Hoş geldiniz kuzular,
Böyle bir giriş yapalım bakalım. Farkında değilmişim ama galiba yapılan kötü yorumlar beni soğutmuş arkadaşlar belki buna hakkım yok ama eskisi gibi değilim yazarken bir de yazdığının karşılığını alamamak daha kötü inanın. Neyse...
Oy sınırı 250.
Keyifli okumalar 🌸
●●●
Bir yıl önce babasının rahatsızlığının üzere İstanbul'a geri ve kesin dönüş yapmıştı. Öğretmenliği artık ardında bırakması gerektiğinin pekala farkındaydı. Onun için yeterli değildi belki daha fazla okumak için heveslenen gence uzanıp onların hayallerine yaklaştırabilirdi ancak yüzleşmesi gereken bir gerçek başına geçmesi gereken birkaç fabrikanın tek varisiydi kendisi. Eğer bir kardeşi olsaydı hiç düşünmeden kardeşine bırakırdı kendine göre fazlasıyla hırs gerektiren bu işleri.Bir yıldır kendini yetiştirmiş unuttuğu tüm işleri hatırlamıştı. Bir yılın sonunda ihaleye girdiği rakip bir firmanın tehditlerine karşı karşıya kalmışlardı. Başlarda çok umursamayan aile sonrasında bu firmanın eskiden girdiği işlerde tuhaf bir şeyler olduğunu anlayıp Ankara'daki avukatlarla tek tek görüşmüşlerdi ancak bir türlü tatmin olamayıp hiçbirine iş vermek istememişti. Son görüştükleri kişiler ise fazla tecrübeli olmayan iki avukattı. Babası ve annesiyle oturup yeni işe başlayanlara bir şans vermeyi karar verdikleri için bu şansı onlara vermeyi düşünmüşlerdi. Çok umudu yoktu aslına bakılırsa ancak yinede hepsini dinlemeye gittikleri gibi özel toplantı odasını hazırlattırmış ve diğerlerini ağırladığı gibi ağırlamıştılar onları.
Kenan odaya girdiğinde ilk dikkatini çeken tanıdık gelen kızıl saçlar ve mavi gözler olmuştu. Bu gözleri bu yüzü daha önce tek bir kişide gördüğü için hemen tanımıştı genç kızı. Başta şaşırmıştı onun burada ne aradığını az çok tahmin ediyordu. Öğretmenliği bırakmıştı belli ki ancak avukat olmuştu. Kendinden emin dik duruşu her zamanki gibiydi. Yüzü daha kadınsı hale gelmiş ve güzelleşmişti sanki. Gülümsedi istemsizce bir öğrencisini böyle görmek onu mutlu etmişti. Gözlerini kızdan çekip karşısında babasıyla tokalaşan uzun boylu kumral yeşil gözlü gözlüklü adama kaydırdı. Babasından sonra adamın elini sıkıp yanında ona benzeyen ancak biraz daha kısa olan adamla el sıkıştıktan sonra gözleri kızıl saçlı kıza takıldı.
Kadının bakışlarındaki olgunluk ister istemez o an dikkatini çekmişti Kenan'ın. Kadını gördüğünden memnun bir halde gülümsedi adam. Elini sıktıktan sonra oturdu karşılarına. İçten içe istiyordu ki bu davayı alsınlar. Alsınlar ki yetiştirdiği öğrencinin başarısıyla gurur duyabilirsin. Ailesine o kız benim öğrencimdi diyebilesin. Kenan'ın bu hayattaki tek heyecanıydı öğrencileriyle gurur duymaktı ve bunu yapabileceği her yerde yapardı. Başlarda sıradan bir konuşma gerçekleşti. Babası eline aldığı kalemle işi onlara vermeyeceğini dair notlar alırken gelen ince sesle herkesin dikkati kıza yönelmişti.
Kızın konuşmasıyla kaşları çatılan Kenan sinirlendi istemsizce. Bu kız hala şımarık bir kız çocuğuydu onun olgunlaştığını düşünmek yanlıştı. Nasıl tanımadığı bir kadının ve çocuklarının hayatını tehlikeye atabilirde o kadınla yalnız başına konuşabilirdi? Sinirle nefes aldı yavaşça. Konuşmasının bitmesini bekleyip onun yaptığını onaylamadığı belirtircesine konuştu. Devamında gelen detaylar iyiyce canını sıktı. Bu adamlar eli silah tutan adamlardı yalnız başına iş yapması da ne demekti? Onları reddettiğini söyleyecekti hazırdı ancak babası ondan önce davranıp işi onlara vermişti bile babasından sonra susan adam sinirle buna sebep olan kıza baktı mutlulukla gülümseyen kızın gözleri parlıyordu. Başını iki yana sallayıp önüne döndü adam. Bu hayatta en korktuğu şey kendi menfaati yüzünden başka insanların hayatının mahvolmasıydı ve eğer böyle şuursuzca hareket eden bir avukatla iş yaparlarsa muhtemelen masum olan çok kişinin hayatı mahvolacaktı.
Yavaş hareketlerle izinle oradan ayrılan avukatların ardına bakarken dayanamadı Kenan. "Nazlı Hanım siz kalın." Diyebildi sakin tuttuğu sesiyle.
Kaşlarını çatarak bakan Burhan başını yavaşça Kenan'a çevirdi. "Nazlı demek biz demek Kenan Bey buyurun söyleyin söyleyeceğinizi."
Derin nefes alan Kenan. "Yeri gelecek ayrı ayrı iş yapacaksınız o zamanda Nazlı Hanım'ın ardını mı kollayacaksınız." Sabır dilenircesine konuşan adamın sözleri istemsizce gerdi Nazlı'yı. Kendini bu adama ispat etmeliydi. Hala çocuk olarak görüyordu belli ki kendisini.
"Sorun yok." Dedi kendine kaşları çatılmış bakan adamlara. "Bu benim işim." İtiraz etmek için ağzını açan Burhan ağabeyisine ise telkin edici bir bakış atınca onu anlayan adam susup arkasını dönüp çıkmıştı. Onu takip eden Ahmet ağabeyi de çıkınca masaya doğru iserlemiş adamın karşısına oturmuştu.
Oğlunun özel konuşmak istediğini anlayan adam karısına baş işareti yapmıştı. Hayatları boyunca oğullarına karşı anlayışlı olmuşlardı. Yine her zaman ki gibi anlayışla kalkarken oğlunun omzuna elini koyup sıktı. Ardından kızıl saçlı güzel kıza bakıp göz kırptı. "İstikbaliniz parlak Nazlı Hanım."
Kenan'ın ilerideki haliymiş gibi gelen adama gülümseyerek karşılık verdi genç kadın. Onların gidişini izleyip kendisiyle konuşmaya başlayan adama baktı.
"Seni burada ilk gördüğümde gururlandım biliyor musun?"
Gözleri parlayarak adama bakan kadının kalbi o an hızlanmıştı ancak adamın konuşmasıyla içindeki heyecan sönmüş yerini öfkeye bırakmıştı.
"Öğrencim başarmış dedim büyümüş dedim."
Öğrencim, öğrencisi değildi artık onun öğrencisi olarak bir şeyler başarmış da değildi. Hatta öğretmenliği ondan dolayı bırakmıştı aslına bakılırsa ondan dolayı başlamıştı öğretmen olma isteği ama sonuç olarak öğretmen olmamıştı.
"Ama hala şımarık küçük bir kız çocuğusun. Başka insanların hayatını nasıl tehlikeye atarsın?! Nasıl bu kadar aklı havada olabilirsin?! Saydığın bütün insanların hayatı tehlikede belki daha çok insanın hayatınıda tehlikeye atacaksın! Nasıl bu kadar pervasız olursun?!"
Adamın yükselen sesiyle birlikte sözünün bitmesini bekleyen kadının dudağında alaycıl bir gülümseme oluştu.
"Yıllar sizden cesaretinizi almış hocam. Siz ki dövülmek pahasına öğrencilerimizin okula gelmesi için uğraşan öğretmendiniz şu haliniz hiç size yakışmıyor."
"Karıştırma onu ben kendimi tehlikeye atıyordum sen herkesi tehlikeye atıyorsun! Senin yüzünden bir anne ölebilir! Belki bir aile yok olacak-"
Daha fazla konuşmasına müsaade etmeyen kız kalkmıştı çoktan ayağı. Masanın yanından ona doğru eğilip göz göze geldi. Dudağındaki şuh gülüşe engel olmadan ona karşı kışkırtıcı bir bakış attı. "Hep böyleydin beni tanımadan ön yargılarınla karar verip durdun. Hiç sorgulamadın. Büyüdüğümü sandın ya büyüdüm bunu en çok sana göstereceğim ve Kenan inan çok keyif alacağım."
Mavi gözlerin gözlerine attığı hırs dolu arzulu bakışlarla şaşıran adam yutkundu istemsizce. Nazlı değiştiğinin o an farkına vardı. Eskiden ona bakan bakışlarında masumiyet de görürken şimdi ki bakışları ihtiras doluydu. O gözlerde tuttuğunu koparacak kadını görmüştü.
Ondan aniden uzaklaşan kadını tüm dikkatiyle izlerken. Ellerinin kızıl saçlarına dokunuşunu şuh gülüşünün alaycıl hal almasını ve kendine göz kırpmasının her anını takip etti.
"Her şey bittiğinde ise bugünleri ve eskiyi hatırlatıp seninle dalga geçeceğim."
Ardından kızın ordan gidişini izledi.
Dudağının ucunda alaycıl bir gülüş oluşurken başını iki yana salladı. Nazlı tehlikeliydi ancak kendisi o tehlikeleri geçeli çok olmuştu.
●●●
Evet bölüm sonu.
Kenan ve Nazlı hakkında ne düşünüyorsunuz?
Nazlı mı galip çıkar Kenan mı sizce?
Eskisi kadar hevesli değilim artık ama merak etmeyin hikayelirin üçünü bitirmeden gitmeyeceğim. Bunun dışında pek açılama yapasım yok kuzular inanılmaz günler yaşıyorum duam eskiye dönmek meğer sıkıcı diye yaşadığımız hayat nimetmiş aldığınız nefeslerin kıymetini bilin olur mu?
Sevgilerimle 💙
![](https://img.wattpad.com/cover/336731246-288-k615148.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Öğretmen Bey (Askıda -1 Ağustos'ta yeni bölümler gelecek)
Roman d'amourOn dört yaşından beri aşık olduğu adamın peşinde koşan Nazlı adama biraz olsun yakın olabilmek için okulunu bırakıp devletin başlattığı altı aylık öğretmenlik kursuna başlamıştı ancak Kenan'ın ona koyduğu engellerin bu kadar kırılmaz olduğunu hiç dü...