1.0

40 7 4
                                    

"Nasıl para kazanabilirim?"

Maketine odaklanmışken bir anda odada yankılanan sesle irkildi Taehyun. Kiminle konuştuğuna bakmak için Beomgyu'a döndüğünde soruyu kendisine sorduğunu anlamıştı.

"Sahne alıyordun sen en son. Ne oldu o iş?"

"Yattı o iş. Başka yeteneklerim var mı onu da bilmiyorum üstelik."

Taehyun yapıştırıcısını bırakıp gerçekten bunu dert edinen Beomgyu'a döndü. Kanepede oturmuş gitarına sarılmış içine çeke çeke kafesteki kuşa bakıyordu. Bir parmağı tel kafesin içine girip kuşu okşamaya çalışıyordu.

"Ayakları üzerinde durabileceğini babasına kanıtlamaya çalışan bir ergen misin, yoksa gerçekten ayaklarının üzerinde durmak isteyen biri misin?"

Beomgyu yavaşça Taehyun'a baktı. Onun bu soruyu sorarken ne kadar ciddi olduğunu tartmak istiyordu. Kendi ayaklarını işaret etti sonrasında.

"Bu ayaklar var ya Taehyun. Babam onların bile kendisine ait olduğunu iddia ediyordu. Ben hiçbir zaman kendim olamadım. Belki de birinci seçenekteki o ergenim ama bunu bile fark edemeyecek kadar kendime körüm. Bu defa benim ayaklarımın benim olduğunu bilmem lazım."

Taehyun ciddiyetle dinledi Beomgyu'u. Uzun uzun baktı ona. O kadar uzun baktı ki Beomgyu bir noktada sıkılıp tekrar kafesteki kuşuyla ilgilenmeye başladı. Ta ki Taehyun aniden ayaklanana kadar. Taehyun bir anda kalkıp sandalyesine astığı deri ceketi omuzlarına geçirdi ve Beımgyu'a yaklaşıp ona elini uzattı.

"Kalk bakalım. Senin ayakları kullanmaya gidiyoruz." Dediğinde Beomgyu dalga geçtiğini düşünerek göz devirdi.

"Dalga geçmiyorum Beomgyu. Kalk, gidiyoruz."

Beomgyu bu defa şaşırarak ayaklandı ve gitarını bırakıp peluş hırkasını giydi. O ayakkabılarını ayağına geçirip bağcıklarını bağlarken Taehyun, gitarı kılıfına koyup sırtına asmıştı.

"Gitarı ne yapacağız?"

"Başka yetenek keşfetmeye vaktimiz yok. Olanla idare edeceğiz artık."

"Yalnız benim gitardaki yeteneğim, sesimle birleşince öyle idare edeceğin bir şey olmuyor haberin olsun. Babam sadece mal varlığı değil ses güzelliği olarak da bana katkıda bulunmuş."

"Heh ben de bugün hiç parandan bahsetmedin diyordum tam. Keşke şu anlata anlata bitiremediğin mal varlığın birazcık sana yarasaydı da bunca uğraşa girmeseydik."

Beomgyu hak verdiği için sesini çıkarmadı. O da bir an önce aile parasını istediği gibi kullanabilmeyi istiyordu. O günler de gelecek elbet diyerek Taehyun'da duran gitarı aldı ve sırtına taktı.

Yolda yürümeye başladıklarında Beomgyu kısa bir yere gittiklerini ummaya başlamıştı. Yürümek çok da hoşuna giden bir şey değildi. Evinin sokağında duran okuluna dahi her zaman özel arabalarla giderdi.

Üniversite hayatını böyle hayal etmiyordu. Gerçi kendisini bir üniversitede hayal etmemişti çoğu zaman. Bu düşüncesinde kurtulmak için kendisinden hızlı yürüyen çocukla aynı hizaya geldi.

Kısa bir süre yürüdükten sonra bir kafenin önünde durmuşlardı. Beomgyu çekingen durup etrafta gözlerini gezdirse de Taehyun iri adımlarla içeri girip etraftakilere selamlaşmaya başladı. En sonunda kasanın arkasında duran adamın yanına gidip samimice el sıkıştılar.

Evden çıkıp buraya geldiği ana kadar hissetmese de şu an Taehyun kendisini göstererek o adamla konuşunca çok mahcup hissetmişti. Adam Taehyun ile konuştuktan sonra oturduğu yerden kalkıp Beomgyu'ya doğru ilerledi. Boyu oldukça uzun ve vücudu inceydi.

Beomgyu bir an için adamın boyunu kıskansa da hemen dikkatini asıl olaya verdi. Önüme kadar gelip elini uzatınca Beomgyu o eli tuttu ve sıktı.

"Merhaba, soobin ben tanışmıştık zaten."

Beomgyu hafızasını zorlayınca ilk gün geldiğinde evin anahtarını ondan aldığını hatırlamıştı. Kafasını sallayıp onu onayladı.

" Beomgyu ben de. O gün için tekrar teşekkür ederim."

"Önemli değil. Taehyun biraz bahsetti, şarkı söyleyebiliyormuşsun. Eğer senin için de uygunsa bir dinlemek istiyoruz seni. Sonrasında işi hallederiz ama çok bir beklentin olmasın bütçe konusunda."

Sonucunda para alması ve kirada payına düşeni ödeyebilmesi yeterliydi. O kadar umurunda değildi ki alacağı paranın miktarı. Kafasını hızlıca sallayıp Soobin'in gösterdiği sahneye çıktı. Oldukça ufak bir yerdi ama ona fazlasıyla yetecek cinstendi.

Taehyun sırtını arkaya yaslamış ona bakarken ona gerçekten minnet duyduğunu hissetti Beomgyu. Baştaki tavrı ile şu anki davranışları örtüşmese de Beomgyu ona teşekkür etmeyi aklının bir kenarına not etti. Sırtındaki gitarı çıkarıp akorunu ayarladı ve ufak ufak çalmaya başladı.

Kafede çalışanlar ve bir iki müşterinin ilgisini kazanınca notaları basıp şarkısını söylemeye başladı gözleri kapanırken. Aklına gelen ilk şarkıydı parmaklarından çıkan notalar.

I'm sorry that i never call

often i get exhausted

Trying  regardless to be enough

Is it selfish not to be selfless

I've had a lifetime to be alone

If you let me when it gets heavy

Know i'll never let you be all alone

I'll be better than i was before

Gözlerini açtığında gözlerde gördüğü olumlu yansımalar hoşuna gitmişti. Dönüp Taehyun'a baktığında onun yüzünde ufak bir gülümsemeyle kendisini izlediğini görünce son cümleyi gözlerine bakarak söyledi. 

I swear, always i'll care.

HOMEWARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin