"Bana öyle bakma abim. Seni orada bırakmayacağımı bilmen gerekiyordu."
Ateş'in dedikleriyle kaşlarım daha da çatılırken sinirden delirmek üzereydim. Mahkemedeydik. Şakasız şuan da mahkemede velayet davasını kazanacaklarını gözüme sokmak için dava açmışlardı.
Tabi bunda benim onları reddetmemin de katkısı vardı.
Çağan'ın "bence öyle kolay kolay alamazlar. Ne de olsa on beş yaşında bir yetişkinsin." demesiyle herkes dahil onunda dediklerine inanmadığı apaçık belliydi.
"Tabi kesinlikle konuşamayan bir çocuğun fikirlerini değerlendirme altına alırlar."
Yiğit Abimin "saçma saçma konuşma ve her fırsatta konuşamadığını canını yakmak istercesine belirtme." dediğinde omuz silkmekle yetinmiştim.
Tuna'nın fısıldadığını sanarak "seni kaçırayım ki kanka?" diye sormasıyla Yağmur'un sert bakışları ona dönmüştü.
Herkes kendi kendine gelin güvey oluyordu.
Erdem Bey'in "mahkeme başlıyor." demesiyle herkes içeri girdiğinde benim işaret diliyle dediklerimi çevirecek bir adamın olduğunu söylemişlerdi.
Hakim Bey'in öncelikle Ateş Bey'imizi çağırmasıyla, kendisi aynı zaman da avukatmış, az olan umudum minimuma inmişti. Bu adamda keçi inadı vardı keçi.
"Sayın Hakim, Kardeşim Mutlu'nun doğduğu yıl büyük bir kaza olmuştu. O kargaşada annemin doğumu başlamış ve durum kritik olduğu için ameliyata alınmıştı. Bize ölü doğduğunu söylediler. Kucağımıza ölü bir bebek verdiler. Anne karnından bir buçuk ay erken doğan bir bebeğin hayatta kalması neredeyse imkansızdı. Ta ki kardeşimizin yaşadığını öğrenene kadar. Size verdiğim dosyalarda da apaçık bir şekilde bu durumda mağdur olduğumuzu ve öz kardeşimin ait olduğu yere dönmesini istiyoruz."
Dediklerini dikkatle dinleyen Hakim başını sallarken konuşmaya başlamıştı.
"Şimdi de Mutlu'yla konuşmak istiyoruz. Gelebilirsin."
"Sayın Hakim ben on beş yıldır yetimhanedeydim. Orada büyüdüm orada ilk adımımı attım."
"Sayın Hakim ben on beş yıldır yetimhanedeydim. Orada büyüdüm orada ilk adımımı attım."
"Şimdi bana hiç tanımadığım insanların evinde yaşamam gerektiği söyleniyor. Peki ya benim güvenliğim? Bana zarar verseler sesimi nasıl duyuracağım?"
"Şimdi bana hiç tanımadığım insanların evinde yaşamam gerektiği söyleniyor. Peki ya benim güvenliğim? Bana zarar verseler sesimi nasıl duyuracağım?"
"Peki ya reşit olduğunda ne yapmayı düşünüyorsun?" Hakim'in sorusuyla beklemediğim yerden gelen soruyla şaşırsam da bozuntuya vermeden devam ettim.
"On sekiz yaşına geldiğimde eminim ki bana uygun meslek için üniversiteye yerleşmiş olurum. Ayrıca bana evlerini açmak isteyen fakat benim kabul etmediğim bir ailem var. Eminim ki onlarda bana destek olacaktır."
"On sekiz yaşına geldiğimde eminim ki bana uygun meslek için üniversiteye yerleşmiş olurum. Ayrıca bana evlerini açmak isteyen fakat benim kabul etmediğim bir ailem var. Eminim ki onlarda bana destek olacaktır."
"Mutlu, daha hayatının en güzel yıllarındasın. Aile sevgisini, boş boş tüm gün oturma zevkini tatman gereken yıllar var önünde. Şanlı ailesi eminim ki sana iyi gelecek. Onlarla yalnız hissetmeyeceksin. Mutlu Karapınar'ın gerçek ailesine velayetinin verilmesi karar verildi. "
Karar verildi yine fikrimin hiçbir önemi yok.
.
.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sessizliğin Sesi
Teen FictionKonuşamıyordum. Bu bir kusur değildi. Bu bir sınavdı ve ben bu sınavı kazanmadan bitmeyecekti. Sessizliğimin sesi oldum. Gerçek dostlar edindim. Hayatım çok iyi olmasa da gülebiliyorum. On beş yaşında olacakları bilmeden.