1. KARANLIK VE AVCILARI

496 33 24
                                    

(Bu kitap profilimdeki Yangın kitabının düzenlenmiş halidir ve 2018 yılında yazılmaya başlanmıştır. Kurguya ilk kez başlayanlar burdan okumaya devam edebilir.)

Flower Face- Kaleidoscope


Senin için Orman, bir kez daha. İkinci kez burda olan herkese sonsuz teşekkür ederim.

23.09.2023

Bir varmış bir yokmuş, gökdelenlerin diyarında karanlık, insanları avlarmış

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bir varmış bir yokmuş, gökdelenlerin diyarında karanlık, insanları avlarmış.
Bir kız varmış, karanlık bir tek ona dokunmazmış.

Kendimden kaçıp gölgeme saklandım. Saklandım ve o karanlıkta kayboldum. Zaman üstüme örtüldü; bir gün aynaya baktığımda artık o gölgenin bir yansımasıydım.

Bu yüzden gökdelenlerin şehri Kordon'da karanlık, gün geçtikçe daha fazla ruhu avlayıp kendine hapsederken ben bir şekilde her şeyin dışındaydım ve yaşıyordum. Tabi buna yaşamak denirse. Gerçi şikâyetim yoktu, nefes alıyor olmam benim için yeterliydi. Kişisel arzu ya da istekleri olan biri değildim; ben, aldığı anlamsız nefeslere bile başkası için katlanan biriydim. Bu dünyada bir amacım, bir yerim yoktu. Varla yok arasına sıkışmış bir gölgeydim yalnızca, insanları avlayan o karanlıktan bir parçaydım.

Sokak lambalarının sarı ışığı altında geçip giden adımlarımı takip eden gözlerimi kaldırıp ileri baktığımda bomboş bir sokak ve derin bir sessizlikle karşılaştım. Benden başka hiç kimse yoktu ama bunu yadırgamıyordum. Gecenin bir yarısı dışarda olmak, özellikle de bu şehirde, akıl işi değildi hatta oldukça tehlikeliydi. Eminim yerimde başkası olsa korkardı ama insan, benim kadar görünmez olduğunda cesaret de elinde oyuncak oluyordu. İnsanların bana baktığında yalnızca yerde uzayıp giden bir gölge gördüğüne inandığımdan anlatılan tüm o korku hikayeleri benim içimde tek bir yaprak bile oynatmazdı. Hem de pek çok şeyin aksine henüz gölgeler katledilmiyordu.

Başımdaki şapkanın önünü tutup yüzüme iyice çekerken üstümdeki bol kapüşonlunun da başlığını beraberinde çektim ve geceye çöken Mart soğuğundan biraz olsun korunmaya çalıştım. Soğuktan kendimi korurdum ama onu severdim. Soğuk düşünmemi engellerdi, düşüncelerimi ezer ve sadece kendini var ederdi. Buna bazen o kadar fazla ihtiyaç duyuyordum ki belki de bu anlamsız yürüyüşlerin sebebi buydu.

Neredeyse her gece sokak sokak gezerdim bu şehri; bir şeyi aradığımdan değildi, eğer öyleyse bile neyi aradığımdan bihaberdim.

Ben sadece düşünmek istemiyordum. Fazla düşünmek insanı hasta ederdi. Düşünmekten tamamen soyunmuş bir kalabalığın içinde, çaresi olmayan bir hastalığa yakalanırsam kurtulamazdım.

Belki de aradığım bir şifaydı, bilmiyordum.

Ve bütün arayışlarımın yolları, eninde sonunda biterdi ve buraya çıkardı; gecekonduların sıralandığı ıssız bir çıkmaz sokağa. Kendi yaşadığım gecekonduya doğru ilerlerken kafamı kaldırıp etrafa şöyle bir bakındım. Üç yıldır burada yaşıyordum ve sanki bu sokak zamanın dışındaydı. Hiç değişmiyordu, gecekondularda yaşayan insanların pencereden bile baktığını görmemiştim. Her zaman çok sessiz ve tekin olmayan bir yerdi. Hoş, uzun zamandır şehrin çoğu böyleydi ama yaşadığım bu çıkmaz sokak, bir mezarlıktan farksızdı.

YANGIN, KİTAP FORMATIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin