0.7

68 10 7
                                    

 Beomgyu uzun zaman sonra ilk defa Taehyun'dan erken kalktığı için kendini fazla enerjik hissediyordu.  Taehyun'un uyanmadığını görünce dersinin olmadığını düşünüp kahvaltı hazırlamak için mutfağa gitmişti.  

  Taehyun gözlerini ovuşturarak banyoya gittiği zaman masayı kuran Beomgyu'u görünce hızlıca işlerini halletmiş ve kıyafetlerini giyinmek için odasına gitmişti. Beomgyu arkasından "Kahvaltı hazırladım, çabuk ol." diye bağırdı. 

 Beomgyu masayı hazırlayıp oturduğunda Taehyun çantasını da alıp odasından çıkmıştı. masanın yanına gelip Beomgyu'nun karşısına oturdu.

 "Ellerine sağlık. Niye zahmet ettin ki?"

"Kendime hazırlarken ne kadar zahmet ettiysem o kadar ettim. Ayrıca çok bir şey bilmiyorum, bunlarla idare edeceğiz."

Taehyun gülerken masada gözlerini gezdirdi. Çeşit olmadığı doğruydu ama başkasının kendisi için hazırladığı bir kahvaltıya ilk defa oturuyordu. Çatalı eline aldı ve sırtını sandalyeye yaslayıp rahat bir oturuşa geçti. Yanındaki sandalyeye astığı çantasını göz ardı edip yirmi dakika sonra başlayacak olan dersini kaçırmayı umursamadan omletten bir parça kesip tabağına aldı. 

 "Yediden sonra evde görünce senin de boş günün olabildiğine sonunda inandım."

"Uyuyakalmışım boş günüm değil maalesef. Gece sabahlarım diyordum ama uyuyunca alarmı falan da duymadım."

"Gerçekten bu kadar çalışman gerekiyor mu?"

"Bölüm için soruyorsa bu kadarına da gerek yok ama hem asistan olarak kabul almak istiyorum hem de bursumu kaybetmek istemiyorum diye bu kadar çalışıyorum."

"Mezun olunca ne yapacaksın?"

"Sahada çalışmak değil de akademisyen olmak istiyorum. Sen ne yapacaksın?"

"Bilmem, klinik falan açarım herhalde."

"Kaç yaşındasın sen?" Taehyun çok daha öncesinde sorması gereken soruyu yeni sorduğu için utanmıştı. 

"23."

 Taehyun, Beomgyu'nun kendisinden küçük olduğunu düşünmüştü. Yirmi üç olduğunu bilerek baksa evet öyle derdi ama konuşmaya başladığı anda yaşı küçülüyordu. Kendisinden çok daha enerjikti Beomgyu.

"Büyükmüşsün benden. Bu arada kira zamanı geliyor."

"Ne kirası?"

"Ev arkadaşıyız ya artık. İki kişinin parasını birden ben vermeyeceğim herhalde."

"Ben kira mı vereceğim?"

"Beomgyu gerçekten hep mi böylesin yoksa beni sinirlendirmek için ekstra uğraşıyor musun sen?"

"Bu ev benim be. Niye kira vereyim?"

"Tapu kimin üzerine?"

"Babamın. İşte önemli detay da bu: babam."

"Baban kirada indirim yapmadı ve ben de evi paylaşıp kirayı bölüşmeyecek kadar enayi değilim maalesef."

 Beomgyu'nun yüzü düşünce Taehyun bu konuyu açtığına pişman oldu. Teşekkür edeceği yerde onun hazırladığı masada onun moralini bozmuştu. 

"Baban neden böyle davranıyor sana?"

"Aslında öyle kötü davrandığı falan yok. Ben her şeyi biraz abartmayı seviyorum. İstediği bölümü okumayınca okula gitmemi istemedi. Sonra da asıl istediğim şeyi yapabileceğim yerlerden kovulmamı sağlayıp onun parasına muhtaç olmamı istedi. Buna üç sene dayanıp en sonunda karşı çıktım. Biraz sert bir karşı çıkmaydı.  O da böyle yaparak ondan özür dilememi istiyor."

"Ne yaptın ki?"

"Dünürleriyle tanışma yemeğindeyken birkaç ufak sorun çıktı."

"Ne gibi?"

"Damat, gelini istemediğini söyleyip her şeyin babasının planı olduğunu söyledi. Ve yapılacak altı işin anlaşması bozuldu."

"E bunda senin ne suçun var?" Taehyun patateslere çatalını batırırken sorduğu soruya absürt bir cevap beklemiyordu.

"O damat benim." 

"Nasıl ya, seni anlaşma için evlendirmek mi istedi?"

"Anlaşma değil anlaşmalar. ayrıca küçümseme yanlış hatırlamıyorsam içinde otomotiv ve uçak firması için de anlaşma vardı. Hisse değerleri baya düşmüştü."

"Baban ne derece zengin biri?"

"Aslında babam değil de annem fazla zengin. Babamla evlendikten sonra şirketlerin başına geçmiş ve beraber büyütmüşler ama etiket ismi babam. Evlenene kadar babamın tek mal varlığı bu evmiş bu da zaten dedemden falan kalmış."

 Taehyun sessiz kalınca Beomgyu kollarını birbirine kavuşturup ona baktı.

 "Sen peki?"

"Benim öyle hikayelerim yok."

"Ailen peki?"

"Kendi halinde yaşayan bir annem var."

"Baban?" Sormaması gereken bir soru olabilir diye Beomgyu oldukça temkinli bir ses tonuyla sormuştu.

"Hapiste."

 Neden diye sormak istese de bu kadarının fazla özel olabileceğini düşünerek sessiz kaldı Beomgyu. Taehyun da dünyanın en normal konuşmasını yapmış gibi arasına patates yerleştirdiği yumurtasını yemeye devam etti. 

 "Kirayı ne zaman vermemiz gerekiyor?"

"İki gün sonra. Her ayın beşinde yatırıyorum parayı."

"Bu ay sen ödesen önümüzdeki ay ben komple ödesem olur mu? Şu an para ayarlamam çok zor olur." Beomgyu gerçekten utandı bu cümleyi kurarken. Birilerine borçlanmaktan nefret ediyordu. Taehyun bir anda bunu beklemiyormuş gibi yüzü tuhaf bir ifadeye bürünse de hemen kendini toparladı ve başını olumlu manada salladı.

 "Olur, ben hallederim bu ay."

 Beomgyu rahatlamıştı. Çabucak bir iş bulmalıydı. Bir sonraki ay tüm kirayı ödeyip bir de market alışverişi yaparak borcunu ödemek istiyordu. Kahvaltıları bitene kadar ara ara konuştular. 

 Taehyun masayı toplama işini beomgyu'nun ısrarıyla bırakıp aceleyle okuluna gitti ve çoktan neredeyse tümünü kaçırdığı derslerin sonuncusuna girip Kai'nin her zaman boş tuttuğu yanına oturdu. 

 Kai yanına oturan adamı görünce şaşkınlıkla ona baktı.

 "Neden geldin sen?"

"Ders için." Fısıltıyla konuşuyordu ikisi de.

"Annenin yanına gitmeyecek miydin?"

"Önümüzdeki aya kaldı o iş."

 Kai sorgular biçimde bakınca Taehyun onu susturdu ve dersi dinlemeye başladı.


 sorunlar, sorunlar...

HOMEWARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin