Evet şuan da kaçma planı hazırlıyordum. Sabah Yağız bana bir hat almış ve dün konuştuklarımızı bir daha açmamıştı. Bu beni rahatlatırken şuan da Berk'in evi tanıtmasını dinliyordum. Yarım saattir bahçe için bekliyordum ve beni ilgilendiren tek şey bahçenin başka bir çıkışı olup olmamasıydı. Bir de halletmem gereken korumalar vardı tabi.
"Bahçenin ön ve arka kısmında toplam on iki koruma var. Bir sıkıntı olursa veya almak istediğin bir şey olursa onlara söyleyebilirsin. Onlar sana alırlar."
"Beni nasıl anlayacaklar?" yazdığım şeyi ona uzattım.
Söyleyebilirsin veya konuşabilirsin tarzı kelimelere çok fazla takılmazdım. Kendim bile bunları söyledim diye düşünen biriydim.
"İşaret dili biliyorlar." Daha fazla irdelememek için başımı salladığımda olduğunca tedirgin davranmamaya çalışıyordum.
Gerçekten de zekilerdi ve her an her şeyi anlayabilecek gibi bakıyorlardı.
Umarım tüm planladıklarım küçük bir çocukken uçabileceğime inanmam ve denemem gibi sonuçlanmazdı.
"Bugün daha durgun gibisin."
"uyku tutmadı. Hem durgun olmamda normal değil mi? Buraya kendi rızamla mı geldim sanki?"
"Haklısın ama ne diyeceğimi eminim ki diğerlerinden ezberlemişsindir."
"Canan Hanım nasıl?"
"Dün Yağız abimi tekrar çağırdıktan sonra daha iyi oldu ama bugün bütün gün yatacağına ve babamın başında bekleyeceğine eminim. Yağmur kursta olacak. Uraz abim zaten hastaneden geç gelir. Yani anlayacağın bugün tek eğlenceli kişi benim."
"Neden dün olanları yok sayıyorsunuz?"
Hiçbirini anlamıyordum. Dün uyuşturucu yüzünden herkes dağılmışken bugün konusu bile açılmamıştı.
"Alıştık artık. Evimizde bir gün kavga yoksa iki gün tartışma oluyor. Oflaz abimden dolayı genel olarak gergin bir ortama sahip olan evimiz Yağız ve Ateş'in birbirine zıt olan davranışlarıyla daha da çekilmez bir hal alıyor. Sırf bu yüzden genel olarak herkesin bir kursu veya aktivitesi var."
"Sence Yağız mı Ateş mi hatalı davranıyor?"
Tamam kabul fazla meraklı davranıyordum.
"İkisinin de bir suçu yok. Ateş abim sinirli ve sert davranmakta haklı. Küçük yaşında yaşadıkları ve abime çok bağlı olduğunu biliyoruz ama Yağız'ın da farklı bir öfkesi var. Önyargılı değil. O da ikinizin de acısını çekiyordu ama artık gerçek dünyanın da biraz farkına varmamızı istedi. Ev çoğu zaman Ateş abimin bağırışları ve annemin ağlama sesleriyle dolu oluyor."
Yağız herkesi toplamaya çalışırken yıkılandı. Belki de ona iyi gelen bir şey olmadığı için başlamıştır uyuşturucuya. Umarım toparlanabilirlerdi. Onlara özellikle Canan Hanım'a büyük bir kötülük yaptığımın farkındaydım ama kolay olmuyordu işte. Büyük ihtimalle beni affetmeyeceklerdi ve hayal kırıklığına uğrayacaklardı fakat bir gün bensiz daha iyi olacaklarının farkına varırlardı.
"İstersen biraz uyu. Gerçekten de yorgun görünüyorsun." dedikleri beni kurtarırken başımı sallayıp kaldığım odaya doğru ilerledim. Odanın kapısını açtığımda ise yatağın üstündeki kutuyu fark ettim. Kapıyı kilitleyip kutuyu aldığımda gördüğüm fotoğraflarla gözlerim dolmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sessizliğin Sesi
Teen FictionKonuşamıyordum. Bu bir kusur değildi. Bu bir sınavdı ve ben bu sınavı kazanmadan bitmeyecekti. Sessizliğimin sesi oldum. Gerçek dostlar edindim. Hayatım çok iyi olmasa da gülebiliyorum. On beş yaşında olacakları bilmeden.