"Her sabah doğan güneş bir sabah doğmaz oldu..."
⛓️
(Yazarın Anlatımıyla)
Erhan bu sabah abisinin arayıp kahvaltıya gel demesi üzerine kalkıp hazırlanmaya başlamıştı. Bu zamana kadar hep beraberlerdi, Ufuk kardeşinden Erhan da abisinden bir saniye ayrı kalmamıştı. İkisinin de birbirine olan düşkünlüğü çok farklı bir boyuttaydı. Erhan abisiyle olan anılarını düşünüp gülümserken üstüne siyah hırkasını geçirdi. Havalar oldukça serinlemişti.. Siyah sırt çantasını da yanına alıp evinden çıktığında çağırdığı taksiye atlayıp şoföre abisinin evini tarif etti. Her ne kadar yengesinin rahatsız olacağını düşünse de abisine hayır diyemiyordu.
Çok geçmeden taksi abisinin apartmanının önünde durduğunda ücretini ödeyip aşağıya indi. Yüzünde ki gülümsemeyle apartmana girip asansöre bindiğinde ellerini cebine koydu. Asansör altıncı katta durduğunda ise inip abisinin evinin önüne geldi ve zili çalıp beklemeye başladı. Saniyeler sonra da kapı abisi tarafından açıldı.
"Kardeşim..." Ufuk kardeşine sıkıca sarıldığında onu ne kadar özlediğini fark etti.
"Abi çok özlemişim seni." Ufuk kafasını sallayıp bende diye mırıldandı. Ardından kardeşini içeriye davet edip salona yönlendirdi. Erhan salona geçip oturduğunda çok geçmeden abisi ile birlikte içeriye giren Balımı görmesiyle ayağa kalkıp yengesiyle de selamlaştı.
"Nasılsın Erhan?" Balım Erhana bakıp gülümsediğinde Erhan da gülümsedi.
"İyiyim yenge sağ ol, sen nasılsın?" Balım alnına düşen saçını kulağının arkasına atıp Erhana kaçamak bir bakış attı.
"İyiyim bende." Erhan kafasını sallayıp tekrardan kalktığı yere oturdu. Bu sırada Ufuk da gülümseyip kardeşinin yanına yerleşmişti. "Hayatım kahvaltı hazır isterseniz geçelim."
"Olur güzelim." Ufuk eşine bakıp gülümsediğinde eşi gözlerini kaçırıp Erhana baktı. "Hadi Erhan gel." Erhan kafasını sallayıp ayağa kalktı ve büyük masaya geçip oturdu. Üçlü kahvaltı etmeye başlayıp sohbet ettiklerinde masa da ki muhabbet üçünü de sarmıştı. Bu sohbeti aniden bölen ses ise Ufuğun çalan telefonuydu.
"Efendim Erdem?" Karşısında ki adam nefes nefese kalmıştı.
"Abi ortaklar sıkıntı çıkardı. Acil gel." Ufuk hızla ayağa kalkıp salondan çıktı. Balım ise onu takmayıp karşısında yemek yiyen genç adama bakmaya devam etti.
"Hayatım benim çok acil bir işim çıktı siz Erhanla oturun. Yarım saate gelirim." Ufuk ceketini üstüne geçirip salona seslendi.
"Tamam sevgilim." Eşinin sesini duyduğunda kapıyı açıp dışarı çıktı ve arabasına binip şirkete doğru yola çıktı.
O sırada Erhan da abisinin gitmesiyle yengesine teşekkür edip sofradan kalktı ve koltuğa geçip oturdu. Her ne kadar yardım etmek istese de yanlış anlar düşüncesiyle bu fikrini kenara kaldırdı. Balım da sofrayı hemencecik toplayıp demlediği çay ile yaptığı tatlıyı getirdi.
"Yenge zahmet etmeseydin hem abim gelince içerdik." Balım kafasını sağa sola salladı.
"Ne zahmeti, hem Ufuk geç gelir sen çayını iç." Erhan peki madem diye mırıldanıp çayından bir yudum aldığında Balım da Erhana çok yakın bir şekilde oturup kendi çayına uzandı. Erhan her ne kadar bu yakınlıktan rahatsız olsa da abisinin hatırına sesini çıkarmadı. Balım ise kolunu yanında ki bedenin koluna sürtüp gülümsedi. Ardından çay bardağını bırakıp elini Erhanın elinin üstüne koydu. Erhan ise bu temasla irkilip elini hızlıca çekti.
"Yenge ne yapıyorsun sen?" Erhan koltukta biraz geriye kaydığında Balım ona daha fazla yaklaştı.
"Erhan...Ufuk geç gelir biz odaya geçelim." Balım cilveli olduğunu düşündüğü ses tonuyla konuştuğunda Erhan yüzünü buruşturdu.
"Yenge kendine gel." Erhan hızla ayağa kalkıp kapıya ilerledi o sırada Balımda peşinden gidip Erhanın kolundan tuttu ve kendine çevirip aniden dudaklarına kapandı. O sırada açılan kapıyla Erhan hızla kadını üstünden ittirdi ve dudağında ki ıslaklığı elinin tersiyle sildi.
Ufuk ise gördüğü manzarayla dişlerini sıkıp elini yumruk yaptı. Canından öte kardeşi ve sevdiği kadından gelen ihanet gözlerini karartmıştı.
"Orospu çocukları." Ufuk kardeşini kendisine doğru çevirip yakasından tuttuğu gibi yüzüne bir yumruk geçirdi. Balım çığlık atıp aralık kapıdan çıktığında arkasına bakmadan ayakkabılarını giyip oradan uzaklaştı. Ufuk ise kardeşine bir yumruk daha attı.
"Lan sen benim kardeşimsin lan." Ufuk sinirden ne yaptığını bilmiyordu. Bu ihanet ona çok ağır gelmişti.
"Abi yemin ederim düşündüğün gibi değil-"
"Ne düşündüğüm gibi değil lan? Ne değil?" Ufuk bağırdığında bir yumruk daha geçirdi kardeşinin yüzüne ardından cebinden çıkardığı çakıyı açıp kardeşine doğrulttu. Gözü hiç bir şeyi görmüyordu. Sinir krizi geçiriyordu.
"Abi ne yapıyorsun sen?" Erhan gördüğü bıçakla sertçe yutkunup bir adım geriye gitti. Ufuk ise ona yaklaşıp bıçağı ona doğru savurdu. "Abi yemin ederim zorla öptü."
"Yalan söyleme lan." Ufuk canından parça kardeşine inanmıyordu Balıma olan sevdası gözünü kör etmişti.
"Abi yapma.." Erhanın dolan gözleri Ufuğu etkilemedi. Küçükken onu ağlatan herkesi döven Ufuk şimdi kardeşinin ağlamasını umursamıyordu.
"Kes sesini." Ufuk bıçağı kardeşine doğrulttuğunda Erhan bıçağı tutup engellemeye çalıştı. Ancak bir işe yaramıyordu. O bıçak kan akıtacaktı belliydi.
"Abi..." Erhan son kez abi dediğini bilmeden abisine seslendi ama Ufuk onu duymuyordu. Erhan bıçağı tuttuğu sırada Ufuğun bıçağı çekmesiyle keskin metal ters dönüp Erhanın almak için uyguladığı kuvvetle Ufuğun kalbine saplandı. Kanlar beyaz gömleğe akmaya başlarken Erhan bıçağı hızla çekti. O sırada Ufuk yere düşüp kafasını duvara çarptı. Erhan elinde ki bıçağa titreyerek baktığında dolan gözleri yüzünden görüşü bulanıklaştı. Çok sevdiği abisinin katili olmuştu. Kendi duygularının hatta kendisinin katili olmuştu...
Devam Edecek
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZİNCİR (BXB)
Cerita Pendek[TAMAMLANDI] 'Ben kimsesizdim sen benim ailem oldun Kadir...' EŞCİNSEL VE ANGST BİR KURGUDUR!