8. Bölüm : O GÜLÜŞ!

1.5K 122 17
                                    

Dongwoo'ya baktım ve aynı anda koşmaya başladık.

Dağın tepesine gittiğimizde sonunda baş başaydık.

Ağaca çıkmıştık. Yerden yirmi metre yüksekte kalmaya alışmayı denedik.

Artık burası bizim en sevdiğimiz yerlerden olmalıydı.

Myungsoo'suz ve sessiz...

Dallar kalın olduğu için ikimizi de taşıyabiliyordu.

Yükseklik fazla olduğundan korktum ve Dongwoo'nun yanına oturdum.

- Myungsoo neden seni bu kadar istiyor ? Sevmiyordu bile.

- Seviyormuş aslında ama belli etmiyormuş. Jimin'lerin yanına gidip sürekli beni anlatıyormuş. Yani o ortalıktan kaybolmaları felan... Başka kızlarla alakasızmış.

- Hala onu seviyorsun , değil mi ?

- Dongwoo , üzgünüm. Unutmaya çalışıyorum ama işleri zorlaştırıyor. Etrafımda olmasından hem mutluyum hem de rahatsızım.

- Önemli olan etrafındaki değil , kalbindeki. O kişinin kim olduğunu bugün sormam , soramam. Cevabından korkuyorum.

- Seni çok sevdiğimi bil yeter.

Elini tuttum ve başımı omzuna yasladım. Uzun süre onunla bu şekilde kalabilirdim.

Burnumuza garip bir koku geldi. Etrafta yeşil duman vardı.

Başım dönmeye başladı , daha fazla kalsaydık bayılıp yirmi metre yükseklikten yere çakılabilirdik.

Aşağı hızlı bir şekilde indiğimizde :

- Myungsoo ?

- Angel , benimle gel !

- Neden ?

Gözlerim karardı ve kendimi kaybettim.

***

Başım ağrıyordu.

Neresiydi burası ? Dongwoo ve Myungsoo'ya ne oldu ?

Etrafıma bakındım. Çok yabancı bir odadaydım. Duvarları bembeyaz ama içeride ki bütün eşyalar simsiyahtı.

Buranın Myungsoo ile bir ilgisi olmalı.

Siyaha başka kim bu kadar takıntılı olabilirdi ki ?

Duvarlar kadar beyaz olan ahşap kapı hareket etmeye başladı. Korku filmlerindeki gibi gıcırtısı da vardı.

Kulaklarım hassas olduğu için irkildim ve bulunduğum yatakta doğrulup oturdum.

Kulaklarımı elimle kapatmıştım.

- Myungsoo ?

- O zehirli duman bayılmana sebep oldu.

- Dongwoo nerede ? Beni etkilemişse onu da etkilemiştir.

- Neden önce onu soruyorsun ?

- Karşımda o olsaydı seni sorardım.

Gözlerini sinirle tavanda gezdirip :

- Yan odada.

Ayağa kalktım ve hemen önünde durduğu gıcırtılı kapıdan geçmek üzere yürüdüm.

Ellerini kapının çerçevesine koydu.

- Nereye gidiyorsun ?

- Dongwoo'nun yanına.

- Gidemezsin.

- Nedenmiş o?

- İzin vermiyorum. Önce bana geri döneceğini söylemezsen ; bu odadan çıkamazsın.

Cevap vermeyip kollarımı birleştirdim.

Etrafta göz gezdiriyordum şimdi de.

Masanın üzerinde bir kelepçe vardı. Polis kelepçesi... Ne işi varsa artık !

Masa biraz ilerideydi ve o kelepçeyi Myungsoo anlamadan bileğine takmalıydım.

Ona geri döndüm ve düşünmeden elimi ensesine atıp dudaklarını kendiminkilerle birleştirdim.

Onu kendime doğru çekmeyi başardım. Rahatsız gibi görünmüyordu.

Elinin tekini belime doladı ve kendine doğru yaklaşmamı sağladı. Yatağa düşmem için ittirmişti.

Masa yatağın hemen yanındaydı. Yavaşça kelepçeyi aldım ve bir ucunu yatağın başındaki demirlere taktım.

Myungsoo gitgide artan tutkusuna yenik düşecekti.

Elini saçlarıma attığında fırsatı kaçırmayıp bileğine kelepçenin diğer tarafını taktım.

Bileğinde soğukluğunu hissedince durdu. Kelepçeye doğru baktı ve güldü.

- Myungsoo , çok çabuk kanıyorsun !

Kalkmak için hamle yaptığımda diğer eliyle bileğimi zorladı. Kurtarmayı çalıştığımda baktım ve başka bir kelepçe daha vardı !

Benim bileğim ve Myungsoo'nun bileği arasındaydı bu kelepçe de.

Birbirimize kilitlenmiştik...

- Angel , seninle bu şekilde kalmayı planlamamıştım. Yatak aklımda yoktu. Artık ; sen , ben ve yatak birleşmiş durumdayız.

- Çok kötüsün !

- Ya da senin kadar zekiyim.

O sinsice gülümsemesini yaptı.

En azından bana dokunamayacak...

Bir eli benim elime diğer eli ise yatağın demirine mahkumdu.

Ben istemediğim sürece hiçbir şey yapamazdı.

Yatağın kenarına oturmuştum.

Onun üstünde durdukça gerilmekten bileğim acımıştı.

- Myungsoo, anahtar nerede ?

- Anahtar yok ki !

- Ne demek anahtar yok ?

- Hiç ayrılmayalım diye almamıştım anahtarını ! Şu yatağı oyuna sokmasaydın çok iyi olacaktı.

- Bu tamamen senin suçun.

Hafifçe doğruldu ve bileğimdeki kelepçe yoluyla beni kendine çekti. Üzerine doğru düşmüştüm.

Kapı açıldığında Dongwoo içeriye baktı.

----- 8. Bölüm Sonu -----

Şeytan Gerçek ★ INFINITE & BTSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin