*********
Herkesin bir zaafı vardır.Kim ne kadar güçlü olsada ne kadar olağanüstü olsada zaaflarından yıkılır.
Benimde bir zaafım vardı,çocukluğum.Hiç bir zaman kimse beni yıkamaz demem.Hiç kimse beni üzemez demem hiç bir zaman.Her insan gibi bende bir zaafımdan dolayı yıkılır,üzülürüm.
Kendimi dış dünyaya göstermezdim.Sadece kendi dünyamda kendime ve şeftali ağacıma gösterirdim.Benim tek zaafımı şeftali ağacım,rüzgar bir de ben bilirdim.
Çocukluğum zor geçmişti benim.Hep dışlandım,ağlatıldım,suçlandım,dalga geçildim,hor görüldüm.Sanardım ki yurtta kalan çocuklar merhametlidir.Nasıl olsa onlarda aynı durumda diye düşünmüştüm.Yanılmışım.Hiç kimse ben gibi değilmiş.
Ordaki çocuklar acımasızdı.Ben onları bir kere olsun suçlamadım.Suçlu olan tek kişi ebeveyinlerdi.Onları,bizi,beni,herkesi onlar bu hale getirmişti.
Artık bunlar umrumda değildi.Hepsini tozdan görükmeyen raflarıma kaldırdım.Beynimin en karanlık köşesindeydi hepsi.Annem,babam,yurt,yurttakiler.Hepsi benim için yoktu.
Benim bir hayatım vardı.Hayatımda ben,şeftali ağacım ve rüzgar.Askerim,mesleğime aşığım.Bu meslek benim hayatımı düzeltmek için en güzel şey olabilir.
Küçükken askerlere aşıktım.Bir yerde bir asker görsem hayranlıkla bakardım.Kadınsa onu idolüm olarak görürdüm.Bir Erkekse de aşık olurdum.
Sonunda idol olarak seçtiğim Kadın askerler gibi olmuştum.Aşık olduğum Erkek askerlerin arasındayım ama hepsi öküzün tekiydi.
Ve şimdi ne mi yapıyorum iki hafta içinde hazırlanmış dosyalarım ve ben bulunduğumuz askeriyeden gidiyoruz.Evet,yapmıştı yapacağını komutan.Beni burdan göndermişti.
O günden sonra zaten yanına dahi gitmemiştim.Beni kovmaması için ona yalvarmıyacaktım.Konuşup doğruları söylesemde söylediklerimin hepsini umursamayıp yalan olarak kabul edecekti.
İki odun kafalı asker yaşanan olaydan sonra bir daha gözümün önüne gelmemişlerdi.Askeriyenin her yerini arayıp onları bulmaya çalışsamda hiç biri ortalıkta yoktu.
Yaşananların hepsi bir oyundu.Beni neden burdan göndermek istiyorlardı bilemem ama bunların birer kahpe olduğu ortadaydı.
Bana geçen destek için gönderildiğim askerlerin askeriyesine gönderileceğim söylenmişti.
Son gün söylendiği için araştırmaya vakit bulamamıştım.İçimden bir his o askeriyenin pekte iyi olmadığını söylüyor.Belkide iyidir.Her an her şey ortaya çıkabilir.
Gereken evrakları,kağıtları ne zıkkım varsa onları imzaladım.Burdan gitmek için bir yandan mutluydum ama bir yandanda üzgündüm.Dört yıldır burdaydım.Koca dört yılımı burda geçirmiştim ama dört yıldırda burdan gönderilmek için çok çaba sarf etmiştiler.Şimdi ise gidiyordum herkes götüne kına yakabilir.
Motoruma bindim.Tabikide ilk olarak askeriyeye sürmeyecektim.İlk önce şeftali tepeye sürecektim.Şeftali ağacımın yanına sürecektim.İki haftadır yanına gitmiyordum.
Şeftali yemeyi özlemiştim.Şeftali olmadan hayatı geçirmek zordu.O yüzden şeftalili şampuan,şeftalili parfüm,şeftalili tablolar,şeftali desenli kıyafetler,şeftali ağaçları,şeftalili ne varsa hepsinden vardı bende.Şeftali mevsiminde elimden şeftaliyi asla ama asla eksitmem.Şeftali yoksa bende yokum.
Çoğu kişi neden şeftaliyi bu kadar çok sevdiğimi soruyordu.Şeftali sevmemin hikayesinin olup olmadığını soruyordu.Yoktu.Niye olsunki?Ben normalde şeftali sevemiyecekmiyim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞEFTALİ KOKUSU
Fiksi UmumKendini güçlü tutan bir kadının hikayesi O bir asker O bir şeftali hastası