29

139 35 73
                                    

Yorum yapmayı unutmayın!!!

...

"Yüce Tanrı bir işe yaramış, güzeller güzeli bir kırmızıyı kaderime bağlamış."

"Bu yaşatmaz beni. Ölümün geri dönüşü yoktur."


Jisung

Geçmişteki cadının bahçesindeki büyük masaya oturduğumuzda yanımızdan ayrılmıştı iki cadı, kendi aralarında onlar için önemli olan konuları konuşacaklardı belli ki ve umarım bu konu geleceği değiştirmekle -geçmişteki cadının hiçbir zaman bir insanla olmaması- olmazdı.

Chan, Changbin ve Hyunjin ayakta bekliyordu. Oturacak yer vardı lakin hiç kimse Minho'nun yanına oturmaya cesaret edememişti.

Hwasa gözlerini önünde küçük bedende gezdirirken Minho rahatsız olduğunu anlatmak istermiş gibi yerinde kıpırdandı ve ters ters Hwasa'ya baktı. Bu durumdan hoşnut olmadığı belliydi, onu sorguya çekiyor gibiydik ve hepimiz dik dik ona bakıyor, inceliyorduk.

Kısık bir sesle bir şeyler dedi lakin hiçbirimiz anlamadık onu. Bu ufaklık karşımızda deli gibi çekiniyordu, bir iki defa konuşurken kekelemiş ve belli olmasın diye öksürmüştü hemen. Birçoğumuz ile göz göze gelemiyordu, gelince de hemen kaçırıyordu gözlerini.

Çocukken böyle miydi Minho? Sanmıyorum, farklı bir şeyler vardı. Onun kendisi ile konuşmak isteyen yabancılardan çekinmesinin bir sebebi olmalıydı.

"Biriniz konuya girse iyi olur." Boğazını temizler temizlemez konuştu ve gözlerini her birimizin üzerinde gezdirir. Gözlerimiz buluştuğunda ise yutkundu sertçe, hızla kaçırdı gözlerini.

Ya da sanırım daha çok benden çekiniyor, benimle göz teması kurmamaya çalışıyordu.

Bunu fark etmiş gibi yanımda oturan Jeongin bana kısa bir bakış attı. Onunda dikkatini çekmişti belli ki bu durum.

"Yakın zamanlarda anneni gördün mü?" Naeun'un sorusuyla birlikte kaşlarını çattı Minho, düşünüyormuş gibi duruyordu.

Elini ensesine attı. "Hangisini," diye sorarken sesinde garip bir tını vardı. Korku muydu yoksa telaş mıydı anlayamamıştım bunu.

Hangisini... Bu da demek oluyor ki Tanrıça kendisini çoktan geçmişteki cadıya, oğluna ve geçmişteki haline göstermişti çoktan.

"Sana garip geleni."

"Çürüyormuş gibi olanı," diye onayladı Naeun'u. "Jae ile birlikte, evdeler."

Naeun telaşla yerinde dikleştiğinde irkildi Minho. Yanlış bir şey deyip demediğini düşünürmüş gibi kaşları havalandı, Naeun'a baktı.

Same Scent\ MinSungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin