4. SAHTEKAR MAVİ

120 16 1
                                    

Lorn- Acid Rain

Oy vermeyi ve yorum yapmayı lütfen unutmayın.

Keyifli okumalar!

İnsan üç acı noktasıyla tamamlardı kim olduğunu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


İnsan üç acı noktasıyla tamamlardı kim olduğunu.

İlk acı başlangıçtı ve doğar doğmaz ciğerlerimize çektiğimiz o nefeste saklıydı. Daha dünyaya gözlerini açmadan öğrenirdin aslında acının nasıl bir his olduğunu. İkinci noktada acı büyütürdü; senden çocukluğunu koparır, en iyi yanını çalardı ama kendini öyle bir unuttururdu ki çocuk olduğun zamanlar bir hayalden ibaretmiş gibi gelirdi. Oysa üçüncü acı, bu dünyada unutamayacağın tek şeydi. Çünkü bu acı değiştirirdi, iz bırakırdı, bir devrim yapardı benliğinde. Canın öyle çok yanar, öyle derinden kanardı ki kendinde korktuğun o her şeye dönüşmekten başka çaren kalmazdı. Kaçtığın ne varsa ona koşardın. Uzatılan şeytanın eli de olsa sıkıca tutardın.

Henüz o üçüncü noktaya ayak basmadığımı biliyordum çünkü acının değiştirdiği öyle çok insan görmüştüm ki artık gözlerinden tanıyordum. Oysa ben doğduğum gibiydim. Büyümüştüm sadece ve bu insan olmuştum ama değişimim beni nasıl birine hapseder, işte onu bilmiyordum.

Nasıl bir acı, benden kim olduğumu alabilirdi?

Vakti geldiğinde bu sorunun cevabından kaçamayacaktım ama o an gelene kadar bırakmayacaktım yürümeyi; acıya sebep olacak en ince bağları bile kesip atacaktım.

Şimdiye dek böyle hayatta kalmıştım.

Başka türlü olduramazdım.

Tüm bunları düşündüğüm saatler boyu günü nasıl geçirdiğimden habersiz onu bekledim. Bir an önce gelmesini ve aramızdaki işi bitirdikten sonra bu geceyi sonsuza dek unutmak istiyordum. Sondu, bir daha böyle bir hata yapmayacaktım. Bu şehrin kurallarına uyacaktım. Dilsiz şeytanı oynayanlardan olacaktım.

Öne doğru uzattığım ayaklarımdan birini kendime çekip çenemi dizime yaslarken diğer elimde duran kartı yüz hizamda kaldırıp tekrar inceledim. Dakikalardır evin önündeki basamakta oturuyordum, saat gece on civarlarıydı. Dün Ateş gittikten sonra Çağdaş'ın getirdiği kimliği ilk defa inceleme merakında bulunmuştum. Ve evet hala Ateş çünkü canım böyle söylemek istiyordu ve hayatımda kalıcı biri olmadığı için Çağın deme saçmalığı umurumda değildi. Her neyse, kimlikte herhangi bir fotoğraf yoktu ama parmak izimin hologramlı baskısı üzerindeydi. Sanırım turnikeye benzer şeylerden geçecektim. İzin olduğu yere parmağımı koyup bastırırken gözlerim tekrar kimlikteki soy ismimle yazdıkları adımda gezindi.

Orman Uras.

Bir adamın kimliğini kısmen, benim Girdap'a girebilmem için kopyalamışlardı. Onun erişim haklarına sahip olacaktım. Tabi sadece yarım saatliğine. Ceyhun denen herifi nasıl bulacağımı bilmiyordum ama bu işin altından bir şekilde kalkmam gerekiyordu. Yoksa bu çamur her yanıma bulaşacaktı.

YANGIN, KİTAP FORMATIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin