17. PANDORA'NIN KUTUSU

932 72 26
                                    






Merhaba!

Aslında planım 26 Eylül'de atmaktı ama gerçekten yetişmedi. Ben de telafi etmek için yazdığım en uzun bölümle geldim. Yıldızı parlatıp yorum yaparsanız çok sevinirim çünkü bazen ufak motivasyon eksiklikleri yaşıyorum.

Eğer ulaşmak isterseniz twitter: @/velesenas

Çok uzatmadan bölüme geçelim!
Keyifli okumalar!
🩶

"Pandora'nın Kutusu açılıp, Zeus'un içinde sakladığı bütün kötülükler dünyaya saçıldığı zaman, orada son bir kötülüğün kaldığından kimsenin haberi olmamıştı: Umut

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Pandora'nın Kutusu açılıp, Zeus'un içinde sakladığı bütün kötülükler dünyaya saçıldığı zaman, orada son bir kötülüğün kaldığından kimsenin haberi olmamıştı: Umut. O zamandan beri kutuyu ve içindeki umudu iyi olarak yorumladık. Fakat Zeus'un arzusunun insanların kendilerini işkenceye teslim etmeleri olduğunu unuttuk. Umut, kötülüklerin en kötüsüdür. Çünkü işkenceyi uzatır."

– Friedrich Nietzsche

17. PANDORA'NIN KUTUSU

Bu savaşı kazanmak istiyorum.

Çünkü savaşmam gerekiyorsa kazanmam şarttır, bunu biliyorum. İstediğimi almak için ileri gitmem gerekiyorsa, gitmek zorundayım. Kazanmanın tadını bir kez alıp kaybetmeyle yetinebilir miyim? Zafer sarhoşluğunu hissettikten sonra yenilgilerin acı gerçeklerini sindirebilir miyim? Dünyadaki gürültünün kafamdakinden daha az olduğunu bilip savaşmaya devam edebilir miyim?

Yenilirsem dünyaya değil, o boşluğa yenileceğim.

Düşersem kaybolup gideceğim.

Ben seni yanı başımdan ayırıp bir başına mı koymalıyım şimdi? Oysa ben seni bu savaşa vermek hiç istemiyorum.

Çünkü sen kapımın eşiğindeki hayalet değilsin. Seni kaybedersem hayalinden bile önce gidersin.

Uzun zamandır ilk kez beni koynuna çeken uykunun yalandan ibaret olmadığına inandım ama bir şeyi unuttum. Ben içimdeki her şeyi bir yalanın kılıfına uydurmuştum. Ben, o huzurlu gecelerin birinde her şeyimi kaybettiğimi nasıl unutmuştum?

Güçlü sayıyorum kendimi ama güçlü olamayacak kadar yorgun olduğumu kendime itiraf edemiyorum. Ellerim titremez sanıyorum ama tırnaklarım derime battıktan sonra istese de titremez, bunu unutuyorum. Sesler susacak sanıyorum ama sesler sustuğunda nefes bile alamayacağımı aklımdan çıkarıyorum. Kafamın içindeki şeytanı yok sayıyorum ama o şeytanın benimle olduğunu hiç unutamıyorum.

Eninde sonunda her şey mahvolacaksa onu sadece benim mahvedebileceğimi biliyorum. Biliyorum. Bizi bu gitmeler ve kalmalar mahvedecekti.

Beni kaçtıklarım değil, unutamadıklarım tüketiyor.

MATEM SENFONİSİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin