"Aşk için ölmeli aşk o zaman aşk..."
⛓️
Oturduğum ağacın dibinden kalkıp üstümü silkeledim ardından kafamda ki düşüncelerle birlikte geldiğim yolu geri yürümeye başladım. Parmaklarımın arasında ki sigarayı yere atıp söndürdüğümde yaklaştığım apartmanın bahçesine girdim. Kafam yerde apartmana doğru yürürken duyduğum sesle kafamı sesin geldiği yere çevirdim.
"Aa merhaba..." Kumral çocuk gülümseyerek selam verdiğinde elinde ki çöp poşetlerinden dolayı zorlandığını fark ettim.
"Yardım edeyim." Uzanıp elinde ki çöp torbasını aldığımda gülümseyip kafasını eğdi.
"Teşekkür ederim Erhan..." Bir şey demeyip girdiğim bahçeden geri çıktığımda kumral çocuk da peşimden geldi. "Kaç yaşındasın bu arada?"
"22 yaşındayım." diye mırıldandım.
"Aa bende 21 yaşındayım, üniversite okuyorum burada son senem." Kafamı sallayıp elimi cebime attım. "Sen ne okuyorsun yada ne okudun?"
"Muhasebe okudum." diye mırıldandım.
"Bende inşaat mühendisliği okuyorum." Kafamı sallayıp elimde ki poşeti çöp konteynırına attım. "Sen burada mı yaşıyorsun İstanbul da mı? Yoksa buraya tatile mi geldin ya da İstanbul da mı tatildeydin?" Sorduğu soruyla kafamı ona çevirip gülümsedim. Bu çocuk çok garipti...
"İstanbul da yaşıyordum ama artık buradayım." diye mırıldandım.
"Bende İstanbul da yaşıyorum ailemle ama buraya geldiğimde rahatlıyorum bir nevi çok iyi geliyor bana burası. Hem bazen bir şeylerden uzaklaşmak çok iyi geliyor değil mi?" Kafamı salladım.
"Öyle."
"Evet en azından üzerinde ki baskılardan uzaklaşıyorsun." Kafamı sallayıp yürümeye devam ettim. Apartmana girdiğimde ise yanımda ki beden hala aralıksız konuşuyordu.
"Üniversite yılları bu yüzden çok güzel işte. Ay çok fazla konuştum değil mi? Kusura bakma çenem açıldı mı duramıyorum" Mavi gözlerine bakıp gülümsedim.
"Sorun değil konuşan birinin olması iyi benim için." Bu beş dakika boyunca sürekli konuşması bana o kadar iyi gelmişti ki. Birinin varlığı birinin sesi yalnız olmadığımı hissettiriyordu bana.
"Ya öyle mi çok sevindim. Beni söylenmeden dinleyen ilk kişisin." Gülümsediğimde asansörün kapısı açıldı. "Neyse sohbetin için çok teşekkür ederim bunu tekrardan yapalım." Bir şey demeyip kafamı sallamakla yetindim. O sırada asansörün kapısı kapandı ve üst kata çıkmaya başladı.
Bende kafamı arkaya yaslayıp gözlerimi kapattım. İneceğim kata geldiğimde duran asansörden inip zili çaldım. Yavuz amca çok geçmeden kapıyı açtığında onunla selamlaşıp eve girdim ve kendimi direk odaya attım. Yatağa uzandığımda ise yorganın altına girip gözlerimi kapattım. Sanki soğuk karların üzerinde uzanmış gibiydim. Vücudum acıyordu kalbim ağrıyordu. Evet kötü biriydim hatta katildim ama abimin bana bunu yapmasını hak etmemiştim. Ben bunları yaşamayı hak etmemiştim. Mutlu olmak herkes gibi benimde hakkım değil miydi?
Devam Edecek
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZİNCİR (BXB)
Short Story[TAMAMLANDI] 'Ben kimsesizdim sen benim ailem oldun Kadir...' EŞCİNSEL VE ANGST BİR KURGUDUR!