10. BÖLÜM "FINDIK"

8 1 0
                                    

Selam arkadaşlar. Art arda attığım bölümler şaka mı? Bfslsjkj

Neyse. Oy ve yorumlarınızı bekliyorum canlarım.

Keyifli okumalar.

•••

Klavyenin üzerindeki ellerim hızlı hızlı yer değiştirip dururken aklım ekranda değil karşımda baksırı ile yatakta uzanan adamdaydı. Bu kadar mükemmel görünmesi kesinlikle suç olmalıydı.

Odaklanmak için gözlerimi kapatıp birkaç saniye öyle bekledim ve göz kapaklarımı geri kaldırdım. Değişen bir şey olmadı.

Hızla çalışmamı kaydedip bilgisayarı kapattım ve sinirle ona döndüm. "Üzerine neden bir şey giyinmiyorsun?"

Elindeki dosyayı bırakıp bana döndüğünde hiçbir şeyden haberi olmayışı daha çok delirtti beni. Adam farkında olmadan bile beni etkisi altına alabiliyordu. Bakışlarımı ondan çektim, bilgisayarımı ve diğer eşyalarımı kucaklayıp onun büyük oturma odasına gittim. Eşyalarımı masanın üzerine bıraktığımda Ammar da peşimden gelmişti.

"Ne oldu Leyal'im? Dikkatini mi dağıtıyorum?"

Hem oyunbaz hem de masum çıkan sesiyle ona dönmeden eşyalarımı düzenledim ve oturdum sandalyeye. 2 gündür onda kalıyordum ve benim bitirmem gereken bir ton ödevim vardı. Ama o bana yardımcı olmak yerine işimi daha da zorlaştırıyordu.

Ben klavyede yeniden parmaklarımı gezdirirken onun arkadan boynuma sardığı kolu ile durdum. Neden izin vermiyordu çalışayım?

"Bir öpücük alayım, söz akşama kadar gözüne gözükmeyeceğim."

Ona küskün bakışlarımı yollayarak başımı ondan yana çevirdim. Surat ifademi görünce şefkatle gülümsedi. Dudakları önce dudaklarımı buldu. Sulu ancak sakinleştirici bir öpücük verdikten sonra alnımı öptü.

Dudaklarını bir süre çekmedi alnımdan. Bu pozisyonda sessizce ona söylendim. "Bir sürü ödevim var ama ben dikkatimi toplayamıyorum. Yardımına ihtiyacım yok ama bari dikkatimi dağıtma."

Benim sessiz isyanımı dinlemiş ve benden ayrışmıştı. Yanağımı avucuyla okşayıp "Tamam güzelim. İstersen çalışma odama geç. Orası daha uygun çalışman için," dediğinde gülümseyip başımı aşağı yukarı salladım.

Ammar'ın çalışma odasına geçerken aklıma bir hafta önceki tanışma geldi. Oyy! Fazla heyecan yapmıştım.

Geçen hafta Ammar'ın annesi Esma annenin ricası üzerine akşam yemek davetine gitmiştik. Ben oldukça hanım hanımcık giyinip giderken bu halime gülüp benimle dalga geçen bir Ammar heyecanıma ortak olmamıştı maalesef. Kensidi sanırım her gün bir kızı annesine sevgili olarak tanıyordu. Bunun tartışmasını bile kapıdan içeri girmeden yapmıştık.

Esma anneyi görür görmez sevmiştim. O kadar tatlı bir kadındı ki şerbet yanında halt etmişti. Beni sıcacık karşılamış, hemen de kollarına almıştı. Kendisine anne dememi bile istemişti ve yoğun ısrarı nedeniyle ona anne diye hitap etmeye başlamıştım. Ammar bu duruma çok sevinmişti. Gözlerindeki parıltılardan bunu anlamak zor değildi. Tüm yemek boyunca sohbet etmiş ve konu benim aileme gelince de çekinerek bir ailemin olmadığını söylemiştim. Beni evlat edindiklerini ancak üç sene önce beni evlatlıktan red ettiklerini söylediğimde gözleri dolan kadınla ben gülümsemek zorunda kalmıştım. Umrumda değil imajı çizerken masanın altından bacağımı beni teselli için okşayan sevgilim yüzünden zorlanmıştım.

Yemekten sonra beni yanına almış ve Ammar hakkında saatlerce konuşmuştuk. Çok cana yakın bir kadındı. Beni sevmişti. Ben de onu sevmiştim. Ona her anne dediğimde mutluluğu görülmeye değerdi. O günden sonra sık sık beni evine çağırır olmuştu. Çay içmeye, öğle yemeğine, kahvaltıya çağırırken; birlikte alışveriş tekliflerine ve dışarıdaki vakıp toplantılarına beni de davet etmişti. Bu beni çok mutlu etmişti. Beni bu şekilde benimsemesi ve bana gerçek bir anne gibi yaklaşması çok mutluluk vericiydi.

LEYL-İ MABED Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin