Yaşanan olayların hepsi kurgudan ibarettir.
Hiç bir karekter gerçek değildir.Oy ve yorumlarınızı
unutmayın!!!Güzel ve keyifli
Okumalarrr:):):):):)*********
Benim hayatım hep zorluklarla geçicekti.Buna emin olduğum kadar başka hiç bit şeye emin olmamıştım ben.
İlk başta annem beni istemediği için yurda verir,ardından yurdda dışlanırım,uzun zaman sonra dört yıl bulunduğum askeriyeden hiç bir suçum olmadığı halde atılırım,şimdi ise beni sinir eden adamı döverim ve benden şikayetçi olur bende yirmi dört saatliğine parmaklıkların arkasında kalırım.Parmaklıkların arkasında kalmak iyi artı bir de armut ayısıyla birlikte kalıyorum.
Kendi kendini içeriye attırdı.Neymiş o da suçluymuş.Sabahtan beri suratıma sırıtarak bakarak gözlerime işgence ediyordu.Ne kadar o yöne bakmamaya çalışsamda içimden ona sövdüğüm için bakmak zorunda kalıyorum.
Bu itle bir daha uğraşırsam benim adım Açelya değil bundan sonra.Keşke babamın mezarına gitmeseydimde bu sümük adamla tanışmasaydım.
Gerçekten babamın yanına gittiğim için pişmanım.Sanki başka gün yoktuda o gün gitmiştim.
Bana bakmaya devam ediyordu.En sonunda dayanamayıp kafamı salladım.O da bu anı bekliyormuş gibi ağzını açması bir oldu."Ben çok sıkıldım Açelya bana sevdiğin şeyleri anlatsana."dedi ve bana doğru yaklaşmaya başladı."Ya da sevmediğin şeylerde olabilir."poposunu oturduğu yerden sürterek yaklaşıyordu."Konuşmak istemiyorsun sanırım o zaman ben sana anlatayım."daha da yaklaştı."Ben mesela en çok armut severim en nefret ettiğim meyve ise kivi.En sevdiğim renk yeşil,en sevmediğim renk sarı.En sevdiğim yüz armut yiyyen insan yüzü en sevmediğim yüz ise armut yemiyen insan yüzü.En sevdiğim arkadaşım sensin,en sevmediğim arkadaşım da sensin."durdu,bana biraz daha yaklaştı."Umarım kırılmamışsındır çünkü ben gerçekleri söyleyen bir insanımdır.Gerçekleri söylemezsem olmaz."Bana daha çok yaklaştı.
En sonunda dayanamayıp ben de konuştum."Bir bana yaklaşmayı kes.İki eğer daha konuşmaya devam edersen senin ağzına bir kasa armut tıkarım."gözlerimi devirdim."Armut ayısı."diye mırıldandım.Hafif hafif gülmeye başladı.Ardından parmaklarını şılatıp işaret parmağıyla beni gösterdi.
"Senin kafan cidden zehir gibi çalışıyor.En büyük hayalim biliyormusun bir kasa armutu ağzıma tıkmak.Bunu yaparsan ciddi anlamda seni tebrik ederim."
Gözlerimi devirip kollarımı göğsümde birleştirdim.Bu adam çocukluğunu yaşayamadan büyümüştü sanırım."Senin benimle derdin ne?"diye soru sordum.Daha yeniki alaylı suratı bir an da ciddi bir hâl aldı.
"Zamanı gelince öğrenirsin."dedi.Ne demek zamanı gelince?Benim onula bir alakam yoktu.O zaman ya bana aşık ya da başka bir şey vardı."Sen bana aşıksın."dedim bir anda.Şoka uğramış bir şekilde yüzüme baktı.
Kafasını iki yana salladı."Ben sana aşık falan değilim sadece seni arkadaşım olarak görüyorum.Ve sana zamanı gelşnce öğrenirsin dedim Açelya daha fazla uzatmanın bir mânâsı yok."İlk defa benimle bu kadar ciddi konuşması normal değildi.
Kafamı iki yana salladım"Sen iyi olduğuna eminmisin?"dedim.Kaşlarını çatıp bana sinirli bir şekilde baktı."İyiyim."dedi.Elini anlına götürdü."Ateşim falan yok."
Şaşkın bir şekilde bakmaya devam ettim.Şu an da üzerindeki şoku atamıyordum."Sen armut yemiyince ters etki yarattı sanırım."Bu ne kadar salak bir düşünceydi böyle.Bu aptalla konuştuğumdan beri mental sağlığım hiç iyi değil.Neden önüme doğru düzgün bir insan evladı çıkmıyor?Neden?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞEFTALİ KOKUSU
General FictionKendini güçlü tutan bir kadının hikayesi O bir asker O bir şeftali hastası