"Bahçede boş yer kalmamış, şaka gibi."
"Neyse ki daha önce birlikte oturma gibi bir deneyim yaşadık." Beomgyu, bu defa izin bile istemeden karşısına oturan Kai'ye bakarak konuştu. Kai, Beomgyu'nun dediğine karşılık gülüp çantasındaki kalemleri çıkardı.
"Neden hep yalnız oturuyorsun?"
"Ben kendi kendine yetebilen bir adamım."
"Dışarıdan bir göz olarak söylüyorum, kendine yetebilen adam olarak değil de yalnızlıktan sıyırmış garip gibi görünüyorsun."
Beomgyu notlarını incelemeye devam ederken "Sen ne oluyorsun o halde?" diye sordu. Daha sonra onun konuşmasına izin vermeden kendi sorusunu cevapladı Kai'ye bakmaya başlayarak. "Yalnızlıktan sıyırmış kişiden başka kimsenin masasına davet edilmemiş olan çok sosyal kişi mi?"
Kai melodik bir ritimle gülüp parmağını şıklattı. "Aynen öyle, senden daha da yalnız olan kişi benim."
Beomgyu alınmamasına sevinip gülmüştü.
"Taehyun neden çıkmadı seninle?"
"Neden çıksın ki?"
"Yakın arkadaşız dememiş miydin?"
"En yakın bile olabilir ama Taehyun benimle aynı zamanlarda çıkmıyor. Ben de onu beklersem eve gidene mevsim değişir."
"Nerede ki şimdi?"
"Asistanı olmak istediği hocanın yanındadır bence."
"Neden bu kadar çok çalışıyor Taehyun?"
Kai elindeki kalemi çenesine yaslayıp masaya dirseğini yerleştirdi.
"Bursu için."
"Çok mu fazla bu burs?"
"Taehyun bir sayı söylemedi ama bence bu okulda en yüksek bursu alan kişi o."
"Bölüm birincisi olmalıyım sanırım." Beomgyu kendi kendine konuşur gibi sessiz olsa da Kai duymuştu.
"Bölüm birincisi olsan bile sadece üniversiteden burs alırsın maalesef."
"Taehyun üniversiteden almıyor mu?"
"Siz nasıl ev arkadaşısınız, hiç sohbet etmiyor musunuz?"
"Ediyoruz." Ama genelde kendimden bahsedip duruyorum diye tamamladı içinden cümlesini Beomgyu. Yaptığı şey için kendine kızmayı ertelemişti.
"Belli. Taehyun rektörden burs alıyor. Asistanı olmak için çırpındığı adam da o. Çok kabullenmese de buraya yatay geçiş yapma sebebi de bu burs teklifiydi zaten."
"Rektör burs mu teklif etmiş?"
"Yani birinci çocuk. Niye teklif etmesin ki? Gerçi bizzat teklif etmesi bence de garip."
"Her okulun birincisini böyle kendi okuluna mı çağırıyor?"
"Okul birincisi diye çağırılmadı ki. Sınavda birinci diye çağırıldı okula."
Beomgyu daha da şaşırdığı için Kai "Yuh artık aynı evi paylaştığın çocuğun sınav birincisi olduğunu mu bilmiyorsun?"
"Niye en başında buraya gelmedi ki o zaman?"
Derece yapan herkesin gelmek istediği okula neden en başında gelmediğini anlayamamıştı.
"Annesi için."
"Nasıl annesi için?" Kai cevap verecekken ensesine yediği tokat yüzünden acıyla öne eğildi.
"Olmadığım her an böyle dedikodumu yapıyorsun değil mi?" Taehyun konuşurken çoktan Kai'nin yanına, Beomgyu'nun karşısına oturmuştu.
"Olmadığın anı kolluyor değilim. Konu sen olunca her an dedikodunu yapıyorum ben."
"Ne takdir edilesi bir davranış." Taehyun göz devirerek konuştu.
"Soobin yapınca gül, ben yapınca vur."
"Soobin ev arkadaşımla benim dedikodumu yapmıyor."
Beomgyu karşısındakilerin atışmalarını dinlerken araya girme ihtiyacı hissetmişti.
"Aslında Taehyun, daha ilk günden senin hakkında Soobinle konuşmuştuk." dediğinde Kai gördün mü ifadesi takınıp Taehyun'a baktı.
"Kimlerle arkadaşlık kuruyorum ki ben?"
Dediği şeylerin aksine yüzündeki eğlenir ifade bundan hoşlandığını belli ediyordu. Beomgyu onun gözlerinin altındaki morlukların bir haftadır düzenli olarak arttığını yeni yeni fark ediyordu. Gözlerinin altında bakışlarını gezdirirken milimlik yukarı bakınca Taehyun'la göz göze gelmişlerdi. Taehyun ona ilgiyle bakınca Beomgyu bakışlarını Kai'ye çevirdi hızlıca.
"Sen Soobinle de mi arkadaşsın?"
"Ama kırılıyorum artık. Zaten onları tanıştıran benim."
"Soobin eve çağırdı bu akşam seni değil mi?" Kai Taehyun'un sorduğu soruya kafasını sallayınca Taehyun "Dersi bitmiştir onun çoktan." dedi. Kai saati kontrol edip çantasını sırtına alıp kalemlerini cebine attı. Beomgyu'ya el sallayıp koşar adımlarla bahçenin dışına gitti. Beomgyu onun arkasından bakarken karşısındaki çocuğun da kendine baktığını hissediyordu.
Kai gözden tamamen kaybolunca kendisine bakan adama döndü Beomgyu.
"Ne diyordu o zevzek?"
"Annenin neyi var?" Beomgyu merak içinde kalmaktan hiç hoşlanmıyordu. Eğer bunu sormazsa bu gece uyuyamayacağını biliyordu.
"Nasıl neyi var?"
"Salağa yatma, ciddi soruyorum ben neyi var annenin?"
Taehyun sol eline yüzünü yasladı ve hımlayarak düşünüyormuş gibi yaptı.
"Çok güzel bir yüzü, bahçeli bir evi ve çok yakışıklı bir oğlu var."
"Doğruyu söyle Taehyun."
"Çok yakışıklı değil miyim?" alınmış gibi bir ses çıkardı. Beomgyu cevap vermeyince masanın üzerinde duran elini tutup sıktı Taehyun.
"Değil miyim?"
Beomgyu elini sıkıp duran adama bakıp elini çekti ve oflayarak "Öylesin ama ben onu kastetmedim." dedi.
Taehyun gülümseyip "Demek yakışıklıyım?" dedi.
"Öylesin ama bizim evin seviyesini yükselten benim Taehyun."
"Çok yanılıyorsun Beomgyu." Taehyun düşünmeden kurduğu cümleyle dudaklarını büzdü. Beomgyu ise sinirle uzun saçını geriye atıp Taehyun'a baktı. Çektiği elini ileri atıp Taehyun'un elini tuttu.
"Nasıl yanılıyorum? Baksana bana sen, sana on basar benim yüzüm."
"Öyle demek istemedim?"
"Ya ne demek istedin?"
"Dediğin doğru olabilir ama benden yakışıklı değilsin."
"O zaman dediğim nasıl doğru olacak?"
Taehyun elini ensesine atıp gözlerini masaya çevirdi.
"Yakışıklıdan ziyade güzelsin." Oldukça sessiz çıkan sesine rağmen bağırmaya hazırlanan Beomgyu açtığı ağzını kapatıp gülümsedi ve Taehyun'un masaya diktiği gözlerine baktı. Bir süre öyle kaldıktan sonra saçını tekrar geriye atıp "Güzelim de doğru." dedi.
Taehyun, konunun dağılması için açtığı konunun bağlandığı yere hazırlıklı olmadığı için hala elini tutan çocuğa biraz çekinerek baktı. Beomgyu ise kaynayıp giden konuyu anında unutarak Taehyun'un utangaç tavrına sırıtıyordu.
aralarında salakça tatlı bir tansiyon var.
ayrıca taehyun konu değiştirmeyi seven birisi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HOMEWAR
Fanfiction"Sana da, seninle yaşamayı kabul eden bana da lanet olsun." "Alt tarafı bana aşık olmayı engelleyemiyorsun Kang. Rüzgara direnmek yerine akışa bıraksan her şey daha güzel olacak."