Bol bol yorum istiyorum..
...
Elindeki kanı önemsemeden yüzünü sıvazladı Minho.
Gözleri yerde yatan annesini bulurken derin bir iç çekti. Üzgün müydü mutlu muydu, bilmiyordu. Duyguları, yarattığı ve herkeste var olanlardan üstün gördüğü duyguları birbirine karışmıştı.
"Anne," diye seslendi. Yerde yatan bedenden hiçbir tepki alamayınca ayağa kalktı, yere sapladığı kılıcını aldı eline.
Gözlerini etrafında gezdirdi. Kendisine doğru gelen iki bedeni fark ettiğinde kılıcını daha sıkı tuttu.
Bir insan ve koruyucu için annesini öldürmüştü. Sinirliydi. Fakat bu sinirinin o ikiliye mi yoksa kendisine mi olduğunu bilmiyordu.
"Abi," diye bağırarak boynuna sarılan kardeşiyle gözlerini kapattı Minho ve birkaç damlanın yanaklarına doğru yol almasına izin verdi.
"Yaralı mısın?"
Naeun'un sorusu havada asılı kalırken Minho elindeki kılıcı bıraktı, Naeun'u kolundan tutarak çekti ve ikiliye sıkıca sarıldı.
♡
"Tekrar ölebilir miyim ki?"
"Zayıf olan sen değil misin? Herkesin dileğini yerine getiren bir cinsin sonuçta, hm?"
♡
Jisung
"Benim ormanımdan bir hain mi?"
Jeongin'in şaşkın sesi odada yankı yaptığında kafamı çevirip ona baktım. Beyaz kanatları kabarmış, altındaki mavi tüyleri daha da ortaya çıkmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Same Scent\ MinSung
Fantasy"Bir anlaşma yapalım: Sen hayatını bana ada, bende aileni kurtarayım. Eğer istemezsen, sana zaten iyiliğinin karşılığını verdiğimiz için arkama bile bakmadan gideceğim ve o yaratıkların sizi öldürmesine, taşları çalmasına izin vereceğim. Sonuçta ben...