Pişmanlıklar; parmak izleri gibi, kişiye özeldir.M.Banning
Arabaya binip eve gitmeye koyulduğumuzda içime nedenini bilmediğim bir ürperti gelmişti. Nedenini düşünürken bir anda kafama dank etti.
Neden Avukat görüşmemize rağmen tekrar konuşmak istesin ki? Aslında şimdi Avukatı arayıp ne işler çevirdiğini sorabilirdim ama eve çoktan yaklaşmış aynı zamanda onu eve göndertmiştim.
Sahi neden ben onu aylardır gitmediğim eve gönderttim? Babam öldüğünden beri eve gitmiyordum gidemiyordum daha doğrusu...
2 AY ÖNCE
Sabah erkenden kalkmış yüzümü yıkadıktan sonra spor kıyafetlerimi giyip koşuya çıkmıştım. 1 saat kadar spor yapıp eve geldim. Duşumu Alıp günlük kıyafetlerimi giydim. Bugün günlerden pazar olduğu için rahat bir şeyler giyip aşağıya kahvaltıya indim. Babam her zamanki gibi dosyalarıyla ilgileniyordu.
-günaydın'. Diyerek sessizliği ben bozdum. Babam kısa bir bakış attıktan sonra kafasını salladı. Şu sıralar çok yoğun ve stresliydi.
Kendini mafya sanan Barlas adındaki bir adam babamı hem arayarak hem de yazılı olarak ölümle tehdit ediyordu. O yüzden evin her yerinde korumalar vardı. Eğer babama bir şey olursa gerçekten mahvolurdum. Annem gittiğinden beri tek ikimizdik. Birçok zorlukla uğraşmıştık ve tam kazanmışken onu kaybedersem kendimi, hayatımı, ruh sağlımı nerdeyse her şeyimi kaybederdim. Bu düşüncelerimi bir kenara koyup masadaki ekmekten aldım.
Babam çok şükür kafasını kaldırmış bana bakmıştı;
-Bugünde formumuzdayız Ahu hanım. Dedi gülerek. Bende gülerek;
-tabi kii' dedim. Birkaç dakika sonra babam ayaklandı, sesimi çıkarmadan merdivenlerden yukarı çıkışını izledim. Babam gözden kaybolduktan sonra bahçeye çıktım. Korumamız Ahmet Abiyle sohbet ederken odağıma babam girdi. Ben tam nereye soracakken o cevapladı.
-Bugün Adliyede işlerim var hemen gelirim. Sende dışarı çıkma. Geldiğimde yemeğe çıkarız . Başımı sallayarak dediğini onayladım. Tam arabaya binecekken yanıma geldi ve sarıldı. Her zaman işe gitmeden bana sarılır öperdi bugünde öyle yaptı ve arabaya binip gitti.
Sabah sabah yorulduğum için salona gidip biraz kestirmeye karar verdim. Yaklaşık 1 saat sonra telefonumun çalmasıyla uyandım. Hiç numaraya bakmadan telefonu açtım.
-Alo
-Ahu Alev Akdemir ile mi görüşüyorum?
-Evet. Buyurun?
-Babanız Engin Akdemir trafik kazası geçirdi. Yoğun bakıma aldık hastaneye gelmeniz lazım.
Haberi aldığımda neye uğrağımı şaşırmış bir şekilde şok geçirdim. Bir kaç saniye sonra hemen kapıdan çıkıp arabaya bindim. Korumalarla beraber hastaneye vardığımızda yoğun bakımın nerde olduğunu sormak için resepsiyona doğru koştum. Resepsiyondaki kadın ilerde sağda oluğunu söylediğinde koştum. Hem de hiç koşmadığım kadar hızlı koştum. Yoğun bakımın olduğu yere vardığımda bir doktor kapıdan çıktı. Doktora doğru ilerledim;
-Engin Akdemir nerde ben kızıyım. Babam nerde iyi mi nasıl oldu? Soruları art arda sıralamıştım. Doktor kafasını eğdi
-Maalesef babanızı kaybettik başınız sağ olsun.
Doktorun bu söylediklerinden sonra bir anda zaman yavaşlamıştı. Hem de hiç olmadığı kadar. Gözlerimden yaşalar dökülüyor, ayakta duramıyordum. Sonra bir anda gözlerime perde indi. Bacaklarımın artık bedenimi dik tutamıyordu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hukuk-İ Aşk
أدب نسائيEscobar ve Safkan'ın hikayesi... Doğru bilinen yanlışlar... Yanlış bilinen doğrular. Geçmişin karanlık yüzü bu ikiliyi birleştirebilecek mi ? Bir tarafta babası'nın katilini arayan en ülkenin en başarılı ve genç savcısı Ahu Alev Akdemir. Bir tarafta...