"Mutlu, ben emin ol hızlıca işaret dilini öğreneceğim. Çok önceden öğrenmem gerekiyordu. Suç bende. Keşke yazın gitar kursuna gitmek yerine işaret dili için kursa gitseydim ama hemen öğreneceğim."
Onu kırmak istemiyordum. Ne de olsa ikizimdi ama bu kadar erken bana bağlanması normal miydi?
Diğerlerine karşı da böyle miydi?
Aklımı okuduğunu düşündüğüm Uraz'ın "bu küçük hanım bir sana karşı böyle. Dışarıya karşı ne kadar tetikdeyse sana karşı da o kadar aceleci. İkinizin birbirinize alıştığınızda yapacaklarınızdan korkuyorum."
Belki de alışmayacağız.
Hem neden benim yanımda Yağmur, Karşımda Ateş ve Uraz vardı.
'Hiçbir zaman konuşamaz mı doktor bey?'
'maalesef... Böyle bir imkan görünmüyor.'
Her konuda mı şanssız olurdu bir insan ya...
Ben hiçbir zaman sesimi duyamayacaktım. Ya da birine seslenemeyecektim.
Olsun... Bir kez kardeşlerimi görme imkanım olsa kendimden bile vazgeçerdim. Yeter ki onları göreyim.
Neredesiniz? İyi misiniz?
Kerem umarım küçüklüğünde bize abilik tasladığın gibi şimdi de onları bulmuş ve korumuşsundur.
Melek kendini korur ama Elif koruyamaz.
'Elif üç yaşında. Doğduğundan beri şiddet gördüğü tespit edildi ve ailesinden alındı.'
'Kerem abim kavga etmesin abi, ben şiddet sevmiyorum'
Lütfen Melek yüzünde ki izin çirkin olduğunu düşünmesin. O bitlendiği zaman saçlarını sıfıra vurduğunda bile çok güzeldi.
.
.
.
"Mutlu, bütün saçlarımı kestiler... Çok çirkin oldum." ağlayan küçük kıza sinirlendi Mutlu. Ne kadar güzel olduğunun farkında mıydı?
Eline kağıt ve kalemi aldı.
'Sen çok güzelsin Melek. Saçların kısayken, hastayken, çamura düştüğünde hepsinde çok güzeldin ama bu kadar güzel olmasan olmaz mı? Sadece benim güzelim olsan?'
Okuduklarıyla şaşkın şaşkın kendine bakan kıza baktı.
Parmağıyla kendisini gösterirken "Ben gerçekten güzel miyim? Bu halimle hem de?"
Kağıdı yine eline aldı.
'Bakmaya kıyamayacağım kadar güzelsin canımın canı.'
"Ama ne benim Elif gibi sarı saçlarım ne de mavi gözlerim var."
'Senin yanağında küçük çukurlar ve hayatım boyunca gördüğüm en güzel göz rengi var.'
"Ama onlar sadece kahverengi."
'hayatımda gördüğüm en güzel kahverengiler, en güzel renk Melek. Mavi, yeşil veya eladan daha güzel.'
"Bana yalan söylüyorsun!"
'sana hiç yalan söyledim mi?'
"hayır ama sen çok güzelsin Mutlu! Çekik gözlerin var ve kahverengi gözlerinde benekler."
'Sen hayatımda gördüğüm en güzel kızsın Melek. Senin gamzelerin insanın hayran bakışlarıyla bakmasını sağlayacak kadar güzel. Gözlerin bütün kızların kıskanacağı kadar güzel. Hem sen hep gülmelisin.'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sessizliğin Sesi
Teen FictionKonuşamıyordum. Bu bir kusur değildi. Bu bir sınavdı ve ben bu sınavı kazanmadan bitmeyecekti. Sessizliğimin sesi oldum. Gerçek dostlar edindim. Hayatım çok iyi olmasa da gülebiliyorum. On beş yaşında olacakları bilmeden.