyla hareket ediyordu hyunjin, ve şimdi nedeni bilmeden gözlerinden yaşlarının akmasına izin vermişti. Neden ağlıyordu? Bir erkekle öpüşüğü için mi, yoksa öpen kişi prensi olduğundan mıydı? Tam bir öpüşme sayılmasada hyunjin için ilkti ve ne hissetmesi gerektiğini bilmiyordu. Öpen kişi başka bir erkek olsa daha fazla tepki gösterirdi. Fakat öpen kişi prens minhoydu.

Prens minho telaşlıydı. Yaptığı yanlışın farkındaydı hyunjinin bu konu hakkında oldukça katı olduğunu bildiği halde öpmüştü. Hyunjinde hissediğinin bir zıttı olarak minho yaşıyordu. Prens minho erkek uşağını öpmüştü... O bir uşağı,basit bir köylünün evladını öpmüştü. Öpücükten rahatsız mıydı?tabii ki hayır. Fakat durum hyunjinde aynı işlemiyordu. Onu ağlamasına yol açmıştı minho. Hyunjin ağlıyordu ve minho iki erkeğin dudaklarının birbirini bulmasının hyunjin tarafında bu kadar iğrenç hissettirip ağlatacağını bilmiyordu. Gerçekten o kadar iğrenç bir durum muydu? Düşüncesiz ve bencilce davrandığını hisseti. Hyunjin omuzuna yavaşça dokunmuştu. Hyunjin dokunuşla birlikte ağlaması duraksamıştı. Neden ağlıyordu ki? Prens minhoydu karşısında ki. Özür dilemeyecek veya pişmanlık duymayacaktı. Karşısında kendi seviyesinden bir insan yoktu, karşısında ülkenin bir sonraki kralı vardı. Ağlaması durmuş ve burnunu derince çekmişti. Gözlerindeki yaşlarıda silip hiçbir şey olmamış gibi ayaklanmıştı. Prens minho ise şaşkınlıkla bakıyordu. Hyunjin daha demin ağlamıyor muydu? diyip duruyordu içinden. Hyunjin duygu durumu karmaşası oldukça tuhaftı. Hiçbir şey olmamış gibi eşyalarını toplamış, kitabını gizlice saklamış ve beraber atlarına binip krallığa doğru yol almışlardı.

Kısa sürede birlikte krallığa varmışlardı. Hyunjin, prens Minho'ya karşı daha mesafeli davranıyordu. Kafası karışıktı ve minhonun yaptığı şeyi görmezden gelmişti. Prens minho ise konuşmak için cesaret dahi edememişti ve o şekilde kalmıştı. Ne diyebilirdi ki zaten onuda bilmiyordu. Eve geldiği gibi yatağına girmiş battaniyesini kafasının üstüne kadar sıkıca çekmişti. Üzerine fırlatılan terlikle ayaklanmıştı. Yine Chan hyung bulduğu ilk şeyi ona fırlatmıştı her seferinde fazlasıyla tepki veriyordu. Bir türlü alışamamıştı. Chan hyung ona bulaştıysa artık uyuyamazdı zorla bir şeyler toplatıratacaktı veya ona yardımcı olmam için uyumama izin vermeyecekti. Kısacası hyunjine hiçbir yerde rahat yoktu.

two sides of the came coinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin