"Sakın arkanı dönmek gibi bir hata yapayım deme, anında ölürsün. Sen bu oyun için fazla zekisin. Senin yaşamaman lazım. Sözleşmeye aykırısın!" Arkamda duyduğum boğuk ses ile ecel terleri döküyordum adeta. "B-benden ne istiyorsun?" Demem ile arkamdaki nefes kesilince döndüm ve kimsenin olmadığını farkettim. Yerden bıçağı aldım ve Japonya'nın yanına gittim.
Japonya: Geç kaldın, ne oldu, ne buldun, niye gittin?
Türkiye: Sakin ol Japon, sadece bir bıçak buldum. Yanlış anlama katil değilim. Sadece yerde dikkatimi çekti.
Japonya: Anladım bence bunu öbürlerine bildirmeliyiz.Kafamı onaylar bir şekilde salladım ve Japonya düdüğü çaldı.
Çok geçmeden bize doğru gelirlerken bıçağı Japon'a verdim.
"Senin açıklaman daha güvenli. Şu an onların gözünde şüpheli konumundayım ama sen masumsun, seni katil olarak görmezler." Dedikten sonra bana güldü ve;
Japonya: それで、あなたは私を売っているのね? (Yani beni satıyorsun ha?)
Türkiye: Ben öyle bir şey demedi-Diyip arkasına doğru gitmeye başladı. Ben ona korku dolu gözlerle bakarken o sadece yüzünde hayal kırıklığı ile bana bakıyordu.
Japonya: Ben sana güvendim Türkiye, ama sen beni satıyorsun. Neden bana bunu yaptın?
Diyip ağlamaya başladı.Merdivende bir ses geldi.
İtalya: T-Türkiye!? Ne yapıyorsun sen? Başından beri katil sen miydin? Demek bizi arkamızdan bıçakladın!!
Aslında olduğumuz konum normal değildi. Elimde bıçak, ağlayan Japonya ve boynunda asılı duran düdük... HASSİKTİR!
Türkiye: Bakın düşündüğünüz gibi değil bizi tamamen yanlış anladı-
Almanya: Sus Türkiye konuştukça kendini ele veriyorsun.
Türkiye: Japonya! Onlara katil olmadığımı söyle! Yanımdaydın, sen de biliyorsun.
Japonya: Evet katil o değil. Elindeki bıçağı yerde buldu.
Yunanistan: Peki bir bıçağın yerde olması ne kadar mantıklı? Ayrıca onun bulduğunu söyledin, yani hala Türkiye'nin katil olma ihtimali var.
Rusya: Türkiye, üzgünüm ama yanımızda durmaman en iyisi. Her ne kadar katil olmasan bile bizi riske atıyorsun.
Türkiye: Peki katilsem elimde bıçakla neden sizi çağırma gereği duydum? Eğer katil olsaydım bunu daha sessiz bir şekilde hallederdim!!
Almanya: Dur bir dakika, sen az önce 'Eğer katil olsaydım cinayetleri sessizce yapardım.' mı dedin yoksa bana mı öyle geldi?
Almanya'nın cümlesi üzerine tüm gözler şaşkın ve korkmuş bir şekilde bana döndü. ( All eyes are on you :) )
Japonya: Bu demek ki... KATİL SEN MİSİN?
Türkiye: HAYIR, HAYIR, HAYIR!!! ANLAYIN ŞUNU BEN DEĞİLİM İŞTE! BAŞKALARINI SUÇLAMADAN ÖNCE BENCE KENDİNİZE BAKIN, OLURDA KAFANIZDA BİR ŞEY VARSA YAPTIĞINIZ CİNAYETİ UNUTMUŞ OLMA İHTİMALİNİZ VAR. AYRICA GİDİYORUM. BENİ HAKETMİYORSUNU-
Dememe kalmadan arkamdaki kapısı tavanda olan çatı katının kapısı aniden açıldı ve çatıdan Amerika'nın kanlı cesedi düşünce tüm gözler benden sonra Amerika'ya, ondan sonra Rusya'ya döndü.
§ 1 Saat Önce Amerika'nın Gözünden §
Anonsu bitirdikten sonra üstümdeki ışıklar söndü ve az önceki gamsız ve rahat halimden eser kalmadı.
Amerika: Dediğini yaptım. Şimdi ödeşme zamanı-
Belimde, kalbime doğru hissettiğim sızı ile gözüm karardı. Ölmeden önce duyduğum son cümleyse;???: Sence hangisi aptallık? Öleceğini bildiğin halde katille anlaşma yapmak mı, yoksa senin ölümüne yol açacağını bildiğin halde ve hiç bir işine yaramayacağı halde daha fazla toprak istemek mi?~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aramızdaki Hain-Countryhumans
Ficción históricaTAMAMLANDI Türkiye; Amerika'dan aldığı bir davet üzerine baloya gider fakat işler değişir ve baloda bulunan cesetle beraber Türkiye ve ekibi öldürülmeden katili bulmak ve hayatta kalmak zorundadırlar.