"Bir anlaşma yapalım: Sen hayatını bana ada, bende aileni kurtarayım. Eğer istemezsen, sana zaten iyiliğinin karşılığını verdiğimiz için arkama bile bakmadan gideceğim ve o yaratıkların sizi öldürmesine, taşları çalmasına izin vereceğim. Sonuçta ben...
"Çünkü sevmek güçsüzleştirir, yavaş yavaş öldürür."
"Koruyucular iyi Tanrı ve Tanrıçaların her şeyidir. Kırmızılarda bir istisna var belli ki."
♡
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Jisung
Gözlerimin önünde gerçekleşen olayı -kara yılanın Minho'nun dokunuşu ile kılıca dönmesini- şaşkınlıkla izlerken Minho'nun alaycı bir ifade ile suratımı izleyişini umursamıyor, daha çok umursamamaya çalışıyordum.
Buraya gelmeden önce kolunu tutup sorusuna cevap verdiğim zaman boynumdaki hançeri kaybolmuş, benden bir iki adım gerilemiş ve sanki emin olmak istermiş gibi gözlerimin içine bakmıştı.
Sonraysa yalan söyleyip söylemediğimi anlayamıyormuş gibi "Duygularım yok benim kırmızı," demişti. Benim ona olan duygularımı anlamıyor, belki de yalan söylediğimi düşünüyordu.
"Peki ya," diye mırıldandı sırtını duvardan ayırıp yanıma gelirken. "Bundan sonra ne yapacaksınız?"
Onlar plan yaparken yanlarında değildim, nereden bilebilirim? "Bilmem. Tanrıça'nın peşinden gideceğiz büyük ihtimalle."
"Aptallık. Hayatınız bu kadar değersiz mi?"
"Senin hayatın bu kadar değersiz miydi?"
"Bilmem." Omuz silkti. Gözlerini yüzümde gezdirirken sorduğum soruyu sorguladığı her halinden belli oluyordu. "O zamanki halimin ne düşündüğünü bilemem."
"Şimdi olsa yine yapar mısın?"
"Sizin için hayatımdan vazgeçmem. Bu aptalca. Bu yüzden duyguları yaratmayı istemiyorum. Her şey düzeldikten sonra -ki düzelir mi gerçekten bilmiyorum ama- karşıma hiç çıkma koruyucu."
"Bu senin kaderin." Ben çıkmamıştım karşısına, o beni bulmuştu bir kere. "Ve gelecekte beni yanına alan sensin. Bunu bozamazsın."
"Bozarım koruyucu ve inan bana karşıma çıkarsan eğer, seni öldürürüm."
"Neden şimdi yapmıyorsun?"
Göz göze geldiğimizde kaçırdı gözlerini ilk defa. "İntikamımı gerçekten alacak mısın, merak ediyorum çünkü koruyucu."
"Alacağımı söyledim."
Kafasını salladı. Başka bir şey demeden masanın üzerindeki kılıcın kabzasını tutup kaldırdı, parmağını keskin tarafında gezdirdi ve sonraysa bana doğru uzattı.
"Kullandığın diğer kılıçlara benzemez koruyucu."
"Biliyorum." Eh Minho ölmeden önce bir süreliğine kullandığım kılıctı o.
