17

572 49 55
                                    

Seokjin arabayı sürerken Jimin ona yolu tarif ediyordu. "Bak bu sokağı iki kere turladık. Bir daha geçersek seni boğarım." Seokjin sinirlendiği için fal fal diye onların başının etini yiyen 1.70 boyunda ki küçük arkadaşı ses çıkaramıyordu.

Jimin nasıl gidildiğine on kere de baksa da yolu karıştırmıştı. Seokjin de sinirlendiği için gerilmişti şimdi de. "Hah! Bakın geldik." Jimin internette gördüğü yerin fotoğrafına bir de geldikleri yere bakmış ve sonunda varabildiklerini anlayınca yerinde hoplamıştı.

Seokjin uygun bir yere park ederken Hoseok etrafa bakmıştı dikkatlice. Hiç de tekin bir yere benzemiyordu.

"Hadi başla." Dedi Jimin. Hoseok bunu yapmak istemese de arkadaşının isteği üzerine çekmeye karar vermişti. En azından başlarına bir şey gelirse birileri buna ulaşabilirdi. O yüzden de canlı yayın açacaktı.

Gözlerini kapatıp havayı soludu. Kendini hazır hissettiğinde canlı yayını başlattı. "Merhabalar! Bakın yanım da kimler var!" Arkadaşlarını teker teker göstermiş, ardından da etrafı göstermişti kısaca. "Öncelikle neden burada olduğumuzdan bahsedeyim size. Benim canım (!) arkadaşım Jimin nedeni bilinmez bir şekilde bize falcıdan randevu almış." Bu sırada da Jimin'i göstermişti.

"Hayatımızda biraz heyecan olmalı bence. Siz de bizim kadar eğleneceksiniz emin olun. O yüzden bekleme de kalın." Diyen Jimin sonra telefonuna sarılırken küçük adımlarla ilerlemişlerdi. "Randevuyu da akşam 10'a vermişler. Biraz korkuyorum doğrusu. Tuhaf insanlarla dolu burası."

Hoseok arka kamerayı açmış ve etrafı dikkatlice göstermişti herkese. "Aşağıdan neden bu kadar ses geliyor?" Demişti Jungkook. "Bilmem ki." Diyen Jimin birini görüp randevudan bahsetmişti kısaca.

Görevli olan kişi de onları bekleme odasına aldığında Hoseok garip bakışlarla duvarları izliyordu. Hepsinde acayip resimler vardı ve bilmediği yazılarla doluydu. Tütsüler boğazını sarmış ve öksürme isteği uyandırmıştı kendisinde.

"Siz daha önce falcıya geldiniz mi? Böyle garip şeyler var mıydı her birinde de?" Hoseok yorumları okurken bir odadan birkaç kişi çıkmıştı. Seokjin ve Jungkook aralarında fısır fısır konuşuyordu. Jimin ise düşünceli görünüyordu. Falcıya neden gelmek istemişti ki? Ne yapacaktı? Yoksa Taehyung'u mu merak ediyordu? O çoktan bitmemiş miydi? Belki de Jimin bazı şeyleri unutmakta pek de başarılı değildi.

"Tedirginim. Burası güvenli bir yere benzemiyor. Umarım başımıza bir şey gelmez." Dedi Hoseok takipçilerine.

"İçeri geçebilirsiniz." Diyen görevli Hoseok'u durdurup ne yaptığını sormuştu. Hoseok uygun bir dille ona durumu anlatmış ve falcıyı beğenirse takipçilerine önereceğini söyleyince görevli onu anlayışla karşılayıp içeri almıştı.

Herkes bir yere geçerken parlayan küre gözlerini ağrıtmıştı esmerin. "Şey biz doğru yere geldik değil mi?" Diyen Jungkook'a kimse bir şey demedi.

"Öncelikle hoş geldiniz." Yüzü gözükmeyen adama odaklanmıştı hepsi.

"Hoş bulduk." Dedi Jimin ve boğazını temizledi. "Ben sizden aşk hayatım hakkında birkaç şey öğrenmek istiyorum." Falcı ellerini küreye yerleştirip "Adın nedir?" Demişti. "Jimin." Anlaşılmayan şeyler söylüyordu. Kim bilir neler saçmalayacaktı?

"Eskiden birine aşık olmuşsun ama yaptıklarından dolayı ayrılmışsınız ve sen çok pişman olmuşsun." Söyledikleri doğruydu. O yüzden kimse bir gram bile şaşırmamıştı. Falcılar da genellikle geçmişi çok iyi bilmezler miydi zaten?

"Ve ona-" Cümlesini tamamlayamadan büyük bir gürültü kopmuştu. Çığlık, silah sesi... İçeriyi bir sürü adam basmıştı. Ellerinde de silah vardı. "Demek kardeşimi kandırıp paraları alan falcı sensin!" Falcıyı yerinden kaldırıp silahını doğrulturken Hoseok ve diğerleri gerilemişlerdi. Şimdi nasıl kaçacaklardı?

First Love |Sope✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin