Aradan geçen birkaç gün sonrasında Yoongi ile çok konuşmaya vakit bulamadığımız için ben de evine ondan habersiz gitmeye karar vermiştim. Yani sürpriz yapacaktım. Umarım evdedir. Yani dün en son konuştuğumuzda bana evde olacağını söylemişti.
Taksiden indikten sonra kapıya yönelmiştim. Evet, bir sürü koruma vardı. Beni tanıdıkları için de kapıyı hemen açmışlardı. Neyse ki bir de onlara açıklama yapmak zorunda kalmamıştım.
"Yoongi nerede?" Dedim hizmetli kadına. "Aşağı katta. Spor yapıyor." Tamam, ben de oraya gidiyordum. Merdivenlere ulaşıp yavaşça inerken bu evde daha neler görebileceğimi düşünüyordum. Fazla girintili çıkıntılı bir yerdi. Gizli odaları bile vardır buranın. E yani bir mafya evinde olmayacaktı da nerede olacaktı ki? Benim evim de mi?
Aşağı kata indikten sonra ortalıkta Yoongi'yi göremeyince odalara girmeye karar vermiştim. Karıştırmak istemezdim ama başka da çarem yoktu.
4'ten fazla kapı bulunan alt katta gelen sese odaklanarak hemen sağımda ki odaya ilerleyip kapının kolunu indirdiğimde Yoongi'nin orada olduğunu görmüş ve kendimle gurur duymuştum. Odanın büyüklüğüne şaşıramayacak kadar meşguldüm.
Yoongi ise yere uzanmış mekik çekiyordu. Ha bir de üzerinde bir şey yoktu. Tişörtü kenarda bir yerde duruyordu. Bluetooth kulaklık takılı olduğundan beni duyması pek de mümkün görünmüyordu. Zaten gözleri de kapalıydı. E korkutsam ya ben onu? Ya da yok ya. Yapmayayım öyle bir şey. Tamam, yapmıyorum.
Temkinli adımlarla yanına ilerleyip dizini ayak kısmına geçip oturmuştum ki Yoongi az önce dakikalardır yaptığı hareketi yinelediğinde bu sefer anlamadığım bir şekilde dudaklarımız buluşmuştu. Ben biraz daha geride duruyordum fakat o bir anda ellerini belime koyarak beni kendine çekmişti.
Şok olduğum için ona karşılık vermemiştim ve bu onu gülümsetmişti. Çok uzun sürmeden ayırmıştı dudaklarını benden. "Sen benim geldiğimi anladın mı?" Kafasını aşağı yukarı salladı. "Eve girdiğin andan beri biliyordum." Dedi. "Korumaların mı haber etti? Of ya. Ben sürpriz yapacaktım."
"Hayır, onlar söylemedi. Ben duydum. Kulaklığı daha takmamıştım o zaman." Yani her şey bozulmuştu. İstediğim gibi bir sürpriz yapamamıştım. Neyse artık başka zamana. "Tüh yakalandım." Dedim yalancı bir üzüntüyle. "Bacaklarıma otursana. Bu şekilde mekik çekmek zor oluyor." Ortaya salladığı bahaneye ayak uydurarak uzattığı bacaklarına oturup dizlerinin üstüne elimi koydum. O ise kulaklığını çıkarmıştı.
Dirseklerini kırıp ellerini kafasının arkasında birleştirmişti. "Şimdi böyle daha iyi oldu." Sinsi sinsi gülümseyip hızlıca doğrulmuş ve tekrar dudaklarımızı birleştirmişti. Sonra yine yere uzanmış ve yine doğrulmuştu. Hareketini her tekrarlandığında beni öpmeyi ihmal etmemişti. Aslında bunu yapacağını anlamıştım ama belli etmemiştim. O ise kendince beni kandırdığını zannediyordu.
"Seni," Deyip öpmüştü. "Çok" 5 saniye geçmeden yine öpmüştü. "Seviyorum." Ve yine öpmüştü. Artık ister istemez gülümsüyordum ve o da buna ayak uyduruyordu. Karşılık vermek için dudaklarımı aralamıştım ancak o buna izin vermemiş küçük öpücükleri Fransız öpücüğüne çevirmişti.
Ellerini yanaklarıma koymuştu bu süre içerisinde. Ben ise öyle yani. Yoongi aklımı oynatmam da yardımcı olabiliyordu sadece.
Aynı pozisyonda dakikalarca dudaklarımız birbirine temas etmişti. Dudaklarımı kanatacağı yönünde ki tezlerimi çürütmek için ant içmiş gibiydi. Tatlı tatlı öpüyordu ve bu içimi gıdıklıyordu. Dillerimiz birbirine değdiğinde elektrikler çarpıyordu. Kalbimin sesini ta buradan duyabiliyordum. İlk aşkımla birlikteydim ve bu yaşanması mümkün bir olay değildi. Aklım bana oyun mu oynuyordu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
First Love |Sope✔
RomanceHoseok YouTube kanalı 1 milyon aboneye ulaştığında ilk aşkını anlatacağına söz vermişti.