Minho olanları anlatıp anlatmama konusunda fazlasıyla kararsızdı. Jisunga güvenmediğinden değil,jisungun kolayca herkese kinlenmesinden dolayı krala karşı nefret beslemesini istemiyordu. Kendi sorunuydu jisungu dahil etmek istemiyordu aynı zamanda tüm sorularına cevap verip yanında olmasınıda sağlamak istiyordu. Kafası karışıktı kendisi dahi ne istediğini bilemez haldeydi. Ayaklanıp camın kenarına geçmiş dışarıyı seyretmeye başlamıştı. Jisung,minhonun kötü durumda olduğunu biliyordu bu yüzden üstüne fazla gitmek istemiyordu sessizce köşede oturmuştu. Hyunjin sessizce minhoya yaklaşıp fısıldar şekilde konuşmuştu: " jisunga olanları anlatmaman daha iyi olur." Hyunjin, minhonun böyle bir ikilemde kalacağını tahmin etmişti bu yüzden konuşma gereği duymuştu. Minhonun kendisini dinleyeceğine emindi.
Minho, hyunjinin böyle bir tavsiyede bulunacağını tahmin etmemişti. Saçma ve gereksiz bulmuştu,bu konu hakkında hyunjinin fikir sahibi olduğunu düşünmüyordu. Her ne kadar hyunjin onun için önemli biri olsada yaptığının yanlış olduğunu düşünüyordu, minhonun jisunga olanları anlatıp-anlatmama konusu kendisine kalmış bir şeydi. İyi veya kötü hyunjin bu konuda fikir sahibi olamazdı.
" Neden? Geçerli bir sebebin varmı? Bu konu bana kalmış bir şey , lütfen dahil olma."Hyunjin sessiz kalmıştı yerler değişmişti,hyunjin böyle bir cevap beklemiyordu. Sessini çıkarmamış minhodan uzaklaşmıştı. Jisung köşede oturmuş olanları merak ediyor,ikiliyi izliyordu.
" Biriniz konuşacak mı? Anlayamayacaksan söylemen yeterli üstüne düşmeyeceğim."
" Annem ve babam benim yüzümden ölmüş jisung. Yeterli mi?"
" Senin yüzünden ölmedi Minho. Sürekli aynı şeyleri tekrarlama!" Hyunjin sert bir şekilde çıkışırken jisung nolduğunu anlamaya çalışıyordu. Daha fazla bir şey sormak istemiyordu, minhonun kötü olduğu belliydi. Daha sonraya saklanmıştı.
" Üzgünüm sormamam gerekirdi. " Jisung özründen sonra köşeye geçip oturmuştu. Odada tarif edilemez gerginlik vardı. Kimse durumdan mutlu değil,üçüde kendi halinde depresif hale gelmişlerdi. Jisung, Felix olmadığı için yalnızlık ile sınanıyordu. Minho babası ve annesiyle sınanıyordu. Hyunjin ise her zaman böyleydi mutlu olduğu düzgün bir an yoktu,bir sorununu çözse yeni bir sorun ortaya çıkıyordu ve bu yüzden alışmıştı. O hep mutsuz ve hep bir şeyler ile sınanıyordu.
Jisung daha fazla odada kalmak istememişti bu yüzden odadan çıkmış kendi odasına gitmişti. Kendiside bu durumda ne yapacağını bilmiyordu. Odasına çekilip sessizlik ve yalnızlığı iliklerine kadar tekrar kendisine hissetirecekti.
-
Hyunjin yorgunluktan bayılacaktı resmen,yaraları halen tazeyken minhoyu yalnız bırakmamak için yollara düşmüş iki gün boyunca minhonun başında durmuştu. O kadar yorulmuştu ki... Hem fiziken hemde ruhen fazlasıyla yorgundu. Kendini uykunun ellerine verirse günlerce uyunmayacak kadar derin bir uykunun içerisinde bulabilirdi. Hem aç hemde yorgundu her iki temel ihtiyaçtanda yoksundu. Sadece kendisi bu durumda değildi minhoda aynı durumdaydı. Minho büyük bir acı içideyken kendisini düşünmesi, kendisini kötü hissetiriyordu. Büyük bir acı ve kayıp içerisindeydi minho ve hyunjin bu durumda kendisine vakit ayıramazdı. Hisleri ve düşünceleri bu yöndeydi, kendini bir anlık düşünmesi dahi bencilce hissetiriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
two sides of the came coin
FanfictionMinho & hyunjin ff. bxb Orta çağın zalim kralının halkına yasakladığı büyü.Büyünün olduğu durumlarda; idam edilip, kazıkta çakılan bi' halk. Böylesi bi' dönemde 'saf büyü' olarak doğan genç Hwang Hyunjin.Kadim din büyücülerinin efsanesine göre büyüc...