•GÜNÜMÜZ (İKİ BUÇUK YIL SONRA):
Ertesi gün akşam Binnur'un da ısrarıyla geldiğimiz kulüpte ben sırtımı koltuğa vermiş elimdeki içecekten yudumluyordum. Binnur yeni tanıştığı ve meğer onun bizi davet ettiği arkadaşıyla dans ederken gözlerimi kısarak ikiliye bakıyordum. Adamı maalesef ki tanıyordum, Görkem'di. Binnur'un tam da istediği karakterde bir adam olduğunu bilmeme rağmen olmalarını istemiyordum.
Onlar olursa ben ona yakın olurdum.
Başımı iki yana sallayıp aklımdaki bencil düşüncelerden kurtulup ayağa kalktım ve lavabolara geçtim. Çok fazla içtiğimden sanırım idrar kesem artık fazlasıyla dolmuştu.
İşimi hallettikten sonra ısınan bedenimi ferahlatmak için boynumu ve ensemi ıslattım. Bulanıklaşan görüşüm ile gözlerimi kapatıp ellerimi önümdeki lavaboya dayayıp bir süre bekledim.
Gözlerimi açıp kendime baktığımda arkamda gördüğüm yüz ile vücudum kaskatı kesildi ve istemsiz olarak irkildim.
Arkamdaki kalbimin katili olduğunu bilen acımasız adam kollarını birbirine dolamış, omzumu kapıya dayamış şekilde gözlerime bakarken benim elimden gelen tek şey bakışlarına eşlik etmekti.
Çünkü onun gözlerinden başka bir şeye bakacak gücüm bile kalmadı o saniye.
Ben ona, o bana bakar şekilde geçen bir sürenin ardından bir adım attı ve göğsünü sırtıma yasladı. Bu temasla kendime geldim ve hızla ona değen yerlerime ızdırap çektirip ondan ayrıldım. Bir adım yana kaydım ve aynadan ona baktım.
Arkamı dönmeye gücüm yoktu belki de. Bilmiyorum ama dönemedim.
"Değişmişsin."
Sesiyle elimi yumruk yaptım. Sesi bile beni yıllar öncesine götürebilmişti. Ancak kendimi hemen toparlayıp gözlerine bakma cesareti buldum.
Yeşilleri...
Yeşileri eskisi gibi alev alevdi. Bana hep baktığı gibiydi. Özlemle bakacakken aklıma yaşadıklarımız geldi. Dişlerimi sıkıp öfkeyle soludum. Öfkem kendimeydi. Kaç yıl geçmişti ama hâlâ ona bu kadar zayıf olabiliyordum. Gerizekalıydım. Aptaldım.
"Hayat beni buna zorladı."
Yanından geçip gidecekken kolumdan tutmasıyla kolumu hızla kendime çektim. "Dokunma bana!"
Dokunursan sana gelirim. Yapma!
"Tamam. Konuşmamız lazım."
"Seninle konuşacağım bir şey yok."
"Leyal! Günlerdir peşinden oradan oraya koşturuyorum. Konuşmamız gereken önemli bir konu var."
Nefesimi verip eteğimi aşağı çekiştirdim. Gözleri bir an bacaklarıma kaysa da yeniden aynaya baktı ve saçlarını düzeltip bana döndü.
Kendini toparlama süreci benimkinden uzundu. Bu da benden daha çok etkilendiği anlamına geliyordu.
"Konu ne?"
"İş ile ilgili."
Onunla iş ile ilgili ne konuşacağımı tahmin edebiliyordum. Bu yüzden başımla onayladım. Paraya ihtiyacım vardı bir de.
Kesin sorun para zaten.
"Tamam."
Kapıyı açıp önden geçmem için yer açtığında önünden geçtim ve geçen gün aldığım kokuyu yeniden aldım. Emin olamamıştım ama oydu. Kafeden çıkarken çarptığım adam Ammar'dı. Bu yüzden başımı kaldırmadan oradan ayrılmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LEYL-İ MABED
Roman d'amourElimi uzattığımda göğsüne değen elimle bakışları beni buldu. Kapanmak üzereydi gözleri. Sanırım uyukluyordu. "Ne yapıyorsun Leyal?" "Ammar göğsün çok güzel. Benimkiler gibi değiller." Elini başına yaslayıp dirseğini de tezgaha dayadı. "Seninkiler...