17. Bölüm : NASIL AFFEDEBİLİRİM ?

1.2K 100 8
                                    

Myungsoo donuk şekilde onlara baktığımı fark etti ve hemen bana sarıldı.

- Sana her şeyi açıklayacaktım zaten. Sakın şu an yanlış anlayıp benden korkma !

- Nasıl anlatacaktın Myungsoo ? Merak ettim! Aramızda olan onca şeyi , yakınlığımızı , anılarımızı ? Bunların hepsini anlattığında zaten senden ayrılacak Angel. Aslında bence de anlatmalısın. Yardım bile edebilirim , unuttuğun yerler de devam ettirebilirim...

Bana sarılmayı bırakması için kendimi geriye ittim.

Temasımız kesilince ortalıktan kaybolmuştum.

Yattığımız odaya koşup kapısını kilitledim.

Dileğim neden Jungkook ve Sungjong'a işlemedi ki sanki ? Ortalığı tekrar karıştırabiliyorlar !

Yatağımın üzerine oturdum ve düşünmeye başladım.

-FLASBACK-

- Hızlı trene binelim !

- Damon korkuyorum ondan. Siz binin, ben beklerim sizi.

- Angel yine kendini soyutluyorsun. Korkmana gerek yok. Bak , hepimiz cesaretimizi toplayabiliyoruz. Bence sen de yapabilirsin.

- İnatlaştırma beni Damon. Ben sizi beklerim , hatta kafede oturup içeceklerimizi sipariş ederim. Anca getirirler zaten.

- Tamam , sen bilirsin.

Benim dışımda diğer üç kız ve dört erkek olarak kalanlar hızlı tren kuyruğuna girdiler.

Bense yan tarafta bulunan kafeye girip en büyük masaya oturmuştum.

Yanıma gelen garson :

- Ne alırdınız efendim ?

Önümdeki listeye baktım ve herkesin sevdiği içecekleri hatırlamaya çalıştım.

- Üç kola , bir sıcak beyaz çikolata , iki karışık meyve suyu , iki neskafe !

- Hazır olunca getireceğim efendim.

Garson gider gitmez yanıma birisi daha geldi. Az önce giden garson gibi simsiyah giyinmişti.

- Sipariş verdim.

- Ben garson değilim. Arkadaşlarımla bir bahse girdik ; numaranı verir misin ?

- Hayır tabii ki.

Arkasındaki masada oturan altı kişinin beşi gülmeye başladı.

- Onlar arkadaşların mı ?

- Evet , o masadakilerin hepsi.

- Yanıma otur. Bu onlara yeter.

- Senin arkadaşların yanlış anlar mı ?

- Hızlı trene binmek için sıraya girdiler. Uzun bir süre gelmezler bence.

- Ya erkek arkadaşın ?

- Erkek arkadaşım yok ki. Sevgili olarak yok yani.

- O zaman oturabilirim , teşekkürler. Bu arada adım Myungsoo.

- Benim adım da Angelina. Memnun oldum.

- Ben de.

Biraz zaman geçti ve sessizliği bozdu :

- Hala bakıyorlar mı ?

- Evet bakıyorlar , bir kişi hariç hepsi gülüyor.

- Sungjong muhtemelen.

- Yeni bir arkadaşınız mı ? Size alışamamıştır belki.

- Hayır uzun zamandır yanımızda.

- Neden gülmüyor ?

- Sevg-yani o bu tür şeyleri pek komik bulmaz !

-FLASBACK SONU-

Kapı çaldı ve açılmak için zorlandı.

- Angel , açar mısın kapıyı ?

- Jimin , sen misin ?

- Evet.

- Yanında veya etrafında birisi var mı ?

- Hayır yok.

Yerimden kalktım ve kapının kilidini çevirdim.

Myungsoo birden içeriye daldı. Arkasında da Taehyung vardı.

- O ses ?

- Taehyung'un gücü bu. Ses taklitçisi.

Arkasını dönüp ona gitmesini istercesine ellini salladı.

Kapıyı kapattı ve içeride hapis kalmamız için kilitleyip anahtarı alttaki boşluktan dış tarafa attı.

- Kapıyı kırabilecek gücümün olduğunu biliyorsun değil mi Myungsoo ?

- Beni dinlemek zorundasın.

- Dinlemeyeceğim demedim zaten. Başla !

Yatağın ucuna oturmuştum.

- Sungjong için yapmıştım her şeyi. Daha önce bir sevgilisi vardı , ayrılmıştı. Ardından benden hoşlandığını itiraf etti. Başında tabii ki de kabul etmedim böyle bir saçmalığı ama diğerleri beni ikna etti ve bir şekilde çıkmaya başladık... Seninle konuştuğum ilk günü hatırlıyor musun ? Sungjong hariç herkes gülüyordu hani... Nedeni buydu. Sevgilimdi ama ben onu hiç öyle görmedim.

- Ne kadar ileri gittiniz onunla ?

- Seninle ne kadar ileri gittiysem o kadar.

- Y-yani ?

Tekrar donmuştum çünkü ben Myungsoo ile çok fazla birlikte olmuştum.

----- 17. Bölüm Sonu -----

Şeytan Gerçek ★ INFINITE & BTSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin