S2 Part 10: James Buchanan Barnes

78 8 9
                                    


Oylar 20'nin üzerine çıkmadığı sürece ve yorum sayısı artmadığı sürece bölüm atmayı düşünmüyorum.

Aralıklarla bölüm atsam bile oy vermeyi ihmal etmeyenlere de ayrıca teşekkür etmek istiyorum. Cidden hala daha bölüm yazmama sebep olansınız. 

*

"Ne düşünüyorsun?" barın yeni yapılmış tezgahında bakışlarımı gezdirirken Wade'in sorusu ile düşüncelerimden arınmıştım. Beş gün içinde biten onarma ile bar eskisinden bile daha güzel olmuştu fakat şu vardı ki insanların bir daha buraya geleceklerini sanmıyordum. Yapılan saldırı sonrası Amerika'nın bütün haber manşetlerinde yer aldıktan sonra burası lüks bir mekan dahi olsa (ki değildi) asla insanların tercih edeceği bir yer olmayacaktı. Wade'in hüzünlü bakışlarından da bunu anlayabiliyordum aslında.

"Biliyor musun, bir bar açmak küçüklük hayalimdi. Garip aslında o zamanlar arkadaşlarımın doktor, mühendis olmak gibi istekleri varken benim bir serseri olma isteğim özellikle babama çok garip gelmişti. Bu isteğimi şuan 23 yaşımda gerçekleştirmiş olsam da hayal ettiğim bu değildi. Barbie, inan bana bu yaşamı ben istemedim." sonlara doğru kısılan sesi kesinlikle benden bir şeyler sakladığını hissettirmişti. Fakat çalkantılı geçen hayatımda bu gerçeğin de elbet beni bulacağını biliyordum. Sessiz kalmayı tercih etmiştim, onun gibi. 

"Wade, bizim Kurt ile küçük bir işimiz var." isteğimin devamını dinlemeden izin verdiğinde gülümseyip yanağından öpmüştüm. Belki şuan o içimden geçenleri bilmiyordu fakat şu bir gerçekti ki her şey açığa çıktığında Wade her zaman benim yanımda olacaktı, böyle hissediyordum.

*

Uzaktan gelen bir adamın sesi, tam olarak duyamadığı bir ismin haykırılışı ve son bir kaç gündür devamlı yaşadığı düşüş. 

Sabah Felicia'nın evden çıkışını duyduktan sonra duşa girmiş, yüzünde ki iğrendiği pirsingleri tek tek çıkarıp rahatladığını hissetmişti. Saçma Kurt Adams kıyafetleri içinden bulduğu en rahat şeyleri giydiğinde hala daha arınmış hissetmiyordu. Bu hayatı istemediğinden emindi. Bu adı ve saçma soyadını, kendi gibi hissettirmeyen kıyafetleri, her sabah yapmak zorunda olduğu göz makyajını. 

Peki, kendi benliğini biliyor muydu? Hayır. Arayıp bulamadığı o benliğini kovalamaktan yorulmuştu artık. Hayatı değişmişti, bunun farkındaydı. O bir katil değildi, Kış Askeri sıfatından nefret ediyordu. Peki bir anda hayatına girmiş olan mavi gözlü kızdan önce nasıldı hayatı? Bunu hatırlayamıyor daha da kafayı yiyordu. Kafasında canlanan bir kaç görüntü bu zamana ait değildi sanki.

Gözlerini kapattı, fakat evin sessizliği kulağında uğuldamalara sebep olduğunda açtı gözlerini bir anda. Hatırlamak istemediği bazı şeyler vardı ve sessizlik ona hatırlamasında yardım ediyordu. Sevmiyordu sessizliği, hızla aldığı deri ceketi ile dışarıya çıkarken kapıya çarpması sonucu oluşan omzunun sızısı ile durdu. Hayır bu imkansızdı, ne zaman olduğunu hatırlamasa bile izlerden çok uzun bir zaman geçtiği belli oluyordu. Artık vücudun alıştığı bir yaranın sızlaması imkansız gibiydi. Diğer eli istemsizce omzuna giderken hatırına düşen bir kaç anı olmuştu. Bir kaç adam tarafından zorla zapt edilmesi,  koltuğa oturtulduktan sonra kafasını kaplayan aletin ona verdiği acı. Kapının yanına oturdu sessizce, kaybettiği bir çok anısı vardı ve tüm bunlar ona oldukça fazla gelmeye başlamıştı. O sırada bir kaç kere vurulduktan sonra anahtar ile açılan kapıdan giren genç kız adama baktı bir süre. Yıkılmışlığını izledi, kalbi sızladı ve kendisi de oturdu yanına.

"Bir kadın var hatırımda, masmavi gözleri var ve sapsarı saçları. Gülüşü dünyamı aydınlatıyor. Sık sık kavga ediyoruz ama ne zaman canım yansa onun yanında buluyorum kendimi. Unutmak istiyorum ama yapamıyorum, kalbim acıyor." oldukça güçlü sandığı bu adamın gözünün önünde yıkılışı fazla gelmişti ona. Bahsettiği kadın canlandı zihninde, karşısında ki bu adamın eski hayatı canlandı. Nasıl bir hayat yaşamış olabilirdi? Evlenmiş olabilir miydi mesela, çok aşık olmuş ardında da hayatı mahvolmuş olabilir miydi? Merak ettiği şeylerdi bunlar fakat şuan hiçbirinin önemi yoktu karşısında ki adam kadar. Cebinden çıkardığı kağıdı uzattı adamın eline.

{Forgive} Stranger & Winter Soldier | StonyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin