Minho & hyunjin ff.
bxb
Orta çağın zalim kralının halkına yasakladığı büyü.Büyünün olduğu durumlarda; idam edilip, kazıkta çakılan bi' halk. Böylesi bi' dönemde 'saf büyü' olarak doğan genç Hwang Hyunjin.Kadim din büyücülerinin efsanesine göre büyüc...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Hyunjinin sıcak suya ihtiyacı vardı, resmen taze tezek kokuyordu. Vakit kaybetmeden sıca su ısıtmış ve leğene hepsini dökmüştü. Üstündekileri bir çırpıda inidirip kendini sıcak suyun içine yavaşça koymuştu. Bedeni o kadar rahatlamıştıki.Tarif edilemeyecek kadar mükemmel bir histi. Her gün duş alamıyordu prens minhonun yanından ayrılmadığı için vakti dahi yoktu. Şimdi prens minhonun anlayabileceği durumdaydı bu yüzden duş almıştı. Duşunu aldıktan sonra gizlice jisungun yanına gidecek, çocuğun durumunu öğrenecekti.
Hızlıca duşunu alıp yeni kıyafetleri giymişti. Kendini tertemiz hissediyordu. Vakit kaybetmeden evden çıkmış ve saraya doğru gidiyordu. Gece vardiyasıydı,etraf muhafızlar ve şövalyelerle doluydu. Büyücü çoçuğun tehlike olması durumdan dolayı ekstra şövalye ve muhafız doluydu. Sarayın dışındaki muhafızları atlatmış sıra giriş kısmındakilere gelmişti. Ürkek bir yaklaşımla görünmeden ilerlemeye çalışıyordu. Böylesi durumda büyü yapması daha çok dikkat çekeceği için doğal yollarla gidecekti. Sarayın girişinden sonra ilk katına doğru yönelmişti içinden sevinç çığlıkları atıyordu. Yavaş adımlarla ilerliyordu arkasını sürekli kontrol ediyordu gelen sesler ile boşluk kısma kendini atmış nefesini tutmuştu. Sekiz tane muhafız mızrak ve meşalaleri ile sıra olmuş şekilde ilerliyor etrafı gözetliyordu. Hyunjin bunları da atlatmıştı derin bir nefes vermişti. O anki korkuyla kalp atışı hızlanmıştı ve şimdi düzene koymaya çalışıyordu. Sağına doğru döndüğü gibi boynuna yönelen kılıçla durmak zorunda kalmıştı. içinden lanetler savuruyordu. Şimdi işim bitti diye düşündü.
" Dön arkanı,kimsin?"
Duyduğu sesle rahatlamıştı minhoydu çünkü. Önünde saygı ile eğilerek konuşmuştu:
" Benim efendim uşağınız hyunjin."
" Sokağa çıkma yasağı var bilmiyor musun? Büyücü buralarda gezerken ne bu rahatlık."
" Büyücü dediğiniz küçük bir çocuk."
" Her şekilde tehlike yaratıyor. Zamanında onlarla karşı karşıya gelen sen değildin. Neden burada olduğunun cevabını vermedin halen. Neden buradasın?"
Hyunjin bir anlık köşeye sıkıştığını hisseti,o profesyonel yalancıydı şimdi de bir yalan bulması uzun sürmezdi. Aklına ilk gelen yalanı sunmuştu.
" Efendim sizi merak ettim. Büyücü buralarda elini kolunu sallayarak geziyor. Güvenliğinizden şüphe ettim."
Hyunjin dedikleriyle minhonun bunu yuttuğunu düşündü. Minho kahkahaya boğulmuştu. Haklıydı,bunca muhafız şövalye varken bir uşak mı onu koruyacaktı.
" Hyunjin iyi misin? Bir uşak parçası mı beni koruyacak? Korktuğunu söyleseydin daha az dalga geçerdi gerçekten. Ciddi söylüyorum."
Hyunjin güçlükle bir gülümseme sunmuştu. En azından şüphe çekmemişti.
