7

236 24 25
                                    

Daisy gelen mesaja güldü ve arabadan inip büyük binaya girdi. Etrafa bakınırken sakin kalmaya çalışıyordu, bunu Chris'den saklaması doğru değildi ama abisinin çenesini çekmek istemiyordu. Yavaşça üst kata çıkıp daha öncede geldiği odaya girdi, onu gören orta yaşlı adam gülümsedi ve ayağa kalktı.

"Ah! Küçük Evans, gelmene çok sevindim."

Daisy gülümseyince orta yaşlı adamla sarılıp oturdular, Daisy gelecek teklifler için beklemeye başlamadan önce bacak bacak üzerine attı. Orta yaşlı adam onlara kahve söylerken kız sessizce bekliyordu. Kısa sürede kahveleri geldiğinde adam artık konuşmaya girmesi gerektiğini düşündü ve boğazını temizledi.

"Nasılsın?"
"Ben iyiyim, siz?"
"Bende iyiyim."

Aralarında kısa süre sessizlik olunca Daisy gülmek istedi ama kendini tuttu, adam tekrar konuşmaya başladı.

"Eğer Natasha karakterini kabul edersen akşam kadroyu açıklayacağız."
"Bana bir teklif daha gelmişti."

Daisy konuşunca adam kafasını salladı ve kahvesinden büyük yudum alıp tekrar konuşmaya başladı.

"Senin Natasha karakterine daha iyi uyum sağlayacağını düşündük."

Daisy kahvesinden büyük bir yudum alırken düşündü, en fazla ne olabilirdi?

"Tamam, istediğiniz gibi olsun."

Orta yaşlı adam kızın cevabından tatmin olmuş bir şekilde gülümsedi ve kenarda duran dosyayı kızın önüne doğru koyup konuşmaya başladı.

"Şu anlık 5 yıllık sözleşme imzalayalım, eğer fazla gelirse düşürebiliriz."
"Ah, her yıl buraya gelip sözleşme imzalayamam."

Daisy konuşunca adam onun bu haline güldü, kız sözleşmeye kısa bir şekilde göz gezdirdikten sonra kalemi aldı ve tereddüt etmeden imzaladı, dosyayı adama uzattığında o da gerekli yerleri imzaladı ve dosyayı yerine koydu.

"Daisy, anlaştığımıza gerçekten sevindim."
"Benim gibisini bulamazdınız."

Daisy gülerek konuşunca adam kahkaha attı ve kafasını salladı.

"Tamam, Chris'den sonra bunlara alıştık."

Daisy adamın dediğine kahkaha attı, kesinlikle tüm ailesinde olan bir şeydi.

"O zaman güzel, çok fazla bocalamazsınız."

Adam gülüp kafasını salladı, biraz daha sohbet ettikten sonra Daisy binadan ayrılmıştı. Arabaya binip derin nefes aldı, canı bir şeyler yapmak istiyordu ama yanındada kimseyi istemiyordu. Derin nefes alıp arabayı çalıştırdı ve dağ evine sürmeye başladı. Telefonu çalınca umursamadı ve son hız dağ evine sürdü.

Kapıyı açıp eve girdiğinde rahatladığını hissetti, telefonunu kapattı ve koltuğa fırlattı, mutfağa ilerledi ve dolabı açtı, stoklarının durduğunu görünce gülümsemesini durduramadı ve bir kaç tane şişeyi kollarının arasına alıp salona geçti.

Maria içeriye girince Chris'in bakışları ona dönmüştü, Maria sesinin endişeli çıkmaması için oldukça uğraşarak konuşmaya başladı.

"Daisy'le en son ne zaman konuştun?"

Chris'in anında kaşları çatılmıştı, evden çıkıp bir kaç işinin olduğunu söylemişti. Ve bu işinin tamamen içmekten uzak olduğunu abisine inandırmak için inanmadığı tanrıya yemin etmişti.

"Yaklaşık iki saat önce falan, neden?"

Maria yavaşça Chris'in yanına otururken karşısında oturan Anthony elindeki bardağını masaya koydu.

"Ulaşamıyor musun?"

Chris sakince konuşunca Maria dudağını dişledi, kız şu an kim bilir ne yapıyordu.

"Hayır, aradım ve meşgule düşüyor telefonu."

Chris kafasını geriye atıp ofladı, kardeşinin ne zaman büyüyeceğini merak ediyordu.

"Eve gidelim Chris, belki uyuya kalmıştır."

Maria konuşunca Chris yavaşça kafasını salladı, kardeşinin başka bir özelliğide hiç olmadık zamanlarda uyumasıydı. Anthony'de onlarla birlikte kalkınca Sebastian evde tek kalmıştı. Derin nefes alıp salona geçip koltuklara oturdu, içindeki huzursuzluğu anlayamamıştı, televizyona bakıp kafasını dağıtmaya çalışmıştı ama kendini toplayamamıştı. Aklı Daisy'de kalmıştı. Hızla telefonunu aldı ve en üstte duran konuşmaya girdi, bakmasını umarak mesaj attı.

Sebastian Stan
Nerdesin Diana?
Maria ve Chris seni arıyor
Yine bir yerde içip sızdın mı?

Bir süre bekledi ama mesaj gelmemişti, sinirle telefonu koltuğa fırlattı. Neden bilmiyordu ama endişeleniyordu.

Daisy gözlerini açtığında ağzından küçük bir inilti kaçtı, televizyonun sesini kapatmadığına küfür edip yavaşça doğruldu, yavaşça ayağa kalktı ve mutfağa ilerlerken masanın üzerinde duran şişlerden birini alıp ilerledi. Şişeyi diklerken mutfağa girmişti, bacağını masaya çarpınca sinirle elindeki şişeyi yere attı ve bacağını tuttu. Başı dönerken koltuktan alıp tezgaha koyduğu telefonunu aldı, kapalı olduğunu görünce derin nefes alıp açtı. Bildirimler peş peşe düşerken telefonun ışığı gözlerini almıştı. Gözlerini kısarken ışığını azalttı ve bildirimlere baktı, şu an. Chris be Maria'yı ararsa kriz geçirecekti, alkolünde vermiş olduğu cesaretle Sebastian'ı aradı.

"Diana?"
"Hey, Stan."

Daisy gülerek konuşunca karşı taraftan bir süre ses gelmedi.

"Sen sarhoş musun?"
"Olmadığım an mı var?"
"Nerdesin."

Daisy bir anlık durup etrafına bakındı.

"Dağ evindeyim."
"Chris'e haber veriyorum."
"Hayır, hayır, hayır."

Daisy konuştuktan sonra başı dönmüş ve yere oturmuştu.

"Chris'in bizi daha önce götürdüğü ev mi?"
"Hm, hm."

Daisy onaylar bir mırıltı çıkarınca yine bir süre ses gelmemişti.

"Oraya geliyorum."
"Chris'le uğraşacağıma seninle uğraşırım."

Daisy konuştuktan sonra telefonun çoktan kapandığını fark etti. Ne süre geçmişti bilmiyordu, zaman duygusunu yitirmişti ve kapı çaldı. Kısa sürede kendine ayağa kalkacak gücü toparladığında ayağa kalktı ve kapıya ilerleyip açtı. Sebastian hızla içeriye girdiğinde Daisy onun bu haline güldükten sonra kapıyı kapattı ve konuşmaya başladı.

"Geldin."
"Aradın."

Sebastian konuşunca Daisy tekrar güldü, bir kaç adım ileriye gidecekken sarhoşluğun vermiş olduğu etkiyle yalpaladı, kızın ayık kafaylada düz yolda yürüyemediğini hesaba katarsak dengesini kaybetmişti. Sebastian hızla onu tutup kucağına aldı, koltuğa ilerlerken konuştu.

"Yakaladım seni küçük hanım."

HighHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin