Bölüm 6

869 70 7
                                    

Bir an da hızla atan kalbime elimi götürdüğümde bunun bir rüya olmasını istiyordum. Sadece bir rüyaydı.

"İyi misin?"

Ağzımı cevap vermek için açtığımda aklıma gelenle geri kapattım.

"Sence?"

"Annemler çok endişelendi. Saatlerdir yanındaydılar ama annemizin tansiyonu düşünce çıktılar."

"Bana bunu neden anlatıyorsun Uraz?"

"Yalnız olmadığını bil diye."

Biliyorum zaten Melek, Kerem ve Elif hala nefes alıyor.

"Daha önceden böyle bir kriz geçirdin mi?"

"Hayır."

"Bu durumlar çok nadir gerçekleşir. Geçmişten kalan ve unutamadığın bir olayın benzerini yaşamak veya sinir krizi geçirmemek için içinde tutmak gibi."

"Eee?"

"Mutlu?"

"evet?"

"Benden bir isteğin var mı?"

"Hayır neden olsun?"

"Ateş abimle anlatmak istediklerin varsa konuşabilirsin. Eminim ki seni anlayacak."

"Yok dedim ya."

"Sana biraz ailemizi tanıtayım. Annemiz Canan, çok güçlü bir kadın. Anneannemlerle görüşmüyoruz çünkü annemi kendinden on beş yaş büyük bir adamla evlendirmek istemişler. Kaçarken de babamla tanışmış. Babamın akrabaları biraz fazla. Annemi gördüğü an tutuluyor. İşin garip yanıysa birbirlerini gördükleri gün annem babamın onu takip ettiğini sandığı için babamı dövmüş."

Vay be hikayeye bak.

"Ateş abim, onu anlatamam yaşaman gerek. Tek diyebileceğim kolay şeyler yaşamadı. Bendeniz zaten. Basit bir adamım. Yağız var. Çok garip bir adam. Yıllardır birlikte yaşıyoruz çözemedim adamı. Onu da sen çözmeye çalış. Berk baya egoist ama severiz kendisini. Yağmur deli. Anlaşacağınızı düşünüyorum."

"Neden deliyle anlaşacağımı düşünüyorsun?"

"inadın yüzünden mahkemeye gittik. Tutturdun hayır diye. Sonra bir an da Yağmur'un saçlarını ördün. Ateş abime tip tip bakıyorsun. Yetimhanede kavga ettiğini de duyduk. Bir de on iki yaşında okulun asansörünü bozmuşsun. Bir de reddetmiş iftira atıyorlar diye. Daha sayayım mı?"

"O asansörü ben bozmadım. Birkaç kez düğmeye basılarak bozuluyorsa kalitesizdir."

"Birkaç kez?"

Omuz silktiğimde bir şey dememiş hafifçe gülmüştü.

Kapının açılmasıyla içeri giren kadına baktım.

"Uraz salak oğlum ben sana Mutlu uyanınca bizi çağır demedim mi? Bu aralar şu doktorluk olayını çok kullanıyorsun."

"Anne ama-"

"karşılık verme ve odadan çık. Oğlumla yalnız başıma konuşacağım."

El mecbur odadan çıktığında yatağın ucuna oturan kadına baktım.

"Ailesizlik zor değil mi? Her şeyi kendin yapmak üstlenmek zorundasın. Cahillik işte. Daha on yedi yaşındaydım ailem beni zorla kendimden on beş yaş büyük bir adamla evlendirmeye çalıştığında. Yıllarca bana bir kez sevgi vermeyen ailem beni çocuk yaşımda verecekti. Kaçtım. Babanla tanıştım. Sevdim. O her şeye rağmen kucağımda ki bebeklerle bana destek çıktı. Hem de onu dövmeme rağmen.-gülme sesi- Okudum çocuklarım oldu ama bir ben seni kaybetmedim aynı zaman da en büyük abini de kaybettim."

Sessizliğin SesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin