"Biliyorum.Aslında hiçbir şey olması gerektiği gibi olmuyor.Ama insan elindekileri kaybetmeden de olması gerekeni bir türlü olduramıyor; ta ki yıkık fikirlerinde kendisine de yer verene kadar."
Ghodsi'nin kulağına eğildi ve " Ne kadar da doğru! Daha 14 yaşındayım ve sahip olduğum her şeyi kaybetmişim gibi hissediyorum ama aslında kaybetsem ölecekmişim gibi hissettirecek birileri var hala." dedi Jane ve odanın diğer ucunda Colt marka tabancasını temizleyen amcasına sabitledi gözlerini.O'nun için ne kadar ileri gidebileceğini düşündü ve bir sınırı olmadığını fark etti.
Jane,bakır paranın elinde mühre dönüşmesinden sonra nefes aldığı her saniyenin ölümle dans etmek olduğunu öğrenmişti.Oculas'ı düşündü.Düşünmek istemedi ama aklından da çıkaramıyordu bir türlü.Pencerenin önünde durdu ve bunları düşünürken çayını yudumladı. İgoras'ın kitabının camda ki yansımasını farketti.Jane,tam da kitabın yansımasında uzaklara dalmak üzereydi ki Ghodsi'nin kitabı eline almasıyla irkildi ve odak noktası dağıldı.Nicholas'ın onu izlediğini fark edince bakışlarını odanın çatlamış duvarlarında gezdirdi.
"Sorun nedir Jane?"
"Bir şey yok.Sadece bir plan yapacak mıyız merak ediyordum." dedi Jane.Ghodsi de Nicholas'tan bir cevap bekliyordu bu konu hakkında.
Nicholas'ın yüzünde ki ifade ne kadar yorgun ve bitkin hissettiğini resmediyordu.
"Bakın çocuklar,şu an asıl önemli olan, Sirdolyon askerlerinden kurtulmanın bir yolunu bulmak.Şimdi ikinizden biri şu kitabı okuyabilirse belki de bu konu hakkında bir cevaba sahip olabiliriz."
"Denedik Nicholas.Sen de biliyorsun.Bu kitabı okumaya çalışmak bize işkence ediyor resmen.Bütün cevapların orada olduğuna eminim ama..."
Ghodsi'nin bölmesiyle cümlesi yarım kalmıştı.
" Kitabı çevirmeye çalışırsak bu bizi öldürebilir.Daha iyi bir fikrin var mı Nicholas?"
"Belki de şu kitabın ön sözünde ki madalyonu bulmalıyız.Bilmiyorum.Saçmalıyorum.İgoras denilen şu manyağın ne düşündüğünü nereden bilebilirim.Tanrı aşkına!"
Jane,gözlerini duvardaki çatlaklarda gezdirirken amcasının dediği aklında durmadan tekrar ediyordu.
"Madalyon.Arkası ve önü.Seçilmişin dilinden..."
Nicholas ve Ghodsi,Jane'in ne demek istediğini anlamaya çalışıyorlardı.
Madalyon,Arkası ve önü.Seçilmişin dilinden...
"Jane!Tanrı aşkına ne demeye çalışıyorsun?" dedi Ghodsi.Jane'in çıldırmış gibi bakışlarından korkmamış da değildi.Ghodsi tam elini Jane'in omzuna koyacaktı ki Jane, Ghodsi'nin elini havada yakaladı ve gülmeye başladı.
"Bu bir bilmece Ghodsi.Bir bilmece.Ve sanırım kitabı okuyabilmek için bilmeceyi çözmemiz gerekiyor.Kitabı aç ve girişte ki metni oku."
Heyecanlanmıştı ve Nicholas'da Jane kadar heyecanlı görünüyordu.Ghodsi, kitabı tekrar eline aldı ve kapağını araladı.Okumaya başladı.
"Her lanet bu kitapla yok olur ve yeniden doğar.Seçilmişin dilinden okunur ancak karanlığın dili.Karanlığın geldiği gün iki seçilmiş ancak kehaneti gerçekleştirir.Onlar ki karanlığı sonsuza dek yok edecek madalyonun arkası ve önüdür."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Jane Langdon
FantasyÖlümün gözlerinin içine baktığında,O da senin gözlerinin içine bakar.