14. İŞGAL

769 70 43
                                    







Merhaba!

Bu bölümü o kadar çok yazıp sildim ki... Sonunda en çok içime sinen hâle getirebildim.

Oy verip yorum yaparsanız çoook mutlu olurum^^

Umarım severek okursunuz, keyifli okumalar!
🩶

Umarım severek okursunuz, keyifli okumalar! 🩶

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


14. İŞGAL

Cennetin kapısı aralansa oradan geri dönerdim.

Kapılar açılıyor, kapılar kapanıyor. İnsanlar hayatlarımızda asla kalıcı olmuyor. Kimi zaman anlamıyoruz; o eşikte kimlerin kaldığını, kapanan kapıların arkasından bize kimlerin baktığını... Çünkü tanımıyoruz kimsenin yokluğunu. Bilmiyoruz. Garip aslında her şey. Herkes kadar.

Yoklar, Devin.

Kimse yok. Ses yok. Nefes yok.

Hiç anlamamışız ki birinin varlığını.

Adın... tanımıymış yokluğun.

Biz yokluğun ne olduğunu hiç anlamamışız, bir hayaleti bizi kurtarır sanmışız. Nasıl anlaşılır ki birinin yokluğu? Birinin yokluğunu kapında bekleyen hayalete bakarken mi anlarsın yoksa onun bir hayalden ibaret olduğunu kabullenmen gerektiğinde mi?

Her bakan görmez hayaletleri ama hayaletler bazılarının yakasından hiç çekmez elini.

Belkileri neden ihtimalden saymıyoruz? Belki senin adın bir başkasının kapısında bekleyen hayaletin de adı? Hepimizin bir hayali, hepimizin bir hayaleti, hepimizin o hayallerden kalma bir kırığı yok mu? Senin hiç mi olmadı?

Hayatını şekillendiren o kırıklardan arta kalan. Bugün, dünden daha güçlüysen sebebi kursağına dizilen heveslerin, kırık dökük hayallerin. Bakma öyle, dinleme beni. Sen bilmezsin bir dik duruş için neleri kırman gerektiğini. Bir dik duruşun, hoyrat bir bakışın, hırçın bir nefesin gerisinde hep başka bir şey vardır.

Sen, yalnızca sen olmuyorsun çoğu zaman. Bazen bir annenin güzeller güzeli kızı, bazen bir babanın şefkatle saçını okşadığı evladı, bazen bir aşığın gözlerindeki parıltının anlamı, bazen de bir yabancı... Döngü tamamlandığında biri değil, hiçbir şey olduğunu anladığın yerdir Dünya.

Ve Dünya'nın ekseni kaydığında zordur ayakta kalmak. Bir de, bir başkasının dünyasında nefes almaya başladıysan dizlerini parçalamadan izin vermez o nefesi solumana. Bir soluk alma mesafesini zamanın tanımı sayarsın belki kendi kendine ve o zaman anlarsın kimin senin nefesini keseceğini de.

Bir kez olan hep olur.

Atlas kendimi tehlikeye atmamı istemiyordu, bunu kendisi söylemişti ama varlığının benim için ne kadar büyük bir tehlike olduğunu bilmeden söyleyebiliyordu bunu.

MATEM SENFONİSİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin